Paylaş
Diş ve diş eti hastalıkları ülkemizde ve dünyada en önemli sağlık sorunlarının başında geliyor. Diş sağlığının bozulması vücuttaki diğer organları etkileyebiliyor. Fast-food yeme alışkanlığının azaltılması, renkli meyve ve sebze tüketimiyle ağız ve diş sağlığını korumak mümkün...
Diş sağlığının bozulması vücuttaki diğerorganları etkileyebiliyor
Olumsuz ve stresli yaşam koşulları günümüzde beslenme alışkanlıklarının değişmesine neden oluyor. “Ayaküstü yemek veya atıştırmak” anlamına gelen fast-food, az zamanda çok sayıda tüketiciye hizmet veren, standart yöntemlerle hazırlanmış besinlerin üretildiği ve satıldığı bir yemek sistemi… Bu sistem, gününü evinden uzak geçiren insanların hem damak zevkine hitap ediyor hem de zaman problemlerine çözüm getiriyor. Günlük hayatın koşuşturmacasında fast-food kaçınılmaz bir seçenek olarak önümüzde duruyor. Fast-food denilince ilk akla gelen hamburger, asitli içecekler ve tatlılar oluyor…
Ayaküstü beslenme tarzının ve hazır besinlerin fazla ve hızlı tüketilmesine dayanan fast-food beslenme şeklinin önüne geçmek gerçekten de çok zor görünüyor. Yetişilmesi gereken yerler, yapılması gereken işler gibi nedenlerle yemeğe ayrılacak olan zaman kısıtlı oluyor. Bu nedenle “Hiç fast-food yemiyorum!” diyen bir kişi bile, en az bir veya iki kez bu şartlarından dolayı fast-food ürün tüketmek zorunda kalıyor. Ancak fast-food yeme alışkanlığı hem genel sağlığı hem de ağız ve diş sağlığını olumsuz yönde etkiliyor. Kalp-damar hastalıklarının, böbrek ve karaciğer rahatsızlıklarının veya sindirim sistemi bozukluklarının yanında dişler sağlamlığını yitirip, daha kolay çürüyebiliyor. Geleneksel beslenme alışkanlıklarından, meyve ve sebze tüketiminden kaçınıp, fast-food şekerli yiyecek ve içeceklere yönelmek, kahve ve sigara gibi alışkanlıklardan vazgeçmemek, ağız ve diş sağlığını çok olumsuz etkiliyor. Çünkü meyve ve sebzelerde bulunan vitaminler diş ve dişeti sağlığı açısından önem taşıyor. Özellikle renkli meyve ve sebzelerin tüketimini arttırmak, dişlerin doğal yoldan güçlenmesini ve temizlenmesi sağlıyor.
Karbonhidrattan uzak durulması gerekiyor
Vitaminler ve proteinler diş dostu olarak kabul edilen besin maddelerinin başında geliyor. Bu maddeler vücudun temel yapı taşını oluşturduklarından, dişlerin gelişim süresince ve devamında, diş sağlığının korunması için mutlaka tüketilmesi gerekiyor. Özellikle C vitamini tüketimi, ağız içi yumuşak dokularımızın sağlığı açısından oldukça önem taşıyor ve vücuttaki kollajen yapımında büyük rol oynuyor. Vücutta bulunan en önemli yapı proteinlerinin başında gelen kollajen, dişetlerinin dişlere daha sıkı tutunmasını sağlıyor, ağız içi yumuşak dokuların daha sert kıvamda olmasına ve ağız içi bakterileriyle mücadelesine destek oluyor.
Fast-food beslenme sonrası dişler fırçalanmıyor
Doğal dişleri uzun yıllar muhafaza etmek ve korumak için, doğru beslenme ve iyi bir ağız bakımı gerekiyor. Günümüzde hem çocuklarda ve genç erişkinlerde hem de yetişkinlerde diş çürüğü görülme oranı ne yazık ki her geçen gün artış gösteriyor. Yapılan araştırmalar, bu durumun nedenlerinin başında ağız-diş hijyen alışkanlıkları ile beslenme alışkanlıklarındaki hataların geldiğini gösteriyor. Fast-food beslenme sonrası dişler fırçalanmadığı için diş çürükleri meydana geliyor. Fast-food besinlerde bolca bulunan şeker, karbonhidrat ve doymuş yağ ağırlıklı bir beslenme şekli ağız ve diş sağlığı açısından risk taşıyor. Bu nedenle fast-food yiyeceklerin tüketiminin kısıtlanmasının yanında, hem besin değeri yüksek olan hem de diş gelişiminde ve dişlerin çürükten korunmasında önemli rol oynayan geleneksel beslenmeye yer verilmesi ve yemek sonrası xyllitol içeren sakızların çiğnenmesi gerekiyor. Özellikle lahana, brokoli, karnabahar, semizotu gibi yeşil yapraklı sebzelerle, dönüşümlü olarak balık, tavuk, et gibi yiyecekleri içeren geleneksel ev yapımı yemekler, ağız ortamını bazik hale getirmede ve dişlerin temizlenmesinde önemli rol üstleniyor.
Meyve ve sebze tüketilmesi önem taşıyor
Diş taşlarını önlemek için renkli meyve ve sebze tüketilmesi gerekiyor. Vitamin, protein ve kalsiyum içeriği yüksek ve aynı zamanda diş çürüğünden korunmada önemli katkıları olan meyve, ayran, süt, kuru üzüm, kuru kayısı, elma, yer fıstığı, fındık, ceviz gibi yiyeceklerin tüketiminin sağlanması büyük önem taşıyor. Kan dolaşımını düzenleyen, hücrelerin kendini yenilemesini sağlayan, diş etlerinin güçlenmesini sağlayan C vitamini, yeşilbiber, kırmızıbiber, brokoli, ıspanak, maydanoz, domates, kırmızılâhana gibi yeşil sebzeler, kivi ve portakal gibi turunçgillerde bulunuyor. Yeterli miktarda C vitamini almayanlarda kas zayıflığı, romatizma, dolaşım sistemi rahatsızlıkları ve selülitin yanında diş çürümeleri ortaya çıkabiliyor. Çünkü C vitamini eksikliği dişetlerini dirençsizleştiriyor ve periodontal rahatsızlık oluşmasına yol açıyor. Ayrıca yeşil sebzelerin ve meyvelerin içinde bulunan çeşitli asitler, mekanik temizleme sağlayarak plak ve diş taşı oluşumunu azaltıyor. Bu nedenle çok sayıda diş çürüğü olan kişilerde diş tedavilerinin yanı sıra mutlaka beslenme alışkanlıklarının da araştırılması ve gerekli düzenlemelerin yapılması gerekiyor. Ancak bu sayede ağız ve diş sağlığının devamlılığı sağlanabiliyor.
Paylaş