Paylaş
“Başarılı, başarısız” kavramları çok genel kavramlardır, hayatın neredeyse tamamına bir atıftır. Bu nedenle zayıf karne ile gelen çocuğumuza başarısız, tembel, yüksek notlarla gelen çocuklarımıza çok zeki, süper başarılı demek doğru değildir. Karne sadece akademik yaşantının bir aynası olarak çocuğun derslerde zorlanıp zorlanmadığını, bir eksiği olup olmadığını görmekte iyi bir araçtır, amaç haline getirilmemelidir. Yüksek notlar ile geldikleri zaman çocuklarımızı nasıl kutluyorsak, zayıf notlarla gelen çocuklarımıza karşı da destekleyici bir tutum sergilemeli, ne olursa olsun değer kaybetmediklerini ve kabul edildiklerini hissettirmeliyiz.
Anne babalar olarak karneye yüklenen aşırı anlam ve önem, çocuklarımız tarafından hissedilecek ve onlarda çeşitli baskı ve strese dönüşebilecektir. Örneğin başarıyı çok önemseyen anne babaya karşı çocuk “başarılı olmazsam anne babamı memnun edemeyeceğim, sevilmeyeceğim, başarı her zaman şart, asla başarısız olmamalıyım” şeklinde düşünceler geliştirebilirler. Ve ya zayıf notlara negatif tepki gösteren bir anne babanın çocuğu, “ben hayatta başarısız ve tembelim, bir işe yaramam” şeklinde olumsuz düşünce kalıpları oluşturabilir. Bu gibi tutumlar çocukları dersler ve okuldan daha da uzaklaştırabilmektedir. Bu nedenle anne babalar olarak öncelikle çocuğun başarı durumunu etkileyen faktörlerin ne olduğunu anlamaya çalışmalı, doğrudan çocuğu suçlayıcı, aşağılayıcı yollara başvurmadan, zayıf notların ve okuldaki sıkıntıların nedenlerini bulmaya odaklanmalıyız.
Okul ve dersler çocuklarımızın tamamlaması gereken sorumluluklarıdır. Zaten yerine getirmeleri gereken bu sorumluluk ve görevleri pahalı, maddiyatı yüksek hediyeler ile taçlandırmak, onların başarıyı ve öğrenmeyi sadece bu hediyeleri elde etmek için çalışmalarına sebep olur. Bu durum çocuklarımızda sorumluluk bilincinin gelişmesini engelleyebilmektedir. Benzer şekilde, zayıf ve düşük notlarla dolu bir karneye karşı ceza vermek, yukarıda da bahsedildiği üzere çocuklarımızın derslerden ve okuldan daha da uzaklaşmasına sebep olarak “yetersizlik” duygusunun ortaya çıkmasına neden olabilmektedir. Maddiyattan uzak, belki manevi değeri olabilecek kutlama veya tebrikler, ailecek yapılabilecek bir etkinlik (sinema, tiyatro, gezi) çocukların başarısını kutlamak için uygun olabilmektedir.
Zayıf notlara karşı ise, cezalandırma veya bağırma yerine, sakince konuşma, sorumlulukların kabul edici bir dille çocuğa tekrar aktarılması ve zayıf notların sebebini bulmaya çalışma daha faydalı olacaktır.
Karneler ve ders notları, ister iyi ister zayıf olsun, çocuklarımız ile kurduğumuz sağlıklı iletişim her yönden daha değerli olmakla beraber, onları başarılarında da başarısızlıklarında da desteklemek anne baba olarak onlar için yapabileceğimiz en güzel şeydir.
Paylaş