Paylaş
Öncelikle, Obsesif kompulsif bozukluğun ne olduğundan kısaca bahsetmek istiyorum. Halk arasında takıntı hastalığı olarak bilinmekte ve kişinin günlük yaşamdaki etkinliğini son derece kısıtlayan ve işlevselliğini olumsuz yönde etkileyen bir bozukluktur. Peki burada ne demek istiyorum?
Örneğin; annenizle evden tam çıkacağınız sırada ocağın altını kapalı olduğunu bildiği halde yüzlerce kez kontrol etmesine rağmen yüz birinci kez ayakkabıları ayağında dizleri üzerinde emekleyerek ocağın düğmesini çevirir ve onun bu davranışı sonrasında ne kadar rahatladığına şahit olursunuz. Annenizin bu davranışı yüzünden yarım saat kapıda ağaç olur ve gideceğiniz yere geç kalırsınız. Ve annenizin neden bu şekilde davrandığını bir türlü anlayamazsınız ve rahatsız olursunuz. Annenize bunu neden yaptığını sorduğunuzda ise nedenini bilmediğini ve zihnindeki saplantılı düşüncenin bir türlü önüne geçemediğini kendi cümleleriyle anlatıverir. İşte, bu kişinin zihnine izinsizce giren düşüncelere obsesyon ve bu düşünceden kurtulmak için yaptığı ocağın düğmesini açıp kapama gibi davranışlar ise kompulsiyondur.
Halk arasında en çok bilinen takıntı türleri ise el yıkama, ışığı açıp kapama, simetri ihtiyacından dolayı bir şeyin yerini sürekli değiştirmek, bir eylemi sayı sayarak gerçekleştirme gibi bu örnekleri daha da çoğaltabiliriz. Obsesif Kompulsif Bozukluk, bireyin kendisini etkilemesinin yanı sıra aile bireyleri arasında istenmeyen bazı problemlere de yol açmaktadır. OKB’li bireyler ritüellerini yapmak için zamanlarının büyük bir çoğunluğunu evde konfor alanında geçirebilmektedirler. Güvende hissettikleri yerde olmak onlar için daha az kaygı duymalarına olanak tanıyacaktır. Örneğin; temizlik takıntısı olan bir insanı gün içerisinde en çok görebileceğimiz yer şüphesiz lavabo veyahut banyo olacaktır. Kendini bol miktarda kullandığı suyun, sabunun, deterjanın arasında kaybolurken bulacak ve farkında bile olmadan aile bütçesine zarar verecektir. Obsesif Kompulsif Bozukluk, aile içerisinde maddi sıkıntılar yaratabileceği gibi manevi açıdan da aile üyeleri arasındaki ilişkilerin zedelenmesine de sebebiyet verebilmektedir.
OKB’li birey ailesiyle aynı evde yaşamasına rağmen akşam aile fertleri bu kişiyi nadir görebilmektedir. Aile kahvaltılarında, akşam yemeklerinde, aile sohbetlerinde OKB’li birey yoktur çünkü uğraşması gereken ve zamanını oldukça çalan takıntıları ile meşguldür. Bu birey ailesi ile birlikte zaman geçirdiğinde de aile üyeleri kişinin bu takıntılı hal, tutum ve davranışlarından muzdarip olurlar ve neden bu şekilde davrandığını anlamakta güçlük çekerler. Bu noktada her bir aile üyesinin OKB’li bireye davranışlarının nedenini sorgulamaktan ziyade onu anladıklarını ve yanında olduklarını o kişiye hissettirmelidir. Bilinmelidir ki; OKB’li birey de bu takıntılarından rahatsızdır, kişi sadece onu etkileyen zihnine takılan düşüncelerin onda yarattığı korku ve kaygının önüne geçebilmek için kendini bu tür tekrarlayan davranış kalıpları içerisinde bulur. Özellikle aile fertleri bu kişilere destek olmalı ki kişinin var olan kaygı ve korkuları daha da artmasın. Kişiye davranışının nedenini sormayı bir kenara bırakmalı, duygularını anlamaya çalışmalı ve hoşgörülü olabilmeliyiz.
Unutulmamalıdır ki; OKB’li kişi en çok kendisine zarar vermekle birlikte ailesine de maddi- manevi birtakım olumsuzlukları yansıtmaktadır. OKB’li birey genellikle bu takıntıların gerçek dışı olduğunu bilse de tekrarlayan davranışlarını yapmaya devam eder. Bundan dolayıdır ki OKB’li bireye bu davranışı yapmaması gerektiğini söylemek çok faydalı olmayacaktır. Kişi, bu tekrarlayan davranış kalıpları içerisinde kısır döngünün içinde kayboluyor ya da gün geçtikçe bir yenisi ekleniyor ise ilgili ruh sağlığı uzmanından destek alınması gerekmektedir. OKB’li bir birey, ailemizin bir ferdi olabileceği gibi hayatımızın pek çok anında bu bireylerle karşılaşabileceğimizi unutmamalı ve bu insanlara karşı anlayışlı olabilmeliyiz.
Paylaş