Ah Neriman dizisinin Hami’si ile keyifli bir sohbet

16 yaşında tiyatroya gönül veren bir oyuncu Burak Satıbol. Biz onu Mahşer-i Çümbüş programı ile tanıdık ama sonrasın birçok başarılı ve popüler projede yer aldı. Başarılı oyuncu Burak Satıbol ile şuan rol aldığı dizi Ah Neriman, gelecek planları ve aile hayatı üzerine keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.

Tiyatroya 16 yaşında başlamışsınız, yani çocukluktan beri içinizde bir oyunculuk aşkı varmış anladığım kadarıyla. Peki, bu yolda sizi destekleyenler oldu mu?

Ailem her zaman destek oldu. Çeşitli dönemlerimde öğretmenlerimden destek gördüm, ilkokul ve lise zamanlarında.
Biz sizi Mahşer-i Cümbüş programıyla tanıdık, çok keyifli bir programdı. Televizyonda olmasa da devam ediyor sanırım Mahşer-i Çümbüş, değil mi?

Evet, Mahşer-i Cümbüş devam ediyor. Türkiye'nin ilk modern doğaçlama tiyatro topluğu olmanın gururu ve bu sene 13. yılını bitirecek bir tiyatro olmanın mutluluğu içinde 17 Ekim'de sezonu açıyoruz. :) Her cuma Hayalhane’de, kendi sahnemizde seyirciyle buluşuyoruz. Bilmeyenler için www.mahsericumbus.com internet sitemiz.

“HEP TİYAROCU OLMAK İSTEDİM VE HEP TİYATROCU OLARAK ANILMAK İSTERİM”

Bir Yusuf Masalı olsun, İşler Güçler olsun hep komik karakterleri canlandırdınız. Daha farklı, dramatik bir karakteri de oynamak ister misiniz yoksa ‘ben komik adamım’ mı diyorsunuz?

Aslında ‘Ah Neriman’da kimi üzüntülü sahnelerim var, bunları yakında izlersiniz. Ama benim böyle komik ya da dramatik karakterleri canlandırmak gibi dertlerim yok. Komediyi seviyorum ve her zaman tercih ederim ama rol ne gerektiriyorsa onu yaparım. Kendimi tanımlamam gerekirse ben kendimi oyuncu olarak da tanımlamıyorum. Ben tiyatrocuyum. Hep tiyatrocu olmak istedim ve hep tiyatrocu olarak anılmak isterim. İşin televizyon kısmı gelip geçici, bugün bu proje yarın başka proje öbür gün hiç proje yok! Hiç proje yok kötü bir öngörü oldu :)

Ama bizim işlerin tabiatı bu. Ezcümle insanları güldürmek hoşuma gidiyor, televizyonda, sinemada fark etmez ama tiyatro da güldürmeye devam.

Dizideki rolünüzden bahsedelim biraz da, Hami nasıl bir adam?

Tutunamayan bir adam. Hiç bir meziyeti yok ya da var ama henüz keşfedememiş. İyi niyetli ama her işi eline yüzüne bulaştıran bir adam. Aslında sevimli ama çok arkadaş olunacak bir tip değil. Zira belayı çekiyor, tabi komik. İyi ki biz böyle değiliz diye çok gülüyoruz ona.

“PERRAN KUTMAN BÜYÜK BİR OYUNCU VE BÜYÜK BİR KOMEDYEN”

Perran Kutman gibi bir oyuncuyla çalışmak nasıl?

Meslekte bir laf vardır “iyi oyuncu karşısındakini de iyi oynatır.” Ben şimdi bunun keyfini çıkarıyorum. Büyük bir oyuncu, büyük bir komedyen. Onunla beraber oynarken her anın tadını çıkarıyorsunuz. Sonsuz bir enerjisi ve iş disiplini var. Aslında bizim işlerle ilgilenen herkesin Perran Kutman’ı çalışırken görmesi lazım, ders niteliğinde bir deneyim olur. Bir de tabi işin duygusal yanları var. Çocukluğunuzda izlediğiniz, ağlayıp güldüğünüz, filmlerin-dizilerin ta kendisi o. Yani ortak anılarınız var aslında. Ne diyeyim her gün ‘Perihan abla’ ile beraberim, üstelik etrafta Şakir yok!

Dizide biraz dram biraz da komedi var, güzel bir karışım olmuş. Peki, set nasıl?

İşini ciddiye alan profesyonel bir ekip var. Bu yapımcıdan set işçisine kadar böyle. Sektörün genelinde olan uzun ve yorucu çalışma saatleri bizde de var ancak huzurlu ve sağlıklı bir set ortamı sağlanarak aslına bu sıkıntılar azaltılmış durumda. Bu da yapımcımız Süreç Film’in, İnci ve İsmail Gündoğdu’nun katkısı büyük. Yönetmenimiz Hatice Memiş ile çalışmak çok keyifli. Oyuncunun dilinden çok iyi anlıyor. Özellikle bu tarz işlerde uzman bir yönetmen. Onun dışında set eğlenceli. Zaten sette çok sıkıntı yaratan tipler yoksa genelde her set eğlencelidir.

Dizide büyük bir aileniz var. Peki, siz nasıl bir ailede büyüdünüz çekirdek aile mi yoksa kalabalık bir aile mi?

İki kardeşim var kız ve ikiz. Bu bizi çekirdek ailenin dışına çıkarıcı bir sebep olabilir. İnsanın iki tane aynı tip de kardeşi olması kalabalık hissini artırıyor. O yüzden geniş bir aile sayılırız :) Babam doktor, annem ev hanımı. Onların dışında anneanne ve babaanneler var. Ama genelde orta sınıf 5 kişilik bir aileyiz.

“KIZIMIN ANNESİ GİBİ MİMAR YA DA DEDESİ GİBİ DOKTOR OLMASINI İSTERİM”

İlerleyen bölümlerde bizi nasıl sürprizler bekliyor, biraz tüyo verebilir misiniz?

Olmaz denen şeyler olacak, kesin olur dediklerimiz olmayacak. Bir süre sonra olmaz denip de olan şeyler olmamaya, kesin olur denip de olmayan şeyler olmaya başlayacak. Türk dizilerinin formülünü verdim size.

Yoğun bir tempoda çalışıyorsunuz eşiniz ve kızınıza nasıl zaman ayırıyorsunuz?

Her boş vaktimi onlarla değerlendiririm. Vakit yaratmaya çalışırım. Kızımla çok anımız olsun istiyorum. Beraber çok kitap okuyoruz. Bir de Ecem’le oynadığımız ve bizim icat ettiğimiz bir oyun var ‘Timicilik’ diye, onu oynamayı seviyoruz. Üçümüz beraber sinemaya gideriz. Ailecek beraber yemek yaparız. Bunun gibi şeyler. Ailem her şeyden önce geldiği için onlara vakit ayırmak zor olmuyor.

Kızınız Ecem sizi televizyonda gördüğünde nasıl tepki veriyor?

Bu soruyu Ecem’e sorduğumda bana verdiği cevap “Heyecanlanıyorum” oldu.

Ecem’in oyunculuğa ilgisi var mı ya da siz ister misiniz ileride oyuncu olmasını?

Ecem 4,5 yaşında. Her yaşıtı çocuk gibi oyunculuğa ilgisi var. Ecem’in eşimle bana oynadığı oyunlar, birçok tiyatronun repertuarını ezer. Ama bu yaşının verdiği bir enerji ve özellik olabilir. Ne olmak ya da ne olmamak istediğine kendisi karar verecek. Bana kalsa Ece, annesi gibi mimar olsun ya da dedesi gibi doktor olsun isterim.

Senaryo yazıyormuşsunuz, bu senaryoları film ya da dizi yapma düşünceniz var mı?

Evet :)