Çok aşıkken evlenmeyin, ayaklarınızın yere basmasını bekleyin!
Aşk evliliklerinde genellikle duygular ön plandadır. Yani, çiftler yoğun duygular yaşadıkları kişiyi algısal açıdan hayal ettikleri kişiymiş gibi değerlendirme illüzyonuna (yanılsamasına) kapılırlar.
ÇOK ÂŞIKKEN Mİ EVLENMELİ YOKSA AYAKLARIMIZ YERE BASMAYA BAŞLADIĞI ZAMAN MI?
Bu hevesle, detaylı değerlendirme yapmadan yapılan bir seçim kişiyi genellikle hatalı seçime iter. “Âşık olmak” şahane bir ahenktir. Ancak, evlilik kararı verilirken bu ahenkle beraber gerçekçi bir dizi soruyu göz önünde bulundurmak gereklidir.
Bunların arasında,
• Birlikte yaşlanmak isteyeceğim adam/kadın mı?
• Çocuklarımın annesi/babası olmasını isteyeceğim kişi mi?
• Ortak zaman geçirebiliyor muyuz?
• Karşımdaki kişi iyi insan mı, bencil mi sevgiye emek veriyor mu?
• Aile kültürlerimiz denk mi?
• Karşımdaki kişi çalışkan mı? Dürüst mü? Sorumluluk sahibi mi?
• Arkadaşlık ilişkileri nasıl?
• Ve en önemlisi “aramızda sevgi-saygı ve uyum var mı?” gibi temel soruların hepsine geçerli cevap verildikten sonra, ayaklarımız yere basmaya başlayınca evlilik kararı gibi önemli bir kararı almak gereklidir.
Aksi takdirde, sadece aşk yanılsamasıyla hareket eden çiftler karşılaşacağı ilk engele takılır. Evlendikten çok kısa bir sonra yanılsama ortadan kalkar ve çiftler gerçeklerle yüzleşirler. Evlendiği kişinin zannettiği gibi bir kişi olmadığını sonradan anladığını söyleyen sayısız örnek mevcut. Ne yazık ki bazen bu gibi farkındalıklar çocuk sahibi olduktan sonra geriye dönüşü daha zor olabilecek dönemeçlerde de ortaya çıkabilmekte ve kişilerin ruhsal dengelerini daha da zorlayabilmektedir. O nedenle âşıkken değil de, ayaklar yere basmaya başladığı zaman yapılan evlilikler daha doğru kararlardır.
HÜRRİYET AİLE ÖZEL/ Sedef Batı
