Paylaş
Önümüzdeki hafta özel bir lisede ‘Ergen ve Disiplin’ üzerine velilere bir seminer vereceğim. Hazır bu konuda konuşma yapacakken bu hafta uzman görüşmelerimi sizlerle de paylaşmak istedim.
Çocuğu ergenliğe adım atan bir ebeveynseniz ki 6. sınıf itibariyle hazırlıklı olmanızda fayda var. Ergenliğin bir bireyin gelişim evrelerindeki krizlerden biri olduğunu bilmelisiniz. Her çocuğun ergenliği aynı şiddette geçmese de yaşanabilecek problemlere önceden hazırlıklı olursanız ufak sıyrıklarla atlatma şansınız olur. Aksi takdirde çocuğunuzla aranızda toparlaması zor olan iletişim kopuklukları ve güven kaybı yaşarsınız.
Öncelikle iki iyi haberle başlamak istiyorum:
Bir bireyin kişiliğinde çocukluk dönemi her ne kadar problemli olursa olsun, ergenlik kimlik oluşturduğu bir dönem olduğu için sağlıklı bir kişilik gelişimi için ikinci bir fırsat sunuyor kişiye. Lisede okuyan bir öğrencim, öyküsünü alırken; ‘İlkokul ve ortaokul dönemlerini hatırlamıyorum. Ceketi sonuna kadar ilikli, bir köşede oturan kimseyle konuşmayan adeta bitkisel hayatta bir çocuktum. Liseye geçtiğim yaz hoşlandığım bir kız beni reddedince değişmeye karar verdim ve kendimi müziğe ve spora verdim. İnsanlarla iletişim kurmaya ve arkadaş edinmeye başladım O sayede adeta yeniden doğdum.’ dedi.
İkinci iyi haber de çocuğunuz isyankarsa üzülmeyin, tam tersine sevinin!
Çünkü kabuğunu kırıp birey olmaya başlamış demektir. Saygılı ve demokratik bir ortamda yetiştirilen çocuklar gizlemek yerine ebeveynlerinin gözleri önünde isyankar davranmakta kendilerini özgür hissederler. Bu sayede her anne babanın arzuladığı gibi ‘öz güvenli’ bir birey olma yolunda ilerleyeceklerdir.
Siz aşırı kontrol eder, eleştirir ve baskı uygularsanız çocuğunuz ya aşırı derecede isyankar ya da aşırı derecede uysal olacaktır. Aşırı derecede isyankar olanlar, bütün enerjilerini bireyselleşme ve yeteneklerini geliştirmek yerine gizlilik, güç çatışması ve suistimal için kullanırlar. Hatta intihar, madde bağımlılığı, okulu bırakma ve evden kaçma gibi vahim sonuçlar da doğurabilir. Aşırı derecede uysal olanlar ise hayatlarını başkalarının beklentisi doğrultusunda yaşamaya çalışan ve hiçbir zaman bunu tamamen başaramayan onay bağımlıları haline gelirler.
Yetişkinlerle çalışırken pek çok zaman problemin ergenlikte karşılayamadığı ihtiyaçlarını yetişkinlik döneminde karşılamaya çalıştığından kaynaklandığını görürüm. Buna ‘geç ergenlik’ de deriz. Örneğin; evli ve çocuklu bir erkeğin her gece erkek arkadaşlarıyla dışarı çıkmak istemesi, dürtüsel olması, evliliğin sorumluluklarından kaçınması ya da küçük yaşta evlenen bir kadının evlilikten sıkılıp hala beğenilmek arzusuyla başka erkeklerle flörtleşmesi.
Eğer ergenlik çağındaki kişisel gelişiminiz desteklenmezse, mutsuz evlilikler, işinden memnun olamama, yaratıcılık eksikliği, parayı iyi kullanamama, yakın ilişkiye girememe, ihtiyaçları ve istekleri için doğru dürüst mücadele edememe ve zayıf fiziksel ve ruhsal sağlık bu yıllardan arta kalacak sorunlardan birkaçı olacaktır.
Sağlıklı kişilik gelişimi için en önemli kriter; gelişim dönemi ihtiyaçlarının o dönem içinde karşılanmasıdır. Eğer o dönem içinde karşılanmazsa bir sonraki döneme devreder. Bir sonraki dönemde de karşılanmadığı takdirde bizde çözülmemiş bir mesele olarak kalır ve gelişimimize zarar verir.
Bir ergenin nelere ihtiyacı vardır?
Aşırı koruyucu ya da eleştirel ebeveynlerin kontrol edici yaklaşımlarının altında bir takım korkular yatar. ‘Başkaları ne der korkusu’, ‘Kaybetme korkusu’, ‘Güçsüz kalma korkusu’, ‘Yetersiz olma korkusu’, ‘Çocuğunun başkaları tarafından incitilme korkusu’ gibi. Pek çok zaman da neden; ebeveynlerin kendi ergenliklerinden getirdikleri çözülmemiş sorunlarıdır.
Eğer sağlıklı ve mutlu bir birey yetiştirmek istiyorsanız lütfen geç olmadan bu konular üzerinde çalışın. Kendi başınıza halledemiyorsanız da mutlaka bir uzmandan destek alın.
Korkularınızın, yargılarınızın ve beklentilerinizin ön plana geçmesine izin vererek kimin tarafında olduğunuzu unutmayın.
Paylaş