Paylaş
Herkese merhaba. Yeni yılın ilk yazısına hoş geldiniz..
Umarım yeni yıla sevdiklerinizle birlikte mutlu girdiniz. Hasta mı girdiniz, yolda mı girdiniz dert etmeyin. Ben yeni yıla nasıl girerseniz öyle gider inanışında değilim. Çünkü her an her şeyin yeniden inşa olduğuna inanıyorum.
Karakterimiz Su, yeni yıla hayalleriyle girdi. Şimdi sıra sizde. Ben genellikle yılın son haftasını danışanlarımla değerlendirme üzerine geçiririm. Geride bırakılan yılı değerlendirip bir sonraki yıldan beklentilerini sorarım. Hayallerini ardından da hedeflerini düşünmelerini isterim.
Hayalle hedef arasındaki farkı genelde bilmezler…
Hayaller isteklerdir, kalbimizin olmasını istedikleridir. Genelde pek de inancımız yoktur olacaklarına. Çünkü onlar pek çoğumuz için adı üstünde ‘hayal’dir…Hedefler ise hayallerin yeryüzüne inip somutlaşmış halleridir. Hedefte bir kararlılık vardır, eylem vardır, plan vardır, niyet vardır. Hayalsiz bir hedef olamaz. Her şey hayal ile başlar…
2012 için acaba sizin hayal ve hedefleriniz neler?
Gelin, ilk olarak 2011’i değerlendirelim. 2011’in SWOT analizini yapalım.
Bir şirkette yönetici olanlar bilir, her yıl sonunda bu çalışma yapılır ve bir sonraki yıl için hedefler belirlenir. Bu uygulamayı kendi hayatınız için de yapabilirsiniz. Alın kağıt kalemi elinize hem okuyun hem de yazmaya başlayın…
A4 boyutu bir kağıdı dört eşit parçaya ayırın.
Sol üst köşeye S (strengths-güçlü yönler) yazın. 2011’de güçlü olduğum, başardığım, beni mutlu eden neler yaşadım? Yenilikleri ve olumlu değişimleri de S bölümünün altına listeleyin.
Sağ üst bölüme ise W (weaknesses-geliştirilmesi gereken yanlar) yazın. 2011’de yeterince iyi olmayan, olumsuz giden, geliştirilmesi gereken neler yaşadım? Başaramadığınız, pişman olduğunuz, keşke dediğiniz, sizi üzen, öfkelendiren neler var ise buraya yazabilirsiniz.
Şimdi alt bölüme geçebiliriz. Üst bölümde geçmiş anları değerlendirdik. Alt bölümde ise şu an ve gelecek için hayal kuruyoruz. Burada sağ beynimize ihtiyacımız var. Yani hislerimize, sezgilerimize iş düşüyor. Çünkü bu alanda gelecek adına düşünüyoruz.
Sol alt bölüme O (opportunities-fırsatlar) yazın. Altına 2012 için size fırsat olarak görünenleri listeleyin. Burada yazdıklarınız size olumlu enerji veren, artı gibi görünen her şey olabilir. Örneğin yeni kazandığınız bir arkadaş, yeni başlamış bir ilişki olabilir. Bu ilişkilerin sürüp sürmeyeceğini bilmiyoruz ama eğer gerçekten istediğiniz derin ve anlamlı bir ilişki ise bu kişiler bir fırsat olabilir. İşinizle ilgili açık alan olarak görünen, yatırım yapmaya müsait ihtimalleri yazabilirsiniz. Bu açık alanlar size fırsat olarak görünebilir ama olumlu olup olmayacağı kesin değildir. Burada sözcükleri değil içsel sesimizi duymaya ihtiyacımız vardır…
Sağ alt bölüme de T (threats-tehlikeler) yazın. 2012 için size tehlike gibi görünen, dikkat etmeniz gereken neler var ise onları listeleyin. İşinizle ilgili 2012 için konuşulan kriz beklentisi bir tehlike olabilir. Güven sorunu yaşadığınız eşinizin sizi aldatması da…W olarak listelediklerinizin gelecekte de var olacağını düşünüyorsanız.T hanesine yerleştirebilirsiniz. Ne olacağını bilmiyoruz, tek bildiğimiz bizi korkutmaları, içimize kötü his vermeleri ve bu konularda bir şeyler yapmazsak başımızı ağrıtabilecekleri…
Ben bu çalışmayı danışanlarımla yaparken W bölümünü çok rahat doldurduklarını görüyorum. Olumsuz olanı söylemek ne kadar kolay…S bölümünü yaparken zorlanıyorlar çünkü çoğu kişi "Sıradan bir yıldı işte, farklı bir şey yapmadım ki" şeklinde düşünüyor. Güçlü yanlarının, başarılarının farkında değil. Ya da önemsemiyor. Veya W o kadar baskın ki S sesini pek çıkartamıyor. Aslında S ve W için düşünmek bize O ve T için hayal etme fırsatı sunuyor…
Sevgili ‘Hayat Denen Oyun’ okurları.
2012’yi isteğiniz gibi inşa etmek adına bu çalışmaya zaman ayırın ve yapın. Düşündüğünüz ve hissettiğiniz her şeyin bir anlamı var. Özellikle vakti olmadığından yakınan annelere ya da "Bu saatten sonra ne hayali ne hedefi olacak?" diyenlere sesleniyorum…
2012’de sanata davet ediyorum sizi. Ama seyirci olarak değil, ‘sanatçı’ olarak…
Haftada 1 saat bile kabulümdür. Örneğin ben 2011’de hayatıma sanat terapisini ve tangoyu kattım. Bu yıl verdiğim en doğru kararlardı. Çünkü sanatta söz yok, hisler var… Başkaları yok, siz varsınız… Direnç yok, bilinçdışına attıklarınız var…
Bırakın sanat sizi tedavi etsin. İçten güçlendirsin…Resim, müzik, dans, edebiyat…Ne isterseniz…
Yeter ki kendiniz için orada olun…
2012’de değişim içten başlasın…2012 sizin eseriniz olsun…Ne dersiniz?
Paylaş