Paylaş
Geçen haftaki köşe yazım "Ölmeden önce pişman olmamak için" adlı mutluluk üzerine bir yazıydı ve şimdiye kadar en fazla paylaşılan yazım oldu. Bir kere daha anladım ki, en çok mutluluk, ilişki ve cinsellik üzerine köşe yazılarını okumayı seviyoruz! Sanırım bu konular pek çoğumuzun sıkıntı yaşadığı konular, bu yüzden de öğrenmeye ve okumaya daha fazla ihtiyaç duyuyoruz. Bu sebepledir ki bu haftaki yazım kadın erkek ilişkileri üzerine…
İlişkilerdeki belki de en büyük sıkıntı kadın ve erkeğin doğasının farklı olmasıdır. Bu yüzden de pek çoğumuz birbirimizi anlamada ve partnerimizin ihtiyacına karşılık vermede zorluk çekiyoruz ve çatışma yaşıyoruz.
Eğer daha iyi anlaşmaya niyetimiz varsa mümkün. Çünkü tek yapmamız gereken partnerimizin duygusuna uyumlanmak. Birbirine uyumlanmak, karşıdaki kişinin duygusunu anlayıp ihtiyaç duyduğu cevabı ona verebilmektir. Yaşamımız boyunca farklı pek çok duygu hissetsek de aslında doğuştan getirdiğimiz 4 temel duygumuz vardır: Mutluluk, üzüntü, öfke ve korku. Pek çok danışanımda suçluluk, utanç, yetersizlik, değersizlik gibi duygularla karşılaşırım. Bu duygular sonradan kazandığımız, öğrendiğimiz duygulardır. Altta bu 4 temel duygudan biri yatar. Yakın ve samimi ilişkiler yaşamak istiyorsak önemli olan karşımızdakinin temel duygusunu anlamak ve ihtiyacı olan cevabı ona verebilmektir.
Eğer karşınızdaki kişinin duygusu üzüntüyse ihtiyacı olan cevap şefkattir. Beyler, şefkat göstermek size pek yakın gelmiyor olabilir çünkü yetişkin bir kadının şevkata ihtiyacı olmadığını düşünüyor olabilirsiniz ama emin olun ki en güçlü görünen kadınların içinde bile küçük bir kız çocuğu vardır ve stresli olduğu zamanlarda o küçük kız çocuğu, kahramanının rahatlatmasına ve cesaretlendirmesine ihtiyaç duyar. Onun üzüldüğü şeye sizin üzülmeniz gerekmiyor, size bir anlam da ifade etmeyebilir. Sözel olarak bir şeyler söylemeseniz de olur. Yeter ki onun yanında olun, ona fiziksel ya da duygusal dokunun. Kanatlarınızın altında güvende hissettiğinde size daha çok bağlanır ve gitmek istemez.
Eğer karşınızdaki kişinin duygusu öfkeyse, özellikle de öfkesini size yöneltmişse yapmanız gereken son şey öfkeyle yanıt vermektir. Özellikle sevgili kadınlar, partnerinize asla öfkeyle karşılık vermeyin. Öfkeli bir kişinin ihtiyacı ciddiye alınmaktır, önemsenmektir. Hakkının yendiğini düşünen bir müşterinin enerjisini boşaltmasına izin vermezseniz onunla sağlıklı bir iletişim kuramazsınız. Bırakın önce kendini ifade etsin. Onu önemsediğinizi hissettirin. Aksi takdirde onu kaybedersiniz.
Eğer karşınızdaki kişinin duygusu korkuysa ihtiyacı olan sahiplenilmektir. Karanlıktan korktuğu için yalnız uyuyamayan bir çocuğa ‘Korkacak bir şey yok biz buradayız haydi git yat’ dediğinizde o çocuğun korkusunu anlamamış olursunuz. Evet biz yetişkinler için korkacak bir şey yoktur ama karanlık bir çocuk için korkutucu olabilir. Onun yerine odasına birlikte gidip bütün dolap kapaklarını açıp kontrol edebilirsiniz. Odasına bir gece lambası koyabilirsiniz. Vermeniz gereken mesaj ‘Anlıyorum korkuyorsun. Merak etme ben buradayım, yanındayım, seni korurum’ olmalıdır. Bir çocuğun korunmaya ihtiyacı vardır. Onu koruyabilecek birinin olduğunu bilmek onu güvende hissettirir. Çocuklukta halledilemeyen korkularımız yetişkin yaşantılarımızda devam eder. Topluluk önünde elini kaldırıp konuşamayan, hiçbir işini yalnız yapamayan o kadar çok yetişkin var ki. ‘Canım korkacak ne var bunda koskoca insansın’ diyerek ona yardımcı olamazsınız. Hepimizin içinde küçük bir çocuk var ve o küçük çocukların korunmaya ihtiyacı var. Partnerinizi sahiplenerek ona güvende olduğunu hissettirin.
Üç olumsuz temel duygumuza eşlik eden bir de olumlu bir temel duygumuz var: Mutluluk. Pek çoğumuz bir ömrü mutluluğu ararken geçirmiyor muyuz? Eğer karşınızdaki kişinin duygusu mutluluk ise ihtiyacı olan bunu paylaşmaktır, onun adına sizin de mutlu olduğunuzu gözlerinizde hissetmektir. Bir erkeği mutlu eden işindeki başarı olabilir. Bir kadın olarak eşinizin işindeki başarısı, sizin için bir şey ifade etmiyor olabilir ama onun başarısından sizin de mutlu olduğunuzu görmeye, onunla gurur duyduğunuzu hissetmeye ihtiyacı vardır. Çünkü bir erkek kendini güçlü hissetmeye ihtiyaç duyar ve başarı kendini güçlü hissettirir.
Kadınlar, erkeklere göre daha duygusal ve sözeldir. Mutsuzlukları kadar mutluluklarını da paylaşmayı severler. Bir kadın yaptığı bir alışverişten, saçlarına yaptığı değişiklikten mutluluk duyabilir. Bir erkek olarak bu sizin için bir anlam ifade etmeyebilir. Ama bir kadının en temel ihtiyacı beğenilmektir ve bunu da en çok partnerinden duymak ister. Partneriniz size heyecanla bir şeyler anlatıyorsa siz siz olun onu büyük bir iştahla dinlemeye ve mutluluğunu paylaşmaya özen gösterin yoksa onu hayal kırıklığına uğratmış olursunuz.
Hepimizin duygusal ihtiyaçları var…
En ‘güçlü’ görünenlerimizin bazen herkesten de çok…
Partneriniz ihtiyacını ifade etmiyor ya da edemiyor olabilir.
Siz onun duygusuna gereken yanıtı verin.
Tabii ki görev olarak değil, hissederek…
Eğer daha doyumlu bir ilişki yaşamaya niyetiniz varsa…
Ona uyumlanın…
Göreceksiniz ilişkinizin enerjisi değişecek…
Paylaş