Paylaş
Geçenlerde FEPTO (Avrupa Psikodrama Derneği)’nin düzenlemiş olduğu bir toplantıdaydım. Uluslararası konuşmacıların yer aldığı bu toplantıda en çok ilgimi çeken sunumlardan birisi İstanbul Üniversitesi Nöroloji bölümü öğretim görevlisi Prof. Dr. Öget Öktem’in sunumuydu. Öktem, sunumunda travma sonrası görülen PTSB (post travmatik stres bozukluğu)’na kişisel yatkınlığın olup olmadığını paylaştı. Bugünkü yazımda sunumundaki ilginç bilgileri paylaşacağım.
Travma, stres düzeyini artıran, günlük rutini bozan, ani ve beklenmedik bir şekilde gelişen, dehşet, kaygı ve panik yaratan, kişinin anlamlandırma süreçlerini bozan olaylar sonucu gelişir. Yaşanmış bir trafik kazası, bir doğal afet (deprem, sel, vb.), taciz ya da atılan bir tokat travmaya yol açabilmektedir.
Travma yaşadığımızda hem beyin sapı, hem duygularımızı yöneten limbik sistem (amygdala ve hipokampüs) hem de bilişsel bölümümüzü yöneten prefrontal korteks aktifleşir. Nörotransmiter ve nörohormon sistemin etkilenmesi sonucunda vücut stres hormonu salgılar. Bu hormonlar kan dolaşımıyla beyin hücrelerini etkiler. Eğer bu iki sistem arasında uyumsuzlaşma görülürse PTSB gelişir.
PTSB görülen kişilerde;
• Flashback (Aynı olayı tekrar tekrar yeniden yaşamalar)
• Kabuslar, uyku bozuklukları
• Duygusal duyarsızlık
• Aşırı uyarılmışlık hali
• Bellekte dezorganizasyon (Olanları hatırlamamak, olmayanları var gibi hatırlamak) görülmektedir.
Genel olarak baktığımızda, bir olayı tekrar tekrar yaşadığımızda ya da bir bilgiyi sıklıkla tekrarladığımızda uzun süreli hafızaya kaydederiz. Ama stres yaratan bir olay yaşadığımızda tekrara gerek kalmadan hatırlarız çünkü vücudumuz adrenalin ve kortizol gibi stres hormonları salgılar ve bu hormonların bellek kaydını kolaylaştırıcı etkisi vardır. Beynimizin amygdala bölümü heyecan yaşayınca uyarılır ve kayıt oluşur. Bir trafik kazasını bir kere yaşamanız onu hatırlamanız için yeterli olacaktır.
Travma- PTSB ilişkisine baktığımızda, travma yaşayan kişilerin sadece %20-30’sunun PTSB geliştirdiği görülmektedir. Peki, travma sonrası gelişen PTSB’na kişisel yatkınlık var mıdır? Kimlerde görülür?
1- Hipokampüslerinin küçük olduğu,
2- Uyarılma sonrası durdurma (inhibisyon) sağlayan yönetici /yürütücü işlev sisteminin yeterli düzeyde aktivasyon gösteremiyor oluşu (hipoaktivasyon)
3- Anterior singulat kortekste aşırı faaliyete yatkınlık (hiperaktivasyon) olduğu bulunmuştur.
Maalesef bir kişinin beyni bu özellikleri taşıyor ve travma yaşıyorsa PTSB geliştirmesi kaçınılmaz olmaktadır. Sürekli strese maruz kalan kimselerde de hipokampüsün küçüldüğü görülmüştür.
Peki, o zaman soru şudur: genetik olarak bu yatkınlıkla dünyaya gelen kişilerin yapabilecekleri bir şey var mıdır? Hipokampüsün büyümesi mümkün müdür?
Sevindirici haber, depresyon yaşayan kişilerle yapılan araştırmalara göre, bu kişilerin depresyonu atlattıktan sonra hipokampüslerinin büyüdüğünü göstermektedir.
Büyük ya da küçük travmatik olaylar olağan dışıdır ve hayata adaptasyonumuzu altüst ederler.
Travma yaşayanlar genellikle utanç duyarlar ve yardım isteyemezler.
Eğer yukarıda yazdıklarım size tanıdık geliyorsa lütfen aşağıdaki tavsiyelerimi önemseyin:
• Psikolojik destek alın.
• Meditasyon yapın.
• Güvendiğiniz yakınlarınızdan yardım isteyin.
• Stresle başa çıkma becerilerinizi güçlendirin.
Paylaş