Paylaş
Öğretmen bir anne babanın ortanca çocuğuyum. Şile doğumluyum, işletme fakültesi mezunuyum. MSM ve Kadıköy Deneme Sahnesi'nde oyunculuk eğitimi aldım. Uzun yıllar ilaç mümessilliği yaptıktan sonra Twitter sayesinde hayatımın akışını değiştiren bir yola girdim. Bir süre Okan Bayülgen'in ekibinde editörlük yaptım. Sonrasında Cengiz Semercioğlu ile radyo programı, sonrasında İzzet Çapa'nın ekibinde editörlük yaptım. Akabinde bir Gani Müjde projesi olan Harem dizisinde oynadım. Derken Ömür Törpüsü adında farklı bir talk show programı yaptım. Şimdilerde de Güzel Köylü dizisinde yer almaktayım. Ayrıca her pazar Vatan Gazetesi'nde Ceri’nin Sayfası köşesini, her ay da Mens Health dergisinde Erkek Aklı köşesini yazmaktayım.
Ömür Törpüsü Doğan Medya bünyesindeki netDcom’da yayınlanan bir programdı. Ama şu aralar ulusal televizyonlarda olabilmesi için format üzerinde çalışıyoruz. Gelen ünlü konuklarına çanak sorular sormayan, zorlayan, sinirlerini bozan bir sunucu ve hem onun hem de gelen konuklarının gariplikleri üzerine kurulu 5-6 dakikalık bir programdı. Çok beğenilmişti. Fakat netD'nin yayın politikasını müziğe kaydırması nedeniyle sonlandı. Ama Ömür Törpüsü muhakkak yeniden yapılacak.
Hiç izlememiş olanlar buradan izleyebilirler!
“GANİ MÜJDE’NİN AKLINA GİREREK OYUNCU OLDUM”
Gayet güzeldi. Sadece o değil Nurseli İdiz, Levent Üzümcü gibi önemli oyuncularla oynamak çok heyecanlıydı. İlk dizi deneyimimde böyle usta isimlerle çalışmak nasip olduğu için çok şanslıyım.
Oyunculuğa geçişim Gani Müjde'nin aklına girerek oldu diyebilirim. Harem'in proje aşamasından haberdardım. Gani abiyle Twitter'dan arkadaştık, ‘sosyal medyadan bir isim düşünmez misin?’ diye sordum. Oradan birinin olması dizinin daha çok konuşulmasını sağlar diye düşündüm. Davet etti ofisine, deneme çekimleri yapıldı ve role uygun bulunup kabul edildim.
“KOMEDİYE DAHA YAKIN BİR OYUNCUYUM”
Evet, gerek Harem'deki Babayın Kemiği, gerekse Güzel Köylü'deki Hikmet karakterleri ekranda oldukları da insanları gülümseten karakterler. Hatta birkaç bölüm konuk oyuncu olarak bulunduğum Bir Yusuf Masalı'nda da komik bir cellat olmuştum. Önümüzdeki zamanlarda drama türünü de denemek isterim tabi ki de ama ben komediye daha yatkın bir oyuncu olduğumu düşünüyorum.
Şu an yeni bir proje yok ama Biray Dalkıran'ın çektiği, Kasım'da vizyona girecek “Seni Seviyorum Adamım” filminde rol aldım.
“GÜZEL KÖYLÜ’NÜN HİKAYESİ ÇOK SICAK”
Devam ediyoruz kış sezonunda zaten. Güzel Köylü'nün başarısı hikayenin sıcaklığından, samimiyetinden, her gün felaket haberleri almaktan bıkan insanların tebessüm arayışlarından; ayrıştırılan, ötekileştirilen halkın arkadaşlığa, kardeşliğe, yardımlaşmaya olan özleminden ve tüm bu duyguların kamera önündeki ve arkasındaki ekip tarafından çok emek verilerek başarıyla sunulmasından kaynaklanıyor bence. İnsanlar ağlamaktan sıkıldılar.
Allah’ın Hikmeti öngörülerinin tutmasından ötürü köy ahalisinin kendisine saygı duyduğu, aynı zamanda şifalı otlar hazırlayarak köylülerin derdine deva bulmaya çalışan, arkadaşlarını koruyan kollayan, yabancılara karşı temkinli, dışarıdan deli gibi görünen ama oldukça akıllı, sevilen bir adam.
Yaratmaz olur mu? Huzur buldum resmen. Tam İstanbul'dan gitmek istediğim, psikolojik desteğe ihtiyacım olan bir zamanda dahil oldum bu projeye ve birdenbire doğanın kucağında buldum kendimi. Dereler, çayırlar, köprüler, köy kahvesi, çeşmesi, bakkalı, camisi, tarlası derken kendimi şahane hissediyorum şimdi. Şu an sevdiklerimle kavuşabilmek dışında İstanbul'a gitmeyi hiç istemediğimi rahatlıkla söyleyebilirim size.
Genellikle güzel tepkiler alıyorum ve bu beni ziyadesiyle memnun ediyor. Bunun dışında benim oyunculuk tecrübemi ya da oyunculukla ilgili eğitimler aldığımı bilmeyenlerden “Twitter fenomeniydi oyuncu oldu” gibi cümleler geliyor. Hatta basında böyle haberler yapılıyor. Tabii bunlara gülüyorum artık. Ben elimden geleni yapmaya, senaristlerimizin ve yönetmenimizin hayalindeki karakteri hayata geçirmeye çalışıyorum. Ve her geçen gün yeni şeyler öğrenmeye çalışıyorum. Bu yol çok uzun ve meşakkatli biliyorum ama her şeye hazırım.
“BİR KIZIM OLSUN İSTİYORUM”
Dizi nedeniyle Muğla'da yaşıyorum yaklaşık 3,5 aydır. Muğla'yı çok sevdim. Gerek halkı gerek havası gerek bulunduğu konum, her şeyiyle çok şirin ve güzel bir şehir Muğla. Gazeteye sadece pazar günleri yazıyorum, bir de aylık yayınlanan Men's Health dergisine yazıyorum. Çok güzel arkadaşlar edindim bu dizi sayesinde. Setten arta kalan zamanlarda o arkadaşlarımla vakit geçiriyorum. Bu yaz sık sık Akyaka'ya, Marmaris'e, Bodrum'a, Fethiye'ye gittik. Bulunduğumuz konumun nimetlerinden azami miktarda yararlanmaya çalıştık. Bunun dışında Muğla’nın merkezinde de vakit geçirilecek keyifli mekanlar zaten var. Keza otelimizde de sinema akşamları yapıyoruz bazen ve oldukça eğlenceli oluyor.
Ben evlilik konusunda sınıfta kalmış bir insanım. Bu nedenledir ki yeni bir evliliğe sıcak bakamıyorum. Ama tabii ki de bir kız çocuğum olsun çok isterim. Kısmet artık, bakalım zaman neyi gösterecek. Evlilikteki başarısızlığımdan mütevellit, ailem evlilik hususunda baskı yapmıyor artık bana.
Kalabalık bir aile diyemem pek. Çekirdek bir ailede büyüdüm. Annem ve babam öğretmen oldukları için görev yaptıkları yerlerde biz bize yaşadık. Ne mutlu bana ki çok güzel bir anneye, çok anlayışlı bir babaya, çok babacan bir abiye ve dünyanın en iyi kalpli küçük bir erkek kardeşine sahibim.
Beni Güzel Köylü projesinin içine dahil ederek, bana hayatımın en güzel zamanlarını yaşama fırsatını veren yönetmenimiz sayın Mustafa Şevki Doğan hocama, senaristlerimiz Baykut Badem ve Filiz Ekinci'ye, uygulayıcı yapımcımız Aynur Başgök'e ve Dilek Öksüz'e teşekkürlerimi sunarım. Ayrıca siz Hürriyet Aile ekibine de teşekkür eder başarılarınızın devamını dilerim.
Değerli paylaşımları ve içten cevaplarından dolayı Ömür Özdemir’e çok teşekkür ederiz.
Paylaş