Mutfaktaki tehlikelerin farkında mısınız?

Besin güvenliği hakkında ne kadar bilgi sahibisiniz? Mutfağınızda tükettiğiniz gıdalar ne kadar temiz ve hijyenik? Uzman Diyetisyen Turgay Köse mutfağınızdaki tehlikeleri ve almanız gereken önlemleri anlatıyor.

Haberin Devamı

SIK SIK ELLERİNİZİ YIKAYIN

Mutfaktaki tehlikelerin farkında mısınız

Sıcak ve nemli olan ellerde bakteriler kolaylıkla yaşar ve ürerler. Ellere bulaşan mikroplar yüzeyden yüzeye, besinden besine geçerler. Hastalıkların yayılmasını kontrol etmenin en iyi yollarından biri de ellerin yıkanmasıdır. Hijyen çok önemli! Besin güvenliği, besin öğeleri kaybından ve lezzetten çok daha ön planda tutulmalıdır. Öte yandan oksijenle bile temas etmeden direkt olarak göğüs ucundan bebeğin ağzına ulaştığı için dünyanın en saf ve temiz besini olarak kabul edilen anne sütünde bile 100’ün üzerinde, içilebilir nitelikte suda 600 civarında kimyasal madde bulunduğunu biliyor muydunuz? Asıl önemli konu; kontrol edilebilir olmasıdır.

MARKETTEN ÇIKTIKTAN SONRA NESİN ARTIK SİZİN SORUMLULUĞUNUZDA

Mutfaktaki tehlikelerin farkında mısınız

Dünya genelinde en güvenli besinler gelişmiş ülkelerde bulunmaktadır. Besin zinciri içinde yer alan çiftçiler, üreticiler, marketler ve restoranlar çok dikkatli bir şekilde belirlenmiş sıkı besin güvenliği yönetmeliklerini uygulamak durumundadır. Fakat besin marketten çıktıktan sonra, besin güvenliği artık sizin sorumluluğunuz altına girmiş olmaktadır. Bunu sağlamakla ilgili önemli kuralları herkesin bilmesi gerekir: Tüm besinlerin temiz olması, sıcak yemeklerin sıcak ve soğuk yemeklerin soğuk tutulması gibi.

HASTALIK YAPICI (PATOJEN)  BAKTERİLERLE İLGİLİ 3 ÖNEMLİ TEHLİKE VARDIR:

  • Her yerde bulunurlar
  • Çok çabuk çoğalırlar
  • Gözle görülemezler

Sayıları çok fazla olsa bile, bakterileri mikroskop olmadan göremezsiniz. Tabiİ bizler denize girdiğimizde “Ayak parmaklarımı sayabiliyorum, deniz çok temiz.” diye yorumlayarak mikroskop gerçeğini bile hiçe sayan bir toplumuz. Eğer bir besinde mikroorganizmaların varlığından şüpheleniyorsanız, tadına bile bakmayı düşünmeyin!

 Mutfaktaki tehlikelerin farkında mısınız 

Şüphelendiğiniz besini güvenli bir şekilde paketleyin ve hiç kimsenin ulaşamayacağı bir yere atın. Mikrobiyolog bile olsanız, bir besinin zehirli olup olmadığını görüntüsünden, kokusundan, hatta tadından kolay kolay anlayamazsınız. Bu nedenle sizi olası bir besin zehirlenmesinden korumaya yardımcı olacak öneriler içeren bir bölüm ile başlıyoruz:

Kötü Haber: İlk yaşadığınız besin zehirlenmesi, sizi ikincisine karşı bağışıklı hale getirmez.

İyi Haber: Daha dikkatli olmanızı sağlayarak ikinci besin zehirlenmesi oluşum riskini azaltır.

DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN NOKTALAR

Mutfaktaki tehlikelerin farkında mısınız

  • Besinleri satın alırken taze olmasına dikkat edin. İmal ve son kullanım tarihlerini okuyun, tarihi geçmiş olanları almayın. Üzerinde son kullanım tarihi olmayan besinleri ise; rengini, görünüşünü ve kokusunu inceleyerek satın alın.
  • Bir ürün satın alırken; ambalajının sağlamlığına, ambalaj üzerindeki besin adına, firma adına ve adresine, üretildiği yere, miktarına, hazırlama ve kullanma talimatına, depolama ve saklama koşullarına dikkat edin.
  • Alışveriş yaparken dondurulmuş ve kolay bozulabilecek besinleri kasaya giderken alın.
  • Dondurulmuş besin alırken taş gibi sert olanları tercih edin. Üzerinde buz kristali ve karlanma olanları asla almayın. Alışveriş sonrası hiç vakit kaybetmeden -18°C sıcaklıkta derin dondurucuda depolayın.
  • Dondurulmuş besinleri çözdürdükten sonra tekrar dondurmayın.
  • Et ve süt ürünleri gibi oda sıcaklığında bozulabilecek besinleri satın aldıktan sonra kısa süre içinde buzdolabına yerleştirin.
  • Buzdolabı sıcaklığının 4°C üzerinde olmamasına dikkat edin.
  • Besinleri buzdolabında nem ve hava geçirmeyen kaplar içinde saklayın.
  • Buzdolabını tıka basa doldurarak içerisindeki hava akımını engellemeyin.
  • Buzluğu çözdürürken veya buzdolabını temizlerken, dondurulmuş ve kolay bozulabilecek besinleri buzla doldurulan kaplar içerisinde bekletin.
  • Çok yüksek derecede sıcaklık ve vakum altında ısıtma koşulları sağlanamadığı sürece evde konserve yapmaktan kesinlikle kaçının.
  • Yıkandıktan sonra nemli kalarak bakterilerin çoğalmasına neden olabildiği için tahtadan yapılmış (kaşık, maşa veya doğrama tahtası gibi) ürünleri kullanmayın.
  • Et, peynir, ekmek, sebze ve meyve kesip doğrarken kullanılan doğrama tahtası, bıçak gibi ekipmanlar kesinlikle farklı olmalıdır.
  • Besinleri, iç sıcaklığı en az 70°C olacak şekilde pişirin. Besinleri tekrar ısıtmaktan mümkün oldukça kaçının. Gerekirse bu ilkeye dikkat ederek yenilecek miktarda ısıtın.
  • Çiğ ve pişmiş besinleri asla yan yana getirmeyin.
  • Koşullar uygun olduğunda besin zehirlenmelerine yol açabilen riskli besinleri oda sıcaklığında 2 saatten uzun süre bırakmayın, buzdolabında saklayın.

POTANSİYEL OLARAK RİSKLİ BESİNLER NELERDİR?

 Mutfaktaki tehlikelerin farkında mısınız 

  • Çiğ ya da pişmiş yumurta, süt, et ve su ürünleri
  • Pişmiş tahıl, kuru baklagil ve sebze yemekleri
  • Et, peynir ve krema kullanılan hamur işleri
  • Olgunlaşmamış ve yumuşak peynir
  • Yağ içinde bekletilmiş sarımsak
  • Soslar (örnek olarak; mayonez)

MUTFAĞINIZDAKİ GİZLİ TEHLİKELERE KARŞI DİKKATLİ OLUN

Mutfaktaki tehlikelerin farkında mısınız

Bakteriler; gözle görülemeyen ve besinlere bulaştıktan sonra uygun koşul ve sürelerde üreyerek hastalık yapan mini canlılardır. Mikroskopta en az 100 kez büyütüldükleri zaman gözle görülebilen, sınırlı hareket kabiliyetine sahip mikroorganizmalardır. Bakterilerin üreme süreleri ortalama 20 dakikadır ve koşullar uygun olduğunda - özellikle de oda sıcaklığında - geometrik dizi şeklinde çoğalırlar. Yani besinde bulunan 1 bakteri 20. dakika bölünerek 2 tane, 40. dakika bölünerek 4 tane, 60. dakika tekrar bölünerek 8 tane olmaktadır. Böylelikle tek bir bakteri; 1 saat sonra 8 adet, 4 saat sonra 4.096 adet, 7 saat sonra 2.097.152 adet ve 12 saat sonra 68.719.476.736 adet olarak karşımıza çıkar. Bu kadar bakteri, kişiyi çok kolay hasta eder.

Mutfaktaki tehlikelerin farkında mısınız

Bakteriler canlı kalabilmek ve üreyebilmek için uygun sıcaklık, besin, nem, pH ve oksijene gereksinim duyarlar. Hatta üremek için oksijensiz ortamı tercih eden bakteriler de mevcuttur (örnek olarak; konserve besinlerde bulunabilen ve 1 gramı yaklaşık olarak 80.000 kişiyi öldürebilen clostridium botulinum gibi). Bu nedenle mutfağınızdaki gizli tehlikelere karşı daha dikkatli olun ve hijyene gereken önemi verin…

[fotogaleri=3022,2400,2527]

Yazarın Tüm Yazıları