Paylaş
Her şeyin başı sağlık deriz ama sağlığımıza yeteri kadar önem vermez, değerini ancak kaybedince anlarız. Kulaktan dolma bilgiler ve hurafelerle sağlığımızı riske atarız. İşte, günün birinde sizi sağlığınızdan edebilecek yanlış bilgilerden bazıları:
Dişler beyazlatma amacıyla değil, temizlemek amacıyla fırçalanır. Sert fırçalar diş minesini aşındırabilir ve diş etini tahriş edip, çekilmesine neden olabilir. Bu nedenle dişlerin orta sertlikte bir fırçayla doğru şekilde ve fazla bastırmadan fırçalanması uygundur.
Diş fırçası kullanılamayacak hale gelene kadar beklenmeden kılları aşınır aşınmaz değiştirilmelidir. Kılları aşınan diş fırçası dişlerin tam olarak temizlenmesini sağlayamayacağı gibi, diş minesine ve diş etine de zarar verebilir. Ayrıca fırçanın üzerinde zamanla birikebilecek bakteri ve virüslerin ağza taşınması söz konusu olacağından diş fırçalarının en fazla 3 ay aralıklarla değiştirilmesi gerekir.
Diş macununun köpürmesi için ağız içindeki tükürük yeterli olur. Fırçalamaya başlamadan önce macunun ve fırçanın ıslatılmaması gerekir. Islanan macunun etken maddesini azalacağı, fırçanın da kılları fazladan yumuşayacağı için etkili bir fırçalama sağlanamaz. Ayrıca macunun fazla köpürmesi mide bulantısına da neden olabilir.
Fırça ve macunun olmadığı eski zamanlarda eldeki en iyi olanak olan misvak ile dişlerin temizlenmesi günümüzde kullandığımız fırça ve macunların yerine geçebilecek yeterlilikte değildir.
Sağlıklı olan diş eti fırçalama nedeniyle kanamaz. Diş eti kanamasının nedeni diş eti iltihabıdır. Diş fırçalarken diş eti kanaması olduğunda mutlaka bir diş hekimine başvurulması gerekir.
Dişlerin arasında boşluk olmasa bile gıda artıkları aralarına girebilir ve bunların temizlenmesi diş fırçası ile mümkün olmaz. Dişlerin ara bölgelerinde oluşan plak tabakası çürümelere yol açacağından diş ipinin düzenli olarak kullanılması diş sağlığı açısından gereklidir. Doğru bir şekilde kullanıldığında diş ipi diş etlerine zarar vermez.
Dişin rengi sağlamlığının göstergesi değildir. Dişin sağlamlığını kişinin beslenme biçimi ve ağız bakımına gösterdiği özen belirler.
Diş beyazlatma ürünleri, diş minesinin üzerindeki lekeleri çıkarmaya yarayan hidrojen peroksit veya karbamid peroksit gibi aktif bileşenler içerir. Diş beyazlatma, doğru olmayan ürünler ve yöntemlerle evde kendi başına yapıldığında diş minesine zarar verebilir ama diş hekimi tarafından uygulanan diş beyazlatma yöntemleri dişlere herhangi bir zarar vermez.
Diş beyazlatma dişlerin üst tabakasında oluşan renk ve lekeleri gidermek için yapılan bir uygulamadır. Diş beyazlatma yapıldıktan sonra dişlerin ne kadar süre beyaz kalacağı kişinin ağız bakımına gösterdiği öneme, sigara kullanımına ve dişlerini düzenli olarak fırçalamasına bağlıdır. Diş beyazlatma işleminin dişlerin daha sonra sararmasına neden olacak hiçbir etkisi yoktur.
Karbonat ve tuzun diş fırçalamada kullanılması uygun değildir. Bu maddelerin tanecikli yapısı hem dişin aşınmasına hem de diş etinin zarar görmesine neden olur.
Dişlerin düzenli fırçalanmaması nedeniyle oluşan plak tabakasının, tükürükteki fosfat ve kalsiyumla birleşerek sertleşmesi sonucunda diş taşı oluşur. Diş taşı temizliği bu tabakanın ortadan kaldırılması için uygulanan ve diş minesine zarar vermeden yapılan bir işlemdir.
Diş taşlarının temizlendikten sonra tekrar oluşmasının nedeni dişlerin temizliğine gerekli özenin gösterilmemesi ve düzenli fırçalanmamasıdır. Diş taşlarında çok miktarda bakteri barındığından bunların temizlenmemesi halinde, bakteriler diş eti hastalıklarına ve çürümelere neden olur. Bu yüzden oluşan diş taşları temizletilmeli ve sonrasında ağız bakımına gerekli özen gösterilerek tekrar oluşmaları önlenmelidir.
Diş çürümelerine neden olan tek şey şeker değildir. Ağızda doğal olarak bulunan bakteriler yiyecek artıklarını parçalayarak asitli bir ortamın oluşmasına neden olurlar. Bu ortamda, dişlerin mineral dokusu çözülerek diş minesinin zarar görmesiyle çürüme başlar. Ayrıca asitli içecekler de dişlerin en büyük düşmanıdır.
Ağrıyan dişin üzerine aspirin, rakı ya da kolonya konması diş ağrısını kesmeyeceği gibi çevre dokulara zarar verir. Özellikle kolonya diş etinde kimyasal yanığa neden olur.
Tam tersine çekilen dişin kanamasının bir an önce durdurulması gerekir. Bu nedenle diş çekildikten sonra, çekilen dişin olduğu yere konan tampon en az yarım saat boyunca çıkarılmamalı, çıkarıldıktan sonra da yaranın üzerinde oluşan kan pıhtısının dağılmaması için yerine yeni bir tampon konmamalıdır ve kanamanın fazla olması ve devam etmesi durumunda en yakın sağlık kuruluşuna gidilmelidir.
Dişlerin tedavisi ve çekimi sırasında kullanılan lokal anesteziklerin içeriğinde morfin bulunmaz ve bunlar alışkanlık yapmaz.
Diş çekimi belirli yöntemlerle yapılan teknik bir uygulamadır ve güç gerektirmez. Doğru yöntemi kullanan kadın ya da erkek her diş hekimi diş çekimini kolayca ve başarılı bir şekilde gerçekleştirir.
Diş çapraşıklığı için yapılan ortodontik tedavi yalnızca çocuklara özgü değildir ve iskeletsel bozukluklar dışında ki tüm çapraşıklıklar her yaşta tedavi edilebilir. Yalnızca yaş ilerledikçe ortodontik tedavinin süresi uzar. İdeal yaş aralığı vakaya göre değişmekle birlikte 12- 18 yaş aralığıdır.
Süt dişleri yerlerine gelecek kalıcı dişler için yer tutarak onların doğru yerde ve düzgün bir şekilde çıkmasına yardımcı olurlar. Süt dişlerinin çocuklarda konuşma gelişimi sürecine de etkileri vardır. Konuşmanın düzgün bir şekilde gelişebilmesi için süt dişlerinin sağlıklı bir şekilde yerlerinde olması önemlidir. Dolayısıyla süt dişlerinin de kalıcı dişler gibi bakımı ve temizliği çok önemlidir. İlk süt dişinin çıkmasıyla birlikte diş bakımı yapılmaya da başlanmalıdır. Çünkü süt dişleri, yapıları kalıcı dişlere oranla daha hassas ve dirençsiz olduğundan daha kolay ve hızlı çürürler.
Bu tamamen yanlış bir inanıştır çünkü dişlerden kalsiyum çözülmesi mümkün değildir. Hamile olan kadının yetersiz kalsiyum alımı sonucunda bebek bu eksikliği annenin dişlerinden değil kemiklerinden alarak giderir. Hamilelikte diş kaybının nedeni ağız hijyeninin ihmal edilmesidir.
Hamileliğin 4-5-6. aylarında her türlü diş tedavisi yapılmasında sakınca yoktur.1-2-3 ve 7-8-9. aylarda ise hekimin zorunlu görmesi durumunda diş tedavisi yapılabilir.
Sarımsak çiğnemeniz ağrıyı kesmeyeceği gibi mecburen diş hekimine gittiğinizde etrafa berbat bir koku yayar.
Tam tersi , diş eti kanaması yetersiz ağız hijyenine bağlı olarak oluşur. Dişler gerektiği gibi fırçalanmaz ve temizlenmez ise oluşan plak gingivitis denilen diş eti iltihabına neden olur. Bu durumda bir hekim tarafında plaklar ve diş taşları temizlenmeli ve düzenli fırçalama yapılmalıdır.
Yanlış, tek bir diş röntgen filminden alınan ışın dozu, güneş ışığına maruz kalındığında alınan radyasyondan bile daha azdır.
Dişlerimizin sağlamlığı çocukluğumuzdan beri nasıl beslendiğimizle ve ağız bakımımızla ilgilidir. Bebeklikten itibaren iyi bir beslenme dişlerin sağlıklı bir şekilde yapılanmasını sağlar. Sonrasında ise diş dostu beslenme ( şekerden fakir, bol kalsiyum ve fosfat içeren, meyve –sebzeden zengin bir diyet) ve etkili, doğru bir ağız bakımı güçlü ve sağlıklı dişleri garanti eder.
Paylaş