Paylaş
Kilo vermek için önerilen sayısız yöntem ve diyet bulunmaktadır: Atkins, Dukan, Hollywood, İsveç, Kalp Vakfı, Kan Grubu, Lahana Çorbası Diyeti vb. Bu tip diyetlerin çoğu başlangıçta hızlı kilo kaybı sağlasa da, kısa bir süre sonra bu kilolar fazlasıyla geri alınmaktadır. Ağırlık kaybının hızlı olması öncelikle su, sonrasında kas kitlesindeki azalma ile ilişkilidir. Bu durum sağlığa zarar vermekte, metabolizmanın bozulmasını sağlayarak ömrü kısaltmakta ve hatta uzun vadede ölümlere bile sebep olmaktadır. Halbuki gerçek ağırlık kaybı vücuttaki yağ kitlesinin azalması ile mümkündür.
KİLO VERDİRİYOR YAĞ YAKIYOR DİYE NELER YAPIYORUZ NELER!
Nice insandan kilo verdiriyor, yağ yakıyor, metabolizmayı hızlandırıyor gibi duyumlar sonrası maden suyu, çim suyu, kekik suyu, ballı - limonlu su, ılık su, sirkeli su, alkali su, zayıflama çayı içtiğine ve kabak çekirdeği yediğine tanık olmuşsunuzdur. Denizde dokunmaktan bile çekindikleri yosunların tabletlerini, içeriğinde ne tür kimyasalların bulunduğunu bilmedikleri sözde “bitkisel” bazen de özellikle “kaçak” zayıflama haplarını kullandığını, hatta tok tutar düşüncesi ile pamuk yuttuğunu da duymuş olabilirsiniz. Bugün biri “maydanoz basendeki yağları eritir” dese maydanozun fiyatı sanırım 3 - 5 kat artar. Yani bilimle yakından uzaktan ilgisi olmayan davranışlar sergilemekte üzerimize yok.
Zayıflama alanı çok geniş bir yelpazede iş olanağı sağlamaktadır. Diyet ürünlerden zayıflama ilaçlarına, aktarlarda satılan bitkisel karışımlardan cerrahi operasyonlara, zayıflama çaylarından spor aletlerine kadar oldukça geniş bir pazar söz konusudur. Herkes bu zayıflama pastasından kendi payına düşeni, hatta çok daha fazlasını almaya kalkıyor. Kimisi çıkıp tek tip diyetler, protein ağırlıklı formülalar, bitkisel tabletler, %100 doğal olduğunu iddia ettiği ürünler önerirken kimisi de bazı iğnelerle veya cihazlarla zayıflattığını iddia etmektedir. Hele ki uydudan yayın yapan kanallara çıkarak, hatta televizyon programlarına sponsor olarak medyada dilediği gibi demeçler veren uzmanlar, “tanıtıcı reklam” adı altında RTÜK (Radyo ve Televizyon Üst Kurulu) engelini de aşarak yalan yanlış beyanlarla bilgi kirliliğine yol açmaktadır. Lütfen her duyduğunuz habere inanmayın, gittiğiniz uzmanın diplomasını görün!
Bilim, doğruların artmasından ziyade yanlışların azalmasıyla da ilerler. Tıp eğitimi almamış kişilerin insanlara sağlık öğütleri vermesi, hele ki ilaç veya diyet önerisinde bulunması son derece yanlıştır. Her mesleğin amatörlüğü olur, ama sağlık profesyonellerinin olmaz!
Zayıflamanın temelinde eğitim yer almaktadır. Dahiliye uzmanı veya endokrinolog kontrolünde yapılacak klinik muayenenin ardından elde edilen kan tahlil sonuçları yorumlanarak, kişi diyetisyen eşliğinde tıbbi beslenme tedavisine alınmalıdır. Egzersiz ve davranış değişikliği tedavisinin yerleştirilmesi ile hedefe ulaşılmalı ve kişi koruma programına alınmalıdır. Üç ay süresince diyet, egzersiz ve davranış değişikliği tedavisi uygulanmadan kimseye ilaç tedavisi ve/veya cerrahi tedavi uygulanmamalıdır.
Genel ilkeleri benzer olmakla birlikte diyet mutlaka kişiye özel olarak hazırlanmalıdır. Çünkü herkesin metabolizması birbirinden farklılık gösterir, tıpkı parmak izi gibi. Zayıflama diyetlerinin, kişinin (yaş, cinsiyet, boy uzunluğu, vücut ağırlığı, fiziksel aktivite düzeyi, beslenme alışkanlıkları vb.) özelliklerine göre enerji ve besin öğesi içermesi; yeterli ve dengeli beslenme alışkanlığı kazandırabilmesi ve yavaş (0,5 - 1 kg / hafta) ağırlık kaybı ile bireyin yeni beslenme programını yaşam tarzı haline getirmesini sağlayabilmesi gerekir. Unutulmamalıdır ki; ayda 6 kg üzerinde ağırlık kaybı metabolik olarak başka sağlık problemlerine zemin hazırlamaktadır. Yaşam tarzı haline getirilemeyen hiçbir yönteme başlamamak gerekir.
Peki, bu konuda kişinin nelere dikkat etmesi gerekir? İşte size 10 ipucu:
1. Kesin karar verin.
2. Günlük uyku süresini 7 - 8 saat arasında tutmaya çalışın.
3. Asla öğün atlamayın.
4. Sık aralıklarla, azar azar beslenin (3 ana, 2 - 4 ara öğün şeklinde).
5. Yavaş yiyin, besinleri çok iyi çiğneyin. On lokma yerine bir lokma yiyin, ama on kere çiğneyin!
6. Kızartma ve kavurma işlemlerinden uzak durun.
7. Rafine şeker ve tuz kullanımınızı kısıtlayın.
8. Posalı (lifli) besinleri artırın (kurubaklagiller, kepekli tahıllar, sebze ve meyveler).
9. Gün içerisinde bol su ve sıvı besin tüketin.
10. Fiziksel aktivitenizi mutlaka artırın.
Aç olmak, en güçlü iradeyi bile sabote edebilir. Öğün atlayarak veya düşük enerjili bir diyet uygulayarak vücut ağırlığınızı kontrol edebileceğinizi mi düşünüyorsunuz? Tekrar düşünün. Yapılan bilimsel çalışmalar, öğün atlamanın düşünmeden atıştırmaya ve fazla besin alımına neden olduğuna, aynı zamanda vücudun enerji harcama hızını da düşürücü bir etki sağladığına dikkat çekmektedir. Günlük alınan enerji önem taşır, fakat bu enerjiyi hangi besinlerden aldığınız daha da önemlidir. Neyi, ne zaman, nerede, neden ve nasıl yediğinizi gözden geçirin. Ardından daha sağlıklı yeme tarzı geliştirmek için bazı değişiklikler yapın. Diyetinizdeki küçük değişiklikler, sağlığınızda önemli farklılıklar yaratabilir. Geleneksel Türk mutfağında yer alan besinleri ölçülü olarak tüketmek obezite konusunda tedavinin anahtarıdır. Tek tip besine dayalı diyetlerden kaçınarak besin çeşitliliğine önem vermek gerekir.
Paylaş