Paylaş
Ne zordur yaşamak sizin için. Nefes almak bile ağır gelir çünkü zihniniz bir saniye susmaz. Dışarı çıktığınızda bütün gözler üzerinizdedir sanki, çıplak hissedersiniz kendinizi; utanmış, savunmasız ve çaresizsinizdir. Rezil olmaktan, yargılanmaktan, suçlanmaktan korkarsınız… Kalp atışlarınız hızlanır, nefesini tutarsınız, kaslarınız gergindir ve vücudunuzu bir titreme alır. Sanki saniyeler saatler gibi gelir… Bu yüzden de kaçınırsınız başkalarından…
Sosyal kaygı olarak tanımladığımız ve halk dilinde ‘utangaç, çekingen’ olarak etiketlenmiş biriyseniz yukarıdaki durum çok tanıdıktır sizin için. Eğer bunu çocukluğunuzdan beri yaşıyorsanız bu durumun nedeni büyük ihtimal anne babanızın çocuk yetiştirme tutumudur.
Nedeni hangisi olursa olsun şu andaki gerçek ilk paragraftaki ise gözlerinizi kapatın ve bir düşünün. Geçmişe ait kişi ve olayların yarattığı yükleri her an her saniye taşımaya devam ederek bugün kendinize nasıl da işkence ettiğinizi fark edin.
O insanları belki bir daha hiç görmeyeceksiniz. Belki onlar mutlu mesut hayatlarına devam ediyorlar. Ya siz?
Belki bu yüzden sınıfta hep sessiz kaldınız. Kendinizi ifade edemediniz. Okul hayatınızdan nefret ettiniz. Belki bu yüzden istediğiniz kıza çıkma teklif edemediniz. İstediğiniz kişiyle evlenemediniz. Belki de bu yüzden iş yerinde de hep sessizsiniz. O kadar bilgi ve tecrübenize rağmen sizden sonra gelenler müdür oluyorlar, siz hep aynı yerdesiniz.
İnsanlar sizi yeterince tanımıyorlar. ‘Ne kadar sessizsin, varlığın yokluğun bir’ diyorlar.
Peki ya gerçekte o maskenin arkasında kim var?
Aslında çözüm de ilk paragrafta gizli. Çünkü o bedendeki hisleri yaşayan hissiniz, o duygular size ait, o düşünceleri de yaratan sizsiniz.
Öyle düşündüğünüzden öyle hissediyor öyle davranıyorsunuz.
Peki ya öyle düşünmeseniz?
Yıllarca böyle yaşadıktan sonra kulağınıza ne kadar zor geldiğinin farkındayım. Ama bir destek alarak bu döngüden kurtulmanız çok daha mutlu ve özgür bir hayat yaşamanız mümkün. Çünkü pek çok zaman şu andaki gerçekler kendi yarattığımız düşünce bulutumuzdan çok daha basit. Probleme o kadar odaklandığımızda çözüm yollarını çoğu zaman göremiyoruz. Kendi yetenek ve becerilerimizin farkında bile değiliz.
Eğer bu yazdıklarım sizin için tanıdıksa şefkatli ve ilgili bir uzmanın yanınızda olmasına, bu karmaşık yumağı sadeleştirmesine ve cesaretlendirmesine ihtiyacınız var.
Farkedin;
O insanlar yüzünden kaçındığınız aslında sizin kendi hayatınız…
Kendi mutluluğunuz, kendi özgürlüğünüz…
Bu can, bu yaşam size ait…
Aldığınız her nefes sizin…
Kaçınarak ıskalayarak değil, ‘yaşayarak’, ‘dokunarak’ geçirmeye hakkınız var.
Lütfen başkaları yüzünden zehir etmeyin…
Paylaş