Paylaş
Neredeyse her yıl sperm sayısı %1.4 düşmeye de devam etmekte. Neticede her 6 çiftten biri ne yazık ki böyle bir problemle karşı karşıya kalmakta. Teşhis olanakları arttıkça, sorunun sperme ait yönleri de daha iyi anlaşılır oldu. İşte, spermle ilgili olduğu belirlenen önemli 10 faktör:
Yaşınızın ilerlemesini beklemeyin
Erkeklerde kadınlarda olduğu gibi menopoz durumu yoktur. Yani her yaşta baba olunabilir. Ama 40 yaşın üzerinde bu şans düşmekte. Burada sperm sayısındaki azalmanın yanı sıra kalitesinde bozulma da önemli rol oynuyor. Kalitesi bozuk spermlerin düşük yapma olasılığı fazla. Sperm kalitesindeki bozulmanın en önemli nedenlerinin başında da oksidatif stres gelmekte. Şayet böyle bir risk söz konusuysa erkenden tedbir almak faydalı olacaktır. Örneğin çocuk istemi uzun sure ertelenecekse, spermlerin ileride kullanılmak üzere saklanması bir sigorta olabilir.
Sıkı iç çamaşır ve pantolonlardan kaçının
Yakın tarihte Harvard Üniversitesi’nde 656 erkek üzerinde yapılan bir araştırmada, boxer tarzı bol iç çamaşırı giyenlerin sperm sayısının, dar giysilere göre %17 ile %25 arasında daha fazla olduğu gösterildi. Sıkı giysiler testislerin içinde bulunduğu ortamın ısısını yükselterek sperm üretimini olumsuz etkilemekte. Normalde testisler, vücut ısısından 3-4 derece daha düşük ortamda bulunur.
Koku alma bozukluğunuz varsa, sperm üretimi de bozuk olabilir
Bazı erkeklerde koku alma duyusu bozuktur. Bunlar ya hiç konu hissetmezler ya da zayıf alırlar. 30 bin erkekte bir rastlanılan bu durum, Kallmann sendromu adı verilen genetik bir eksiklikten kaynaklanır. Böyle erkeklerde hormon eksikliğine bağlı olarak ergenliğe giriş de gecikmiş olup, genital organların gelişimi geri kalmıştır. Oysa eksik hormonlar yerine konulursa, %10-15’inde hastalık düzelip, doğal yolla da çocuk sahibi olunabilir.
Nadir de olsa spermlerin üzerine antikorlar yapışmış olabilir
Antikorlar, vücudu mikroplardan ve yabancı hücre istilasından koruyan muhafızlarımızdır. Vücudun bağışıklık sistemini oluşturan bu muhafızlar, bir enfeksiyon kapılması durumunda olay yerine gelerek, istilacı hücreleri ortamdan kaldırırlar. Ancak bazı durumlarda antikorlarımız spermlerin de üzerine yapışarak onların hareket etmesini, kadın genital kanallarında ilerlemesini, yumurtaya girmesini hatta döllenmeyi engelleyerek kısırlık nedeni olabilmekte. İmmünolojik infertilite olarak bilinen bu durumda steroidler önerilmiş olmakla birlikte, çoğu kez tek çare yardımcı üreme teknikleridir. Ama buna yol açan nedenler tedavi edilirse, doğal yolla da gebelik beklenebilir.
Uykuya yeterli zaman ayırın
Çok uzun ya da çok kısa sure uykunun sperm sayısını azalttığı gösterilmiştir. Günde 9 saatten fazla uyuyanların sperm sayısı %39 düşmekte. Aksine, 6.5 saatten az uyununca da sayı %25 azalmakta. Yani, sperm sayısı bakımından değerlendirildiğinde günlük ideal uyku süresi 7 ila 7.5 saat olarak önerilmekte. Burada ne zaman uyunduğu da önemli. Örneğin bir Baylor Koleji araştırmasında gece çalışanlarında sperm sayısının daha düşük olduğu ortaya çıkarıldı.
Yediklerinize dikkat edin
Diyetinizde her öğün işlenmiş kırmızı et bulunması sperm kalitesini bozabilir. Özellikle balık tüketimine ağırlık verilmesi önerilmekte. Ayrıca aşırı yağ, şeker, soya da bu anlamda kara listeye girmiş durumda. Bunların yerine bol meyve, sebze, tahıl, fındık tüketimine ağırlık verilmeli. Özellikle de obeziteden kaçının.
Plastikler, kimyasallar ve çevresel kirlilikten sakının
Günlük yaşantımızda sık kullandığımız çoğu market ürünleri bu anlamda risk taşımakta. Konserve gıdalar ve plastik kaplarda sunulan gıdalardaki bisfenol-A (BPA) ve fitalatlar sperm kalitesini olumsuz etkileyen önemli kimyasallar olarak kabul edilir. Böcek ilaçları ve tarım ilaçları da bu kapsamda zararlı olabilir. Bu alanlarda çalışan erkekler dikkatli olmalıdır. Bu ürünlerle beslenen gebe kadınların çocuklarında da kısırlığa neden olabilecek anatomik bozukluklara sık rastlanılmakta.
Sıcak iklimler bir risk ortamıdır
Araştırmalar, sıcaklığın çok yükseldiği iklimlerde yaşayan erkeklerde üreme başarısının düştüğünü göstermekte. Kaliforniya Üniversitesi’nde yapılan bir çalışma Ağustos ve Eylül’ün, doğumların en sık görüldüğü aylar olduğunu ortaya koymuştur. Çünkü bu aylar, eşlerin gebe kaldıkları uzun kış sürecini takip etmektedir. Benzer bulgular, sıcak hava dalgalarına maruz kalınan mevsimlerde de gebe kalma sıklığının düştüğü yönündedir.
Cep telefonlarını pantolon cebinde taşımayın
Şayet baba olmaya niyetlendiyseniz, testislerinizi aşırı sıcaktan koruyun. Bu anlamda sıcak banyolar, sauna, testisleri sıkıştıracak oturma pozisyonunda uzun sureli bisiklete binilmesi ya da araç kullanılması sakıncalıdır. Diz üstü bilgisayarlar ve cep telefonları da bu nedenle risk taşımakta. Bunlar sadece testislerin ısısını artırarak değil, yaydıkları elektromanyetik dalgalarla da etkili olabilmekte. Bunun yerine cep telefonlarını arka cepte taşımak zararı azaltabilir.
Sigara ve alkolden uzak durun
Sadece sigara içilmesi değil, sigara dumanına maruz kalınan pasif içicilik durumlarında da sperm sayısı düşmekte. Dünya sağlık örgütüne göre, tüp bebek yaptırıyorsanız ve sigara kullanıyorsanız gebelik şansınızın %44 düşeceği gerçeğine de hazır olun. Diğer yandan, aşırı alkol tüketimi ve alkol bağımlılığı da sperm kalitesini bozmasının yanı sıra testosteron hormonunu düşürüp iktidarsızlık nedeni olabilir, hatta ciddi karaciğer sorunlarına yol açabilir. Kokain, esrar gibi bağımlılık yapan ürünlerin bu yönde ne kadar zararlı olduğu bir gerçek.
Paylaş