Paylaş
Birkaç hafta önce yazdığım ‘Bir Yere Varma’ başlıklı yazımda başkaları tarafından kabul edilmek için sürekli çırpınan, çabalayan başarı odaklı kişilerden bahsetmiştim sizlere. Bu haftaki yazımda da pek çok danışanımda sıklıkla gördüğüm hızlı konuşan, hızlı hareket eden aceleci kişileri anlatacağım sizlere.
Geçen yazıma kısaca değinecek olursam hepimizin kabul edildiğimiz, fark edildiğimiz, tanındığımız ve onaylandığımız ilişkilere ihtiyacımız var. Çünkü biz dünyadaki varlığımızı ve etkimizi teyit etmek isteriz.
İnsanlar kabul ihtiyacını gidermek için yaşam yolculuklarında genellikle hayatlarının ilk 6 yılında öğrendikleri ve içselleştirip otomatik olarak/fark etmeden uyguladıkları yolları kullanırlar. Bunun anlamı “eğer … olursam iyi olabilirim”, ancak “… şeklinde davranırsa ya da olursa” kabul iletisi alabileceğine inanmaktır. Özellikle stres altında iken ortaya çıkan ve gözlemlenebilen bu yollara sürücüler diyoruz. Sürücüleri sosyal ilişki kurarken kullanırız.
Bizim kültürümüzde sıklıkla görülen bir diğer sürücü ‘Acele Et’ sürücüsüdür. Eğer sizin de çocukken daha lokmayı yutmadan bir sonraki lokmayı ağzınıza tıkan, yeterince hızlı olmadığınız için sürekli şikâyet eden ve sinirlenen aceleci bir ebeveyniniz varsa siz de bu sürücüyü taşıyor olabilirsiniz.
Zorunluluklarınız:
Özellikleriniz:
Güçlü Yanlarınız:
Problem Alanlarınız:
Eğer siz de ‘Kabul Edilmek için Acele Etmeliyim’ sürücüyle ömrünüzü geçiriyorsanız muhtemelen bu yazıyı da hızlıca okuyup bir sonraki eyleminize çoktan hazırlanmaya başladınız bile. Lütfen dönüp bir kere daha okuyun. Bu sefer daha sakin ve acele etmeden.
Biliyorum bir şey yapmadan durmak size imkansız gibi geliyor. En son ne zaman ayak ayak üstüne atıp evde miskinlik yaptınız diye sorsam muhtemelen hatırlamazsınız.
Ama bilin ki bu motor bir gün bir yerde teklemeye başlayacak ve o zaman belki yaşamınızda kıymetli pek çok anın tadını çıkarmadan geçirmiş olduğunuzu fark edeceksiniz.
Biliyorum çocukken hızlı olmanız acele etmeniz beklendi. Böyle olduğunuz zamanlarda takdir edildiniz onaylandınız. Öyle davranmanız o zaman işe yaradı.
Ama artık büyüdünüz. Geçmiş geçmişte kaldı. Bugün sürekli acele etmenize, koşuşturmanıza, aynı anda birçok şeyi güçlükle yapmaya çalışmanıza gerek yok.
Sakin olun. Eyleme geçmeden önce derin bir nefes alın. Yapacaklarınızın listesini yapın ve sizin için öncelik ve önemliliklerine göre sıraya koyun. Her şeyi aynı anda yapmanıza gerek yok. Yeterince zaman var.
Ve yogayla tanışın. İlk derslerde çok yavaş ve sıkıcı geleceğine eminim ama sakın bırakmayın. Zamanla size ilaç gibi gelecek. ‘An’da kalmanıza yardım edecek.
‘Ne’ yaptığınız değil ‘kim’ olduğunuz değerli. Kendi varlığınızı hissetmeye başladığınızda yaşamınızdan çok daha keyif aldığınızı göreceksiniz.
Paylaş