Paylaş
Geçen haftaki yazımda esas karakterimiz Su ve arkadaşlarının hikayesini anlatmıştım sizlere. Sevgi’nin hikayesine kadın ve erkek okuyuculardan apayrı yorumlar geldi. Pek çok kadın okuyucumu eminim yazının başlığı yakalamaya yetti. Gördüğüm kadarıyla kadın okuyucular daha çok kendi hikayelerine gittiler ve sert yorumlar yazdılar. Bazı erkek okuyucular ise sadece Sevgi’nin hikayesiyle sınırlı kalıp hikayeyi sevmedi hatta hikayedeki hemcinsini savunmaya başladı.
Anlatan bir kadın karakter olduğunda onun bakış açısından dinleriz hikayeyi. Eğer erkek karakter anlatsaydı muhtemelen o çok daha farklı yaklaşırdı olaya. Hikayeler bizi farklı yerlere götürür. Bazen kendimizle, hayatımızla özdeşim kurup içinde buluruz hikayenin. Severiz, hayaller kurarız. Bazen ise eleştirel yaklaşırız, beğenmeyiz, çünkü bize ait değildir, bizden farklıdır, beklentilerimizi karşılamaz. Genelde bir sonuç bekleriz, bir fikir bekleriz oysa her zaman bir sonuç yoktur bazen başlar ve biter…Tıpkı hayat gibi..
Beklentilerimizin şekillendirdiği hayatımızda sizce hiçbir beklenti olmayan bir ilişki türü var mıdır? "Anne sevgisi beklentisiz tek sevgidir" denir genelde ama annenin çocuğundan hiçbir beklentisi yok mudur gerçekten?
Kadın ve erkek bir ilişkiye başladıklarında geçmiş yaşam deneyimlerine dayanarak bir takım beklentilerle yaklaşırlar o ilişkiye. Ve o beklentiler doğrultusunda tatmin ya da tatmin olmama durumu yaşarlar. Önceki bir yazımda bahsettiğim gibi geçmişten gelen tanıdık duyguları ararlar aslında, o tanıdık duyguları tekrarlamak ve pekiştirmek için oynarlar oyunlarını. Sonucun olumsuz olacağını bile bile o arıza kadın ve erkekleri hayatınıza çekmeye devam ediyorsanız bilin ki hayal kırıklığıyla sonlanmaya mahkum hikayeniz…
Peki ne yapmalıyız? Bu hayal kırıklıklarıyla sonlanan hikayelerden mutlu sona geçmek mümkün mü? Beklentilerinizi geçmişten getirdiğiniz çocukluk kararlarıyla değil, şimdi ve şu andaki bilincinizle ve farkında olduğunuz duygularınızla oluşturabildiğinizde mümkün.
İşte size sağlıklı bir ilişki için olmazsa olmaz 5 altın yetişkin beklentisi:
1- Bir ilişkiye başladığınızda ilk kural karşı tarafın sizden farklı bir ailede büyüdüğünü, farklı bir kişi olduğunu, farklı değer ve tutumları olabileceğini kabul etmektir. İlişkinin devam edebilmesinde benzer hayat görüşleri ve beklentiler önemlidir ama farklılıkları tolere edebildiğiniz müddetçe o ilişki devam eder. Unutmayın ki farklı dinden, farklı kültürden pek çok ilişki günümüzde sağlıklı bir şekilde yürüyebilmektedir.
2- Bir ilişkide birlikte eğlenebilmek, gülebilmek önemlidir. Çiftlerden birisi bunaldığında, stresle başa çıkmakta zorlandığında diğerinin onu rahatlatması, yaşam enerjisini harekete geçirmesi gerekir. Partnerlerin cinsel yaşamındaki uyumu da bu yaşam enerjisinin olmazsa olmazıdır.
3- Bir ilişkide hep pohpohlanan, ilgi gören taraf olmayı beklemeyin. Unutmayın ki en güçlü görünen erkek ve kadınların da şefkate ihtiyacı vardır. ‘Sana ihtiyacım yok’ duruşlarından dolayı hiç şevkat alamazlar, bu yüzden asıl onların ihtiyacı vardır.
Bir kadınsanız, bazen erkeğinizin çocuk olmasına, naz yapmasına izin verin. Başkalarına karşı sürekli ‘Güçlü Ol’ oyununu oynamak zorunda kalan erkekler bırakın sizin yanınızda biraz çocuk olabilsin. Pek çok Türk erkeği anne evinde ‘paşa’ olmaya alışmıştır. Biraz pohpoh egosuna iyi gelecektir emin olun.
Bir erkekseniz günümüzün güçlü ve dominant kadınlarından şikayetçi olabilirsiniz. Emin olun ki o güçlü görüntülerinin altında her kadın sahiplenilmeyi sever. ‘Beklemiyorum’ duruşuna rağmen onun için hayatı kolaylaştırın, arkasında olduğunuzu hissettirin. Bu ona iyi gelecektir emin olun.
4- Bir ilişkide hep veren olmak zorunda değilsiniz. Sevilmek için belki hep vermeyi öğrenmiş olabilirsiniz. Ama istemek, talep etmek, beklentilerinizi ifade etmek de hakkınız unutmayın.
Bir kadınsanız, bazen ev işi, çocuk bakımı gibi kadınlık görev ve sorumluluklarını yapmaktan yorulabilirsiniz. Eşinizden destek istemek, bazen çocuk olmak ve sorumluluklardan biraz olsun kurtulmak hakkınız. Bunu arada talep edin.
Bir erkekseniz genellikle duygularınızı ifade etmek o kadar kolay değildir. Öfkeli görüntünüzün altında bastırdığınız bir üzüntü yatıyor olabilir. Çünkü çocukken üzüntüyü göstermenin, ifade etmenin izin verilmediği bir ortamda büyümüş olabilirsiniz. Üzüntü her çocuğun doğuştan getirdiği bir duygudur ve bunu ifade etmek de son derece doğaldır. İyi bir işte çalışmak, para kazanmak ve güçlü olmak zorunda olabilirsiniz. Ama her problemi siz çözeceksiniz diye bir şart yok. Bırakın bazen eşiniz düşünsün, o halletsin, ondan talep edin. Aile olmak problemleri birlikte çözebilmeyi gerektirir tek başınıza değil.
5- Son olarak da bir ilişkide çatışma yaşamak gayet doğaldır. Hatta hiç çatışma yaşanmayan pek çok evliliğin bittiği görülmektedir. Önemli olan çatışmaları nasıl çözdüğünüzdür.
Eğer 1. maddeyi ihlal ediyor ve karşınızdaki kişiyi değiştirmeye çalışıyorsanız bilin ki bir süre sonra ilişkiniz saygı sınırlarını aşacak ve güç savaşına dönüşecektir. Böyle bir ilişkinin de uzun ömürlü olması mümkün değildir.
Sağlıklı bir çatışma çözümü partnerinizle farklı değer ve düşünceleriniz, farklı ihtiyaç ve beklentileriniz olabileceğini kabul etmekle başlar. Ve ikiniz de şimdi ve şu anda o problemi nasıl çözebileceğinize odaklanmayı seçtiğinizde gerçekleşir. Eğer her çatışmada geçmişe dönüyor, biriktirdiğiniz kuponları ortaya döküyorsanız bilin ki bu çatışmalar her seferinde yukarda bahsettiğim olumsuz tanıdık duyguların tekrarından ibaret olmaya mahkumdur.
Partnerinizle bu 5 maddeyi ilişkinizin rutininde gerçekleştirebiliyorsanız zaten sağlıklı bir ilişki yaşıyorsunuzdur. Eğer ilişkinizde bir tatminsizlik yaşıyorsanız bu maddelerden hangisinin karşılanmadığını bir düşünün. Partnerinizle birlikte değerlendirin. Ve üzerinde birlikte çalışın. Her ilişki kendi içinde sağlıksız da olsa bir denge oluşturur. Değiştirmeye çalıştığınızda o dengeyi bozarsınız. O yüzden de iki kişinin de niyetli ve sabırlı olması gerekir.
Yeter ki niyetiniz olsun. Her ilişki umut vaat eder…
Paylaş