Paylaş
Sperm sayı düşüklüğü bir hastalık değil, sadece bir bulgudur. Her bozuklukta olduğu gibi bunun da altında yatan bir neden vardır. Şayet bu neden bulunursa onu düzeltmeye yönelik ilaç kullanılır. İşte o zaman gerçek tedaviden bahsedebiliriz.
Sperm sayısında düşüklük yapabilecek çok sayıda neden vardır. Gerçek nedeni bulmadan kullanılacak ilaçlar hem boşuna zaman kaybı yapar hem de istenmeyen yan etkiler ortaya çıkarabilir. Maliyeti ise ayrı bir yük getirir. Örneğin birkaç ay önce geçirilen ateşli hastalıklar sperm sayısında geçici düşüklük yapabilir. Bunun için bir tedaviye başlanmasa da sperm kalitesi düzelecektir.
Testislerde kök hücreler her gün yaklaşık 30 milyon sperm yapar. Sperm sayı düşüklüğünün bir nedeni, bu kök hücrelerin çalışmasındaki yetersizliktir. Kök hücrelerin yetersizliği ya genetik defektlerden kaynaklanır ya da çevredeki zararlı etkenler buna neden olur. Çevresel faktörler arasında cep telefonu, bilgisayar gibi elektromanyetik dalgalara maruz kalınması, uzun süre sıcak ortamda bulunmak, endüstriyel ya da zirai kimyasallar, sigara en başta gelenleridir. Obezite, düzensiz uyku, kötü beslenme, aşırı alkol tüketimi, kronik hastalıkları da buna eklemeliyiz. Bunların metabolik sonucu oksidatif stres yaratarak önce spermlerin hareketini, yumurtayı döllemesini bozar, arkasından da DNA hasarlarına yol açarak ölmesi ile neticelenir. Biz de tahlillerde sperm sayısını düşük buluruz. Sorun genetik eksiklikse bunu ilaçla düzeltemeyiz ama metabolik bozuklukları kaynağını ortadan kaldıracak şekilde tedavi edebiliriz.
Sayı azlığının bir diğer nedeni ise spermlerin testiste bağlı bulundukları niş ortamından kopup dışarı atılamamasıdır. Bundan da neler olduklarını bildiğimiz bazı faktörlerin eksikliği sorumludur. Şayet bu faktörleri araştırırsak, sorunu bulup ona yönelik bir tedavi uygulayabiliriz. Gerek kök hücreler gerekse spermlerin olgunlaşarak dışarı salınmasını sağlayan hücreler FSH ve testosteron hormonlarına ihtiyaç duyar. Hormon bozukluklarının düzeltilmesi sperm sayısının artmasında önemli bir yere sahiptir.
Kanal tıkanıklıkları da spermin dışarı atılımını engelleyebilir. Azoospermi olgularının %10’unda böyle bir durum söz konusu olup, tedaviden en fazla fayda gören hasta grubunu oluşturur. Tıkanıklıklarda ilaç kullanmanın bir anlamı olmaz, tek çare ameliyatla kanalın açılmasıdır.
Karın ameliyatları, diyabet gibi sistemik hastalıklar ya da bazı ilaçlar ejakulatın dışarı atılmasını sağlayan sinirleri etkileyerek sperm sayısında ciddi düşme yapabilir. Özellikle ilişki sırasında meninin az gelmesi böyle bir durumun varlığından şüphelendirmelidir. Bunların da kendisine özgü spesifik tedavileri vardır.
Sperm sayısında düşüklük yapacak daha pek çok neden sayılabilir. Bunlardan hangisinin sorumlu olduğunu bulursak ancak o zaman hedefe yönelik bir ilaç ya da girişimde bulunarak sperm sayısını artırabiliriz. Ancak ne yazık ki her zaman tedaviler netice vermeyebilir ve sonuçta tüp bebek kaçınılmaz hale gelecektir. Ama amacımız çocuk olması ise ister ilaç ister tüp bebek olsun ne gerekiyorsa yaparak bunu başarmalıyız.
Paylaş