Paylaş
Yazı yazmayı seviyorum. İçimi döküyorum satırlara. Oyun oynuyorum sözcüklerle. Bazen kendim oluyorum, bazen uzman psikolog. Bazen bir danışanım bazen de aranızdan bir karakter. Hem hayal ediyorum hem de paylaşıyorum. Arada içimden kıkır kıkır gülüyorum. Keyif alıyorum sizinle sohbetimden.
En çok da gelen yorumları seviyorum. Yazıma değer verilmiş, kafa yorulmuş ve karşılık verilmiş o yorumlar… Farklı fikirler de hoşuma gidiyor. Her hafta özenle takip ediyorum gelen yorumları. O yorumlar beni yeniden yazmaya motive ediyor. Her hafta yeniden... İçimdeki küçük kız çocuğunu mutlu ediyor.
Geçenlerde şöyle bir yorum aldım “Ne yapacağımızı söyleyen ama nasıl yapacağımızı söylemeyen yazılarsan bir tane daha…” Eminim böyle düşünen pek çok kişi var aranızda. Haklısınız asıl o ‘nasıl’lara ihtiyacımız var. Diyet formülü gibi 300 gram şunu yap, 500 gram bundan, 1 kilo da ondan uyguladın mı oldu bu iş… Bunun için pek çok kişisel gelişim kitabı var. Arada okumanızı tavsiye ederim. Mutlaka faydaları var.
Arada ‘neler’ yapabileceğiniz konusunda tavsiyeler versem de sizlere ‘nasıl’arı söylemek yerine ben düşündürmeyi, sorgulamayı tercih ediyorum. Çünkü bir psikolog ve yaşam koçu olarak şuna inanıyorum genel formüller yok hayatta. Aynı formül herkese işlemiyor. Her birimiz eşsiz varlıklarız. Bir yazıdan herkes farklı şey alabilir. Farkındalıktır ilk başta amaç. Sonra da nasılları bulmak için düşünmeye başlamaktır…Yazıp çizmektir…Çünkü hayatı, hayalleri ve hedefleri üzerinde düşünen insan onları gerçekleştirmenin yolunu açar…’Nasıl’lar içimizde gizlidir, birazcık kurcaladınız mı çıkar saklandığı deliğinden.
Benim için özel biri de Deniz’in duygularını merak ettiğini söyledi geçen yazıdan sonra. Belki sizler de merak ediyorsunuzdur. Deniz Su’yu çok seviyor ama önce kendisini seviyor. Yaşama bağlı, hayallerinin peşinden giden bir adam. Güçlü ve kararlı. Mutlu olduğunu zannettiği ama aslında çok mutsuz olduğunu fark ettiğinde ilk karısından ayrılıyor. Ne istediği konusunda net. Gitmek istediği yolu çizmiş ve o yolda ilerliyor…
İlk görüşte vuruluyor Su’ya. Bir konferansta sunum yaptıktan sonra güzel, alımlı ve zarif bir kadın yanına yaklaşıyor ve onun o sıcak ve doğal gülüşü içini ısıtıyor. Kader bu ya akşamki kokteylde yeniden bir araya geliyorlar ve sabaha kadar sanki hiç kimse orada yokmuşçasına sohbete dalıyorlar… Meraklı, doğal ve eğlenceli bir sohbete…
Bu hiç değişmiyor. Deniz için ilişkileri her zaman renkli, eğlenceli ve doğal. Kendisinden on yaş küçük bu genç kadının onun bilgisine ve başarısına hayran olduğunun farkında. O da Su’yu ruhunun güzelliğinden ötürü seviyor. Meraklı bir kız çocuğu gibi hep öğrenmek, yenilenmek, renklenmek peşinde. İnsancıl ve duyarlı kalbini seviyor. Onun hayatına şefkatli dokunuşunu seviyor. Onun için bir kadının gücü bunlar…
İşini seviyor ve üretken olmaktan haz duyuyor. Son zamanlarda işleri iyice yoğun. Seyahatleri var ve yoruluyor. Evde tek istediği huzur, paylaşım, güven. Bazen sessizlik. Her ne kadar ruhunda önceliği Su olsa da zaman çizelgesinde önceliği işinde. Zamanı keşke daha iyi kontrol edebilse de her istediğine doyasıya vakit ayırabilse. Her zaman elinde değil…
Su ise son zamanlarda kapris yapıyor. Onu göremediğinden şikayetçi. Önceliğin işin diyor. İlgi istiyor. Haklı, Deniz de doyamıyor aslında karısına. Ama başarmayı da seviyor. Her seyahat yeni bir macera onun için, yeni insanlar, eğitimler, danışmanlıklar ve yazılarla zenginleştiriyor iç dünyasını. Ayrıca Su’nun, annesiyle olan ilişkisini kıskanmasına bir anlam veremiyor. Ne zararı var halbuki annesi, gelinini ne kadar çok seviyor. Bu yüzden kavga edip duruyorlar…
Bir cumartesi eğitim dönüşünde Su, Irmak Hanım ile görüşmesinden bahsediyor. O zaman anlıyor karısının ne kadar üzgün ve mutsuz olduğunu. Kendi koşuşturmasında onu ihmal etmiş olmaktan, ona böyle hissettirmekten üzülüyor. Su, Irmak Hanımın verdiği ödevi onun da yapmasını istiyor. Peki diyor ve yapmaya koyuluyor. Çünkü Deniz, niyetli karısına… Biraz ketum farkında, duygularını ifade etme konusunda Su kadar başarılı değil. Ama seviyor karısını, ilişkilerinin gücüne inanıyor ve niyetli…
Paylaş