Paylaş
Bu pazar Babalar Günü. O yüzden bu haftaki yazım ‘Babalık’ üzerine...
Bir çocuğun sağlıklı gelişebilmesi için öncelikli olarak bir anneye ihtiyacı var tartışmasız. Çocuk esirgeme kurumunda büyüyen çocuklarla yapılan araştırmalar da gösteriyor ki bir bakıcının bir sürü çocuğa yetmeye çalıştığı ortamlarda, annesiz büyüyen çocuklarda ergenlik döneminde ciddi sosyal ve davranış problemleri yaşanabilmektedir.
Özellikle ilk 6 ay bebeğin annenin uzantısı olduğu bir dönemdir. Bebek annenin dışına çıkmış olsa da algısal olarak hala parçasıdır; Var olabilmek için onun kokusuna, temasına ihtiyaç duyar. Kurulan güven ilişkisi çok önemlidir. Bu dönemde baba devre dışında gözükse de anneye desteği gereklidir. Yapılan hipnoz çalışmaları da gösteriyor ki yaşadığımız hiçbir şeyi unutmuyoruz; Hamilelikten itibaren kayıtlarımız başlamaktadır. Babanın anneyle sağlıklı bir iletişimi, sevgisi, bebeğin bakımındaki desteği annenin üzerindeki stresi azalttığından dolaylı olarak bebeği de etkilemektedir. Bu sayede bebeğin de hayatta kalabilme kaygısı azalmaktadır.
Ve sonra emekleme ile birlikte bebeğin dış dünyayı keşfi başlar. Anneden ayrılıp var olmaya çalışır. Bu dönemde annenin biraz kendini çekip bebeğe izin vermesi, babayla ilişkinin gelişmesine katkı sağlar. Baba halen yardımcı oyuncu olsa da onun varlığı ve tutumu, 2-3 yaşlarındaki bir çocuğu kendisine, hayata ve başkalarına güveni konusunda hazırlar.
Biz psikologların hep altını çizdiği bir nokta vardır, yaşam dediğimiz yolculukta ne oluyorsa 0-7 yaş döneminde olmaktadır. Bir çocuğun yaşam senaryosunun ana hatları bu dönemde belirlenir. Baba bir erkek çocuğu için rol modeldir. 3 yaş döneminde karşı cinste aşık olduğu ilk kişi annesidir, anneye hayran olduğu için babası ile tatlı bir rekabet içindedir. Anneyi elde etmek için babası gibi güçlü olmak zorunda olduğunu öğrenir. Bir erkek çocuğu, başarı kavramını, hayattaki duruşunu, kadınlara nasıl davranılacağını babasından kopyalar. İçinde bir yerlerde sorgulamadan içselleştirir.
Bir kız çocuğu için de baba karşı cinsle kurulacak ilişkinin özüdür. Her kız çocuğu için baba çocukluk kahramanıdır, ona kendisini beğendirmek ister. Babasının annesiyle ilişkisini modelleyerek, baba kız paylaşımlarını içselleştirerek beklentilerini oluşturmaya başlar. Beğeniliyor muyum, erkeklere güvenebilir miyim gibi konularda…
Yukarıda bahsettiğim gibi bir çocuğun gelişiminde ve yaşamındaki duruşunda baba figürü sanıldığından çok daha önemlidir. Fakat günümüzde özellikle erken yaşta boşanmalar çok sık görülmektedir. Ve genelde annenin ruh sağlığı yerindeyse, 0-7 yaş dönemindeki bir çocuğun velayeti anneye verilmektedir. Bu yüzden pek çok çocuk babasız evlerde büyümekte ve babaların da pek çoğu eşinden boşanırken ‘baba’lık rolünden de boşanmaktadır.
Baba olmak biyolojik olarak zor değil. Ama bir çocuğa hayat vermenin ötesinde hakkını vererek ‘Baba’lık yapmak o kadar kolay değil. Eğer babaysanız çocuğunuzun sadece maddi değil duygusal ihtiyaçlarını da önemsemeli, ona vakit ayırmalı, ilgili ve sorumluluk sahibi olmalısınız. ‘Ben sıkıldım bu sorumluluktan’ diyip gidemezsiniz. ‘Nasılsa annesi var’ diyemezsiniz. Böyle bir lüksünüz yok. Dünyaya gelmeye o karar vermedi bu sizin seçiminizdi. Terk edip giderseniz ömrünü neden onu terkettiğinizi anlamaya çalışarak, belki kendini suçlayarak, size öfkelenerek, kendine ve ilişkilerine zarar vererek geçirecektir.
Bedelleri ödemeye hazır değilseniz baba olmayın.
Çünkü onun yanında ve güçlü bir babaya ihtiyacı var…
Böyle babaların Babalar Günü’nü kutlayarak yazımı kendi babamla bitirmek istiyorum…
Benim babam da çocukluğumda kahramanımdı. Güzel tatlı ve tombiş bir bebekmişim. Sürekli öpmelerinden, sıkıştırmalarından sıkıldığımda babamın arkasına saklanırmışım. Her zaman yumuşak, incitmeyen, sakin bir babaydı. Bebekliğimde yememde, uyumamda az emeği geçmemiş annem hep anlatır. Bana yüzmeyi öğreten, araba kullanmayı öğreten babamdı. Benim babam arkadaşlarımın babası gibi bana engeller, yasaklar, cezalar hiçbir zaman koymadı. Yöneten, yargılayan dominant bir baba da değildi. Bizimle ilgili kararları genelde anneme bırakırdı. Sevgisini sözlü olarak ifade edebilen arayan soran biri hiç olmadı, benimle gurur duyduğunu hep başkalarından öğrendim. Benim babam kimseden bir beklentisi olmayan, yaşamla kavga etmeyen, olduğuyla yetinen iyi niyetli mütevazi pozitif bir babadır. Ablam ve ben büyürken annemi bizi şımartmakla eleştirirdi, her zaman kendi ayaklarımızın üzerinde durmamızı, kendi kendimize yetmemizi istedi…
Canım babam…Beni sevdiğin, bana güvendiğin, tüm emeklerin için çok teşekkürler…
Babalar günün kutlu olsun…Seni çok seviyorum…
Paylaş