Öpüşme ile bulaşan hastalıklar

Öpüşme insanların birbirlerine yakınlıklarını ve sevgilerini göstermelerinin bir yoludur. Hatta araştırmalar öpüşmenin stresi ve kaygıyı azaltmak, kan akışını hızlandırmak ve mutluluğu arttırmak gibi yararları olduğunu ortaya koymuştur. Ancak gelin görün ki öpüşme her zaman o kadar masum olmayabilir. Çünkü insan vücudunda en fazla virüs ve bakterinin bulunduğu yer ağızdır. Bunun nedeni tükürüğün içinde yaşamlarını sürdürebilen sayısız mikroorganizmaların varlığıdır ve öpüşme sırasında gerçekleşen tükürük transferiyle bu virüs ve bakterilerin, dolayısıyla da taşıdıkları hastalıkların kişiden kişiye geçmesi mümkündür.

ÖPÜŞMEYLE BULAŞAN HASTALIKLAR NELERDİR?

Bulaşıcı hastalıklar birçok yolla yayılır. Virüs ve bakterilerin tükürük ve yiyecek-içecekler aracılığıyla yayılması olan “oral bulaşma”bu yollardan biridir. Öpüşme de oral bulaşma riskinin olduğu bir eylemdir. Öpüşme sırasında hasta kişinin virüs ya da bakteri içeren tükürüğünün diğer kişiye transferi yoluyla hastalık bulaşmış olur. “Öpücük hastalığı” adı da verilen ağız ve boğaz enfeksiyonları başta olmak üzere birçok bulaşıcı hastalık öpüşme ile kişiden kişiye geçebilir. Peki bu hastalılar nelerdir?

1. Öpücük hastalığı:

Bademciklerde beta hastalığına benzer şekilde beyaz iltihaplanmalara yol açan ve tıpta infeksiyöz mononükleöz adı verilen bu hastalık en sık öpüşme yolu ile bulaştığı için bu “öpücük hastalığı” olarak adlandırılmıştır.

2. Nezle, grip, farenjit, larenjit, verem gibi solunum yolu hastalıkları:

Çeşitli virüslerin yol açtığı burun akıntısı, ateş, baş, kas, eklem, göğüs ağrıları, iştahsızlık, kilo kaybı, yorgunluk, gibi pek çok belirtinin görüldüğü solunun yolu enfeksiyonları, doğrudan virüsle temas yoluyla geçtikleri ve bu virüslerin hasta kişinin tükürüğünde de bulunması nedeniyle öpüşme yoluyla bulaşabilirler.

3. Uçuk:

Herpes simpleks virüsünün sinir hücrelerine yerleşmesi sonucunda ağız, dudak, burun ve göz çevresinde kızarıklık, şişme, içi sıvı dolu kabarcıkların oluşumu ile seyreden ve bağışıklık sisteminin zayıf olduğu zamanlarda nüksederek ömür boyu süren bir bulaşıcı enfeksiyondur.

4. Kızamık, kızıl, suçiçeği, kabakulak gibi çocukluk dönemi hastalıkları:

Virüslerin neden olduğu ve genellikle çocukluk döneminde görülen bu hastalıklar, hastalığı çocukken geçirmemiş olan yetişkinlerde de görülür ve virüslerin tükürükte bulunması nedeniyle öpüşmeyle doğrudan bulaşabilir.

5. Diğer bulaşıcı hastalıklar:

Menenjit, verem, boğmaca, difteri, dizanteri, tifo, kolera gibi hava ve tükürük yoluyla yayılan tüm bulaşıcı hastalıkların öpüşme ile bulaşma riski vardır.

6. Alerjiler: 

Öpüşme bazı alerjilerin tetiklenmesine de neden olabilir. Ağız içi ve tükürükteki yiyecek, özellikle de ilaç kalıntılarına öpüşmeyle temas edilmesi kimi kişilerdeki mevcut alerjik tepkilerin ortaya çıkmasına neden olabilir.

AİDS ve HEPATİT ÖPÜŞME İLE BULAŞIR MI?

HIV virüsünün yol açtığı AİDS kanla ve cinsel yolla, Hepatit A, B ve C virüslerinin neden olduğu hepatit de kanla bulaşır ve “normal koşullarda öpüşme ile bulaşmaz”. Ancak ağız içinde yaralar, dil veya diş etlerinde kanama olması durumunda bu hastalıkların da öpüşme yoluyla bulaşma riskinden söz edilebilir.

ÖPÜŞMEK TEHLİKELİ MİDİR?

Bu kadar çok bulaşıcı hastalık art arda sıralanınca, akla ilk gelen sorunun “Öpüşme tehlikeli midir?” olması doğal elbette. Ancak bunların en kötü senaryolar olduğunu unutmamak gerekir. Tükürük, doğrudan sindirim sistemine yararlı özelliklerinin yanı sıra ağız içinde doğal temizleme görevini de yerine getirir. Tükürükteki antibakteriyel antikorlar ve enzimlerin olduğu normal ağız florası bakteri ve virüslere karşı bir savunma kalkanı oluşturur.

Ayrıca tükürüğün pH değerinin nötre çok yakın olması bakteri ve virüslerin yok edilmesini sağlar. Ancak ağız hijyeninin düzenli bir şekilde korunmaması, diş ve dişeti sorunlarının çözülmemesi bakteri ve virüsler karşısındaki bu savunma sistemini ortadan kaldırır. Bunun sonucunda da bulaşıcı hastalıklarının öpüşme yoluyla bulaşma riski artar. Kendinizi ve partnerinizi bu risklerden koruyabilmeniz için ağız ve diş bakımını ihmal etmemeniz ve en az altı aylık periyotlarla diş hekimi kontrolünden geçmeniz yararlı olacaktır.