Paylaş
“Black Friday” ilk başta sadece Amerika’yı kapsayan özel bir gün olsa da, zamanla Kanada ve İngiltere‘nin ardından tüm dünyaya yayılmıştır. Kara Cuma ifadesi ilk kez 1961 yılında Amerika’daki gazetelerde kullanılmıştır. İnsanların izdihamı karşısında yaşanan yaralanma ve ölüm olayları sebebiyle, günün ismi “Kara Cuma” olarak anılmaya başlanır. Son “Black Friday” faciası ise, 2008 yılında Valley-Stream‘in açılış saatinde, içeriye dalan kalabalığın, firmanın bir çalışanını ezerek ölümüne sebep olmaları ile yaşanır ne yazık ki...
Aslında insanoğlunun alışveriş merakı ve özellikle de ucuz ürün alma sevdası, neredeyse paranın icadı kadar eskidir. Bu duruma en yakın örnek ise, geçtiğimiz hafta ülkemizde de boy gösteren “Kara Cuma"nın, bir önceki hafta aynı güne oranla Türk kullanıcıların cebinden % 622’lik bir artış oranında para çıkmasını sağlamış olmasıdır herhalde.
Bunu çok iyi bilen satış ve pazarlama firmaları ise, insanoğlunun bu zaafını çok iyi kullanırlar. Alışveriş genel anlamda, kimisi için ihtiyaçlarını karşılamak, kimisi içinse üzüntü ve sıkıntılıyken kendini daha iyi hissetmek için bir deşarj olma şeklidir. Ancak her şeyin aşırısının zararlı olması gibi, eğer kişi kendini her üzüntülü, kaygılı, stresli ya da bunalmış hissettiğinde normalin üzerinde harcama yapıyor, harcadığı paranın aşırılığı yüzünden sorun yaşıyorsa, kredi kartları yanında olmadan kendini kötü hissediyorsa, para harcadıkça kendini rahatlamış hissediyor ve sonrasında da utanç ve pişmanlık hissediyorsa, alışveriş bağımlılığının sinyallerini veriyor olabilir.
Alışveriş bağımlılığının altında yatan en önemli sebep, kişinin kendisini özel ve değerli hissetmesine ilişkin eksiklik, sorunlarından kaçmak istemesi ve bu gerçekler ile yüzleşmek istememesidir.
Bir kişide “alışveriş bağımlılığı” olduğunu söyleyebilmek için, en önemli unsur, bireyin para harcarken sonuçlarını göz ardı ederek kontrolden çıkması ve bu davranışını kontrol altına almayı başaramıyor olmasıdır. Günümüzde alışveriş bağımlılığının tahmin edilenden çok daha fazla yaygın bir rahatsızlık olduğu tahmin edilse de, pek çok kişinin alışveriş bağımlılığının bir problem olabileceğini düşünmediği için profesyonel yardım almıyor olmasından dolayı tespit edilen vakaların rakamsal olarak gerçeği çok fazla yansıtmadığı bilinmektedir. Bu konuya ilişkin emin olunan tek veri ise, alışveriş bağımlılığının kadınlar arasında erkeklere nazaran daha yaygın olduğu gerçeğidir.
Alışveriş bağımlılığı olan kişilerin dolaplarında, üzerinde hala etiketi duran pek çok kıyafet, hiç giyilmemiş pek çok sayıda ayakkabı ya da hiç kullanılmamış pek çok takı vb. şeylere rastlamak oldukça olasıdır. Alışveriş bağımlılığının bir özelliği de, depresyon, kaygı bozuklukları, kişilik bozuklukları ve diğer bağımlılıklarla (yeme bozuklukları, madde ve alkol bağımlılığı gibi) aynı anda görülebilme ihtimalinin yüksek olmasıdır. Alışveriş bağımlılığının çoğu zaman eşler arasında ciddi problemlere, hatta ayrılıklara sebep olduğu da unutulmaması gereken önemli bir unsurdur.
Alışveriş bağımlılığından kurtulmak için bireysel psikolojik destek oldukça önemlidir. Bunun yanı sıra alınabilecek kişisel önlemleri ise şöyle sıralayabiliriz;
Alışveriş bağımlılığı ciddi bir problemdir. Ve maalesef günümüzde aşırı tüketim odaklı davranış modelleri ve pazarlama stratejileri bu durumu tetikleyen önemli olumsuz unsurlar olarak hayatımızın her noktasında yer almaktadırlar.
Ne acıdır ki büyükannelerimizin 10/15 yıl giyildikten sonra yama yaparak ömrünü uzatmaya çalıştıkları giysilerinin yerini, 10/15 kez bile giyilmeden, Kızılay’ın giyecek kutularına atılan kıyafetler aldı maalesef. Tıpkı pazartesi günü başlayıp, hafta sonunu göremeden sona eren duygusal ilişkilerimiz gibi...
Paylaş