Diş gıcırdatmaya botokslu çözüm
Yüzdeki bazı kasların çalışması kısıtlanarak diş gıcırdatmanın önüne geçilebiliyor.
Günümüzde çok fazla kişide görülen dış gıcırdatma çoğunlukla bir sorun olarak görülmez, ta ki yarattığı olumsuz etkiler ve geri dönülmez sonuçlar ortaya çıkana kadar… Oysa zamanında uygulanacak tedavilerle bu sorun ciddi sonuçlar doğurmadan ortadan kaldırılabilir.
DİŞ GICIRDATMANIN NEDENLERİ
Diş gıcırdatma ya da diş sıkma olarak bilinen bruksizm, uyanıkken olabildiği gibi genellikle uyku esnasında gerçekleşen istem dışı hareketlerdir. Psikolojik ya da anatomik nedenlere bağlı olarak ortaya çıkabilir. Anatomik nedenler, çeneler arasındaki uyumsuzluk, yani çenelerin aynı hizada olmaması birinin daha önde ya da daha geride olması ya da diş çapraşıklığıdır. Yüksek dolgu, hatalı kron-köprüler gibi dişle ilgili sorunlar da diş gıcırdatmaya neden olabilir. Ancak diş gıcırdatma genellikle psikolojik kaynaklıdır ve en yaygın nedeni strestir.
DİŞ GICIRDATMANIN BELİRTİLERİ
Her yaşta hatta çocuklarda da sıklıkla görülebilen ve günümüzde çok sayıdaki kişinin sorunu olan diş gıcırdatma, istemsiz ve fark edilmeden yapıldığı için kişiler genellikle diş gıcırdattıklarının farkında olmazlar. Çoğunlukla anne, baba ya da eşlerinin diş gıcırdatma sesini duyduklarını söylediklerinde ya da diş gıcırdatma belirtileri şiddetlendiğinde haberdar olurlar. Diş gıcırdatmanın belirtileri arasında
dişlerde aşınma, çenede ağrı, diş ve diş etinde hassasiyet, baş ve boyuna kadar inebilen ağrılar, sabah yorgun uyanma sayılabilir.
DİŞ GICIRDATMANIN OLUMSUZ ETKİLERİ
Diş gıcırdatmanın olumsuz etkilerinden en önemlisi dişlere uzun ve kısa vadede verdiği zararlardır. Çenenin sımsıkı kapatılarak dişlerin birbirine sürtülmesi dişlerin aşınması, çatlaması ve sonunda da kırılmasına, diş minesinin aşınmasına bağlı diş ve dişeti hassasiyetinin oluşmasına neden olabilir. Diş gıcırdatan kişilerde dişlerin girintili çıkıntılı yapısı bozularak dişler düzleşir ve kısalır. Dişlerin güçlü bir şekilde sıkılarak gıcırdatılmasının diğer bir olumsuz etkisi de çene eklemleri üzerinde olur. Alt çene ile üst çenenin birleştiği bölgedeki eklemlerde aşınma meydana gelir ve bunun sonucunda çenenin açılıp kapanması sesli ve ağrılı olur. Gerekli önlemlerin alınmaması durumunda sorun çenelerin kilitlenmesine kadar gidebilir.
DİŞ GICIRDATMANIN TEDAVİSİ
İstem dışı yapılması nedeniyle diş gıcırdatma kişinin kendisi tarafından kontrol edilemeyen bir durumdur. Bu yüzden, tedavisinde ağız içi aparatlarının ya da bazı ilaçların yardımı gereklidir. İlaç tedavisi, dişlerinde aşırı hasar ve çene eklemlerinde sürekli ağrı bulunan kişilerde diş gıcırdatmaya yol açan psikolojik nedenlerin varlığı bilindiğinde bunları ortadan kaldırmak üzere uygulanır.Bu ilaçlar çoğunlukla kas gevşeticiler ve psikiyatrik ilaçlardır ve uzman bir hekim tarafından kullandırılmalıdır. Diş gıcırdatmanın tedavisinde çoğunlukla diş hekimleri tarafından uygulanan ağız plakları kullanılır. Bu plaklar şeffaf silikon malzemeden yapılır ve gece yatarken kullanılarak diş gıcırdatma nedeniyle dişlerin sürtünerek zarar görmesini önler.
DİŞ GICIRDATMANIN TEDAVİSİNDE BOTOKS UYGULAMASI
Diş gıcırdatmanın tedavisinde modern teknoloji ve bilimsel çalışmaların ışığında geliştirilen diğer bir yöntem de botoks uygulamasıdır. Bu yöntemde, yüzdeki bazı kasların çalışması kısıtlanarak diş gıcırdatmanın önüne geçilebiliyor. Çenede bulunan kaslarda belirli noktalara yapılan botoks enjeksiyonu ile istemsiz kasılmaların engellenmesi sağlanarak diş gıcırdatma ortadan kaldırılabiliyor.
Clostridium botulinum adlı bakterinin oluşturduğu bir nörotoksin olan botoks (botulinum toxin) kullanıldığı miktara bağlı olarak ilgili kasların aşırı kasılmasını engelliyor. Bu uygulama, kaslara zarar vermediği için çiğnemede herhangi bir soruna neden olmadığından kişinin günlük yaşamına olumsuz bir etki yapmıyor. Ayrıca botoks uygulaması ağrı kesici etkisiyle çene eklemleri hasar görmüş kişilerde ağrının giderilmesine yardımcı oluyor.
Bu uygulamanın etkileri birkaç günden itibaren görülmeye başlar ve etkisi 3 -6 ay kadar devam eder. Uygulanan doz bruksizmin derecesine göre ayarlanır ve tekrarlayan uygulamalarda miktar azaltılır. Genellikle 3 uygulamadan sonra uzun vadeli düzelme sağlanabilir. Bugüne kadar ciddi bir yan etkisi görülmeyen botoks uygulamasının bazı küçük geçici yan etkileri olabilmektedir. Bunlar: enjeksiyon yerinde ağrı ve morarma olabildiği gibi her uygulamada olduğu gibi uzman olmayan ellerde uygulandığında yüzeyel yüz kaslarının etkilenmesi sonucu sabit bir gülümseme oluşabilir.Bu durum kısa sürelidir ve nörotoksinin antidotu kullanılarak düzeltilebilir.
Yaklaşık 5 dakikalık basit bir uygulama olan botoks enjeksiyonu 18-65 yaş arasındaki herkese uygulanabilmektedir.
