Paylaş
Stres karşısında vücudumuz bazı fizyolojik tepkiler verir. Bu tepkiler insanoğlunun doğaya karşı hayatta kalmasını sağlar. Örneğin, yırtıcı bir hayvanla karşılaştığı zaman hayatta kalmak için savaşmak veya kaçmak gerekir. Vücudumuz da bu durumda bazı düzenlemeler yapar. Göz bebeklerimiz büyür veya kan akışımız artar. Vücudumuz işimize yarayacak bu düzenlemeyi yaparken öte yandan o an işimize yaramayan bazı işlevleri askıya alır. Örneğin üreme sistemimiz o an bize lazım değildir ve vücudumuz onu askıya alır, aynı şekilde sindirim sistemimiz ve bağışıklık sistemimiz de askıya alınır. Stres altındayken bu yüzden hastalıklara daha açık oluruz.
Bel ağrısı, sağlık uzmanlarının en sık gördüğü problemlerden biridir. Aslında, beş erişkinden dördü hayatlarının bir döneminde ciddi bir bel ağrısı olayı yaşar. Neyse ki bel ağrısı olan hastaların büyük çoğunluğu, 2–4 ay içinde, çoğunlukla da tedavi olmaksızın başarıyla rahatsızlıklarının üstesinden gelir ve normal yaşamlarına dönerler.
Ani gelişen bel ağrısına karşı duygusal tepkiler kesinlikle normaldir. Bu tepkiler, ağrının ne anlama geldiği, ne kadar uzun süreceği ve günlük yaşam aktivitelerini ne derece engelleyeceğine dair korku, huzursuzluk/gerginlik ve üzüntüyü içerir. Aslında ağrı, hem fiziksel ve hem de psikolojik faktörleri içine alan karmaşık bir deneyimdir.
Bu önerilerin tümü, birçok hastanın ağrıyla birlikte yaşadığı duygusal meseleleri ve stresi azaltmak amaçlıdır. Tedaviden ve yapılan açıklamalardan tatmin olmamışsanız, başka bir sağlık uzmanından ikinci bir fikir almayı düşünün. Endişe ve stres gerçekten de ağrı algınızı artırabilir ve ağrıyla baş etme becerilerinizi azaltabilir.
Ruh haliniz (örneğin endişe düzeyiniz) ve fiziksel durumunuz (ağrı) arasında dinamik bir ilişki olduğunu unutmamanız önemlidir. Ağrı, strese, stres de daha fazla ağrıya neden olur ve bu şekilde devam eder. Bu kısır döngü ne kadar uzun sürerse, duygusal acınız o kadar artma eğiliminde olacaktır. Bu döngünün kırılması çok zor olabilir.
Duygusal olarak acı çekme, uykusuzluğa, çalışamamaya ve ne yapılabileceği konusunda sinirli ve çaresiz hissetmeye yol açabilir. Umutsuz hissedebilir ve tıbbi girişimler dâhil ne olursa olsun ağrıyı dindirmeye çalışabilirsiniz. Girişimsel yaklaşımlar bazı durumlar için (örneğin fıtıklaşmış disk) yararlı olabilirse de ağrı ve stres erken bir noktada tedavi edilirse bu tür yaklaşımlardan uzak durulabilir.
Sağlık uzmanınız, gerekli olduğu düşünülürse sizi psikolojik destek için yönlendirebilir. Bu tip bir tedavi programa katılmak, “her şeyin kafanızda” olduğu anlamına gelmez, size ağrıyla baş etme yöntemini öğretmek anlamına gelir. Ağrının, fiziksel ve psikolojik faktörlerin yakın etkileşimini içeren bir deneyim olduğunu hatırlayın. Ancak ağrınızı yönetmeye ve üstesinden gelmeye siz ve sağlık uzmanınız ikiniz birlikte yardımcı olabilirsiniz.
Paylaş