Paylaş
Omur ve çevresinde bulunan disk mesafesindeki yapıların enfeksiyona maruz kalmasıyla meydana gelen omurga enfeksiyonlarında, istenmeyen sonuçları önlemek için enfeksiyonu hızlı bir şekilde teşhis etmek ve gerekli tedaviyi en uygun şekilde zamanında planlayıp başlamak gerekiyor.
Son yıllarda omurga enfeksiyonlarının sıklığı artmakta!
Bunun nedenleri "tüberküloz" hastalığında son yıllarda görülen artışlar, bazı enfeksiyonlara karşı gelişen ilaç direnci, kanser ve yüksek risk taşıyan bağışıklık sistemi hastalıklarıdır.
Üriner sistem enfeksiyonları, solunum yolu ve mide-barsak sistemindeki enfeksiyonlar, kalp zarı iltihaplanmaları ve damar içi ilaç alımı, omurga ve çevresindeki yapılarda önemli iltihaplanmalara neden olabilir.
Omurgamıza değişik yollardan gelen enfeksiyon kaynaklarının bu bölgeye yerleşmesinden sonra omur ve çevresindeki bölgelerde yayılmasıyla etkilenen bölgelerde harabiyet başlar. Omurga kanalı, omurilik ve sinirlerde meydana gelen etkilenmelere göre de bulgular ortaya çıkar. Hatta etkilenen omurlarda kırıklar meydana gelebilir ve kişinin boyu bu çökme kırıklarına bağlı olarak kısalır, kamburluk meydana gelebilir.
Kimler risk altında?
Omurga enfeksiyonları için diyabet hastaları, damar içi ilaç kullananlar, hemodiyaliz hastaları, kötü beslenenler, bağışıklık sistemi bozuk olanlar ve özellikle HIV enfeksiyonuna maruz kalanlar risk altındadır. Ayrıca ülkemizde özellikle bazı bölgelerde sağlıklı şekilde hazırlanmayan süt ve çiğ süt ürünleri tüketenler "brusella" bakterisine bağlı oluşan enfeksiyonlar için önemli bir risk grubunu oluşturur.
Belirtileri nelerdir?
Özellikle bu mevsimde sık karşılaştığımız solunum yolu enfeksiyonu belirtileri gibi ateş, uyku bozukluğu, halsizlik gibi belirtiler ile başlayabilir. İştah değişikliği, boyun sertliği, ameliyat olmuş ve sonrasında gelişmişse ilgili bölgede şişlik, ağrı, kızarıklık eklenebilir. Bazen de kol ve bacaklarda uyuşukluk, güç kaybı, dengesizlik ve duyu kaybı meydana gelebilir.
Tanı nasıl konur?
Hastalığın hikayesinin detaylı olarak alınması önemlidir. Özellikle geçirilmiş enfeksiyonlar, ameliyatlar, günlük yaşam alışkanlıkları öğrenilmelidir. Ardından gerekli kan tetkikleri, biyopsi ve görüntüleme yöntemleri gerekebilir. Günümüzde sık karşılaşılan verem, brusella, HIV enfeksiyonu gibi her hastalığa özel testler dikkatlice incelenmelidir.
Tedavide neler yapılıyor?
Hastalığın derecesine ve etkilenen bölgelere göre düzenlenecek ilaç tedavisinin yanı sıra beslenme programının planlanması ve omurganın dinlendirilmesi amacıyla hastaya uygun korseleme yapılması önemlidir. İltihaplanmalar büyük apselere neden olmuşsa, sinir baskıları meydana gelmişse ve şekil bozuklukları ortaya çıkmışsa cerrahi uygulamalar gerekebilir.
Hastalığın akut ve kronik dönemlerine göre uygun şekilde planlanacak olan fizik tedavi ve rehabilitasyon programları kişinin yaşam kalitesinin devamına katkı sağlayacaktır.
Paylaş