Paylaş
Kasım ayı prematüre doğum farkındalık ayı… Yapılan araştırmalara göre ülkemizde her yıl 150 bin prematüre bebek aramıza katılıyor. Minicik doğduklarına bakmayın, onlar tahmin ettiğinizden de güçlüler! Çünkü gram gram yaşama tutunuyorlar. Burcu Aslan Kurtulmuş, 27 haftalıkken 980 gram dünyaya gelen prematüre bebek Aden Suri’nin annesi. Kızımız biraz aceleci olduğundan iki buçuk ay erken doğmuş, gelişimini tamamlaması için uzun süre yoğun bakım ünitesinde tutulmuş. Onu hayata bağlayan bir tek kablolar değil, anne babasının sonsuz sevgisi… Kızı kuvözdeyken çok zor günler geçirdiğini söyleyen Burcu Hanım, nasıl mücadele ettiğini ve neler yaşadığını bizlerle paylaştı.
Hamilelik döneminizde herhangi bir sıkıntı yaşandınız mı?
Hamileliğimde bebeği etkileyecek hiçbir sorun yaşamadım. Sadece ‘hiperemezis gravidarum’ yani aşırı kusmalarım vardı. Bu dönemde doktorumun kontrolüyle mide bulantısı için ilaç kullanmaya başladım. Yaklaşık olarak üç ay sürdü, hamileliğimin 16. haftasında bu durum tamamen kesildi. Yedi kilo verdim. İki ayrı doktorumla konuştuğumda kilo vermemin bebeğimi hiçbir şekilde etkilemediğini söylediler, gelişiminin ilerde gittiğini onayladılar.
Doğum hikâyenizden bahseder misiniz? Kızınız Aden Suri kaç haftalık doğdu?
Aslında herkesin hayal ettiği gibi bir hikâyem yok. Doğumun erken olacağını hiçbir şekilde bilmiyorduk. Cumartesi günü doktor kontrolümde her şey normalken Salı günü direkt doğuma alındım. Bebeğim 27. haftada dünyaya geldi.
Bebeğiniz ne kadar süre kuvözde kaldı? Biraz hastane günlerinden bahsedebilir misiniz?
Aden Suri, elli üç gün boyunca kuvözde kaldı. İlk altı gün ne olduğunu anlayamadan ve ağlayarak geçti. Ameliyata yani sezaryen doğuma alınmadan önce bana bebeğin çok küçük olduğu ve yaşayamayabileceği söylendi. Doğumdan sonra tahminlerden daha büyük olduğunu öğrendim ama risk devam ediyordu. Önce ilk 10 saat kritik dendi, daha sonra 24 saat, daha sonra 3 gün, sonra 10 gün, sonra 21 gün, sonra 30 gün… Sanki oyalıyorlarmış gibi geldi bana ama aslında prematüre bebeklerdeki yoğun bakım sürecinin saniyelik değişken olduğunu yaşayarak öğrendim. Taburcu olana kadar asla çok iyi gidiyor denmedi.
Kızım birçok kontrolden geçti. Göz, beyin ultrasonları, kalp, tüm organlar… Kitap kalınlığında epikriz raporumuz var.
Bu süreçte size kimler destek oldu? Nasıl atlattınız o günleri?
Aslında yanımda eşimden başka kimseyi istememiştim ama ailem, arkadaşlarım, sosyal medyadan tanımadığım birçok kişi kısacası herkes bana destek oldu. Doğumumun 13. günü psikiyatriste gittim, bana acımı doğal şekilde yaşadığımı terapiye ihtiyacım olmadığını söyledi. Ben de kendi kendimi iyileştirmeye çalıştım. Bol dua ettim, dua iyi bir terapi yöntemi bence. Çünkü boş dursam internetten prematüre ile ilgili bilgileri araştırıp daha da çıkmaza girecektim. Ben de telefondan dua okuyordum.
Hastaneden çıkış sürecinden bahsedelim biraz. Dünyalar sizin olmuştur eminim. Evde ilk günleriniz nasıldı?
Yoğun bakım sürecinde beş dakikalık görüşmelerimizde konuşun bebeğinizle deniyordu. Ben de kızıma “Bu hastaneden çıktığım gün pembe balonlar uçuracağım” demiştim. Nitekim öyle de yaptım. Balonlar uçtukça ben daha da uçuyordum havalara.
Eve geldiğimizde çok ciddi sıkıntılar yaşadık. Endişe, korku, panik… Çünkü taburcu olduğumuz hafta 35. haftaydı. Yani hâlâ erken doğum sürecinden kurtulamamıştık. Solunum durmaları yaşıyorduk. Cihaza bağlıyken sinyal veriyordu ancak evde böyle bir imkânımız yoktu. Sürekli nefes alıp vermesini kontrol ediyorduk, yirmi dört saat boyunca gözümüzü dikerek bekledik. Bu durum yaklaşık iki ay sürdü. Tüm sterilizasyona evdeki herkes dikkat etmek zorundaydı. En çok dikkat ettiğimiz iki konu bebeğin nefes alıp vermesi ve sterilizasyon oldu.
Bebeğiniz şu anda kaç aylık? Prematüre bebekler çok hassas oldukları için ileriki yaşlara kadar takip edilmeleri gerekiyor. Bu konuda hangi uzmanlara danışıyorsunuz?
Aden Suri şuan düzeltilmiş beş aylık, kronolojik sekiz aylık. Çok hassas olmalarından ziyade aslında ‘çok güçlü’ diye tanımlıyorum onları. Ancak gelişimlerini dışarda tamamladıkları için en ufak bir olumsuzlukla karşılaşmalarının onları ekstra zora sokacağını düşünüyorum. Kesinlikle normal bebeklere göre daha güçlüler ancak akciğerleri özellikle Aden Suri’nin surfaktan tedavisi ve ventilatörde 30 gün kalmasından dolayı farklı. Bizim rahatlıkla tolere edebildiğimiz şeyleri o tolere edemeyebilir, bu sebeple ekstra korumamız gerekiyor. Çocuk nörolojisi başta olmak üzere, gelişimsel pediatri uzmanı, yenidoğan uzmanı, düzenli çocuk doktoru ve fizyoterapiste gidiyoruz.
Aynı zamanda bir diyetisyen olarak emzirme sürecinde nelere dikkat ediyor, nasıl besleniyorsunuz?
İşin doğrusunu söylemek gerekirse ne hamileliğimde ne de emzirme döneminde dikkat edemedim. Hamileliğimde aşırı mide bulantısından dolayı hiçbir besini doğru düzgün tüketememiştim. Emzirme döneminde ise sütümün gelmesi bir mucizeydi, Aden Suri’nin mucizesi… Ameliyattan iki gün sonra tüm kilom gitmişti, iştahım yoktu, demir depolarım epidural sezaryan sebebiyle epey boşalmıştı ama sütüm ilk sağımdan itibaren geldi, üstelik kırk iki kiloya düşmeme rağmen. Ben bu konuda daha çok, inanmak ve düzenli sağımın çok etkili olduğunu düşünüyorum. Kilo kilo tatlıları yiyerek süt artırılmıyor. Daha çok lohusa depresyonuna giriliyor, sebebi ise karbonhidratların olumsuz etkisi ve annenin bu kiloyla ne yapacağım düşüncesi. Danışanlarıma verdiğim tavsiye bol su, iyice yıkanmış bol yeşillik ve dengeli protein. Bunları sağlamak yeterli.
Anne sütünü artırmak için tavsiyeleriniz neler?
Öncelikle prematüre annelere mesajım var; senden ricam öncelikle asla kendinden ve bebeğinden başka hiçbir şey düşünme. Ayrıca proteini bol beslen. Dereotu kankan olsun. Eğer kuvözde ise bebeğinin senin sütünle kuvvetleneceğini unutma. Senin görevin onu hayal ederek sütünü sağmak olacak. 10 cc de gelse 150 cc de gelse bir damla bile gelse sağ. O bir damla bile ne kadar değerli. Kaşıkla damlatırsın ağzına üzülme. Sağdıkça sütün üretilecek. Bebeğin rızkı o, illa ki gelecek ama önce ruh sağlığın ve sen önemlisin sonra beslenmen ve iki saatte bir düzenli süt sağman. Ne olur azaldı diye, doymuyor diye bırakma.
Bir de anne sütü zenginleştiren içecek tarifi vermek istiyorum:
Malzemeler:
1 adet muz
1 bardak badem sütü (özellikle inek sütü alerjisi olanlar için) ama bulamazsanız inek sütü veya keçi sütü de olur.
3 kaşık yulaf ezmesi
2 yemek kaşığı bal
1 yemek kaşığı kadar fıstık ezmesi (alerji riski olanlar eklemesin)
1 yemek kaşığı kadar bira mayası (aktardan alabilirsiniz)
Yarım tatlı kaşığı tarçın
2 adet havuç (katı meyve sıkacağından geçirilmiş olmalı)
Hazırlanışı: Hepsini karıştırıp blender’dan geçirelim. Her gün düzenli içelim. İstediğiniz bir saatte içebilirsiniz ama önerim kahvaltıdan sonraki ara öğünde olacaktır.
Öğlen yemeğinizde et veya köfte olmasına özen gösterin. Haftada üç kez balık tüketmeye çalışın, özellikle somon. Bol su içmeyi ve süt sağmayı unutmayın. Gelmese de sağma yapın.
Bu süreci yaşayan prematüre bebek annelerine moral vermek adına neler söylemek istersiniz?
Kendinizi asla kimseye açıklamaya çalışmayın çünkü en yakınınız dahi sizin ne hissettiğinizi anlamayacaktır. Sadece bebeğinizin gelişiminin olumlu yönde gittiğini düşünün, bol bol dua edin, dua etmek bana terapi gibi gelmişti. Destek almaktan çekinmeyin ama emin olun prematüre anneler dışında kimse sizi anlamayacaktır. O sebeple size iyi gelmeyen kişilerle görüşmeyin. Bol bol süt sağın ve asla ama asla internette diğer prematüre bebekleri araştırmayın. Zaman geçecek ve sizin bebeğiniz kazanacaktır. Siz iyi değilseniz bebeğiniz iyi olmayacaktır, bunu unutmayın. Bu arada Prematüre Bebek Ebeveyn Danışmanı İnci Candemir'in Prematüre Bebek Bakımı isimli kitabını edinebilir, bu kitap sayesinde uzmanından değerli bilgiler öğrenebilirsiniz.
Değerli paylaşımlarından dolayı Burcu Aslan Kurtulmuş’a teşekkür eder, eşi ve kızıyla bir ömür mutluluklar dileriz…
Paylaş