Paylaş
Öncelikle seni biraz tanıyalım…
12 Ocak 1990 doğumluyum. Çoğunlukla kendimi ifade etmekten kaçınırım aslında. İnsanım ve bir şeyler yapıyorum. Dönüşüyorum. Tercihlerimi elimden geldiğince sağlıklı yapmaya çalışıyorum. İnsanları anlamak ve anlaşılmak istiyorum. Kendi içimde sürekli çatışırım, eski olan ve şuan olanla...
Oyuncu olmaya nasıl karar verdin? Seni oyunculuğa yönlendiren şey neydi?
Çocukluğumdan beri oyunculuk hayatımın bir yerinde hep vardı. Bu işten büyük keyif alıyorum. Tanımlanamaz bir şey. Lise 1. sınıftan son sınıfa kadar tiyatro kolunda görev aldım. “En keyifli yıllarımdı” diyebilirim, bir başkaydı. Tiyatro ile ilk karşılaşmaydı ve herkes samimiydi; çünkü sonunda herhangi bir çıkar ve kaygı yoktu, geçim derdimizin olduğu bir hayat söz konusu değildi. Ardından üniversite geldi. Gemi Makineleri İşletme Bölümü’nü kazandım. Biraz okuduktan sonra, “Hayata bir sefer geldim, istediğimi yapacağım, anlatmak istediğim hayatlar ve insanlar var” diyerek oyunculuk sınavlarına hazırlandım. Kazandım da. Beni oyunculuğa yönlendiren tek bir şey var diyemem. Kendimi iyi hissettiğim için oyunculuk yapıyorum ya da bir şeyleri reddetmek için.
Tiyatro kökenli bir oyuncusun. Dizide mi yoksa tiyatroda mı rol almak daha keyifli senin için?
Kesinlikle Tiyatro.
Doksanlar dizisine nasıl dâhil oldun?
2012 senesinden beri bağlı olduğum menajerlik ajansım olan Cast33’ün sahibi Sumru Onat’ın yönlendirmesiyle katıldım diziye. Gerçekleşen olumlu görüşmeler sonucu projeye dâhil oldum.
Kamera arkasındaki ortam nasıl biraz anlatabilir misin bize?
Kamera arkası müthiş. Herkes bir bütün, iç içe. Tüm ekip birbirini seviyor ve birbirine saygılı.
Kimlerle iyi anlaşıyorsun sette?
Aklınıza gelebilecek herkesle iyi anlaşıyorum. “Güzel bir yuvamız var” diyebilirim.
Dışarıda da görüştüğün isimler var mı?
“Özellikle şu insanlarla görüşüyorum” diyemem ama oyunları oluyor gidiyorum, görüşüyoruz sık sık. Konserlere de birlikte gideriz.
Her dizide olduğu gibi sizin de çalışma saatleriniz yoğun geçiyor olmalı. Bu duruma alışman zor oldu mu?
Ben hiç zorlanmadım. Kalabalık sahnelerde yorulduk, o kadar. Oynadığım karakter itibariyle çalışma sürem çok uzun değil. Diğer arkadaşlarım ne düşünüyor bilemem ama benim için zor olmadı.
90’lı yıllar dendiğinde senin aklına ne geliyor ilk olarak?
Aklıma ilk olarak gelen güzel çocukluk günlerim… Daha samimi duygular, arkadaşlıklar ve tıpkı dizinin sloganında da belirtildiği gibi sokakta geçen mutlu ve öğretici günler. 90’lar mı bu kadar güzeldi, yoksa ben mi çok naiftim bilemiyorum ancak bende unutulmaz anılar ve duygular bıraktığı kesin.
Kendine örnek aldığın ve beğendiğin oyuncular kimler? “Keşke şu oyuncuyla aynı projede yer alsak…” dediğin birileri var mı?
Oyuncu ayrımı yapmam genelde ama eğer yapacak olursam karakterine, ne kadar çalıştığına, yaratıp yaratmadığına, inandırıcılığına bakarım. İşimiz gerçekten zor. Çok sağlıklı koşullar olması lazım. Bu çok derin ve karışık bir konu. Oynadığım karakterlerin ve hayatların önüne çıkmak istemem. Bu yüzden “Keşke şu oyuncu ile oynasaydım değil de şu projede rol alsaydım” dediğim oldu.
Bir oyuncu olarak senin dizilerle aran nasıl? İzlediklerin var mı?
Dizilerle pek aram yoktur.
Dışarıdan nasıl tepkiler alıyorsun?
Güzel tepkiler alıyorum, bunlar da beni mutlu ediyor.
Günlük yaşantında neler yaparsın, boş zamanların nasıl geçiyor?
Psikolojime bağlı. Eğlenmek istiyorsam dışarıya çıkarım, kendimi boş ve bilgisiz hissettiğim anlarda ise kitap okurum. Yazı yazarım, kitap yazmak çok istiyorum mesela, sadece istek, bir şeyler karalıyorum şimdilik. Onun dışında her gün kesinlikle yürürüm, yürümek için zaman yaratırım hatta evin etrafında da olsa kesin yürürüm. Arkadaşlarımla ve ailemle vakit geçiririm. Sinemaya giderim.
Rol aldığın ‘Silsile’ isimli film 7 Mart’ta (bugün) vizyona giriyor. Oradaki karakterinden bahsedebilir misin biraz?
‘Silsile’ benim için mükemmel bir deneyim oldu. İzleyici filmle karşılaşmadan önce pek bir şey söylemek istemiyorum. İlk senaryoyu okuduğumda iyi bir 'karşılaşma' yaşadım, okudukça ve prova ettikçe derinleşti. Projenin içinde olduğumdan söylemiyorum ama mutlaka izlenmesi gereken bir film, çünkü başka. Benim ilk rol aldığım sinema filmim, ilk göz ağrım, hiç unutmayacağım. Yönetmenimiz Ozan Açıktan ile çalışmak muhteşem, bu konuda kendimi şanslı hissediyorum, çok şey öğrendim kendisinden aynı zamanda diğer ekip arkadaşlarımdan da, böyle güzel insanlarla birlikte olmaktan mutluyum.
‘SİLSİLE’ FİLMİNİN FRAGMANINI İZLEMEK İÇİN TIKLAYIN!
‘Silsile’nin çekimleri nasıl geçti? Rolünde zorlandığın noktalar oldu mu?
Bizim mesleğimizde zorluk işin bir parçası… Çekimler yoğun ve güzel geçti. Ekip ve setimiz süperdi. PToT Film’e ve çalışanlarına ne kadar teşekkür etsem azdır.
Bizleri bekleyen başka bir projen var mı yakın zamanda?
Rol aldığım bir sinema filmim daha var. İsmi, ‘Toz Ruhu.’ Çekimleri bitti, bekliyorum.
Değerli paylaşımlarından ve verdiği içten yanıtlarından dolayı Aytaç Uşun'a çok teşekkür eder, kendisine oyunculuk hayatında başarılar dileriz.
Röportaj: Melin Kahraman
Paylaş