Paylaş
Goethe Faust göğsümün içinde ah iki farklı insan yaşıyor derken aslında borderline kişilik bozukluğundan bahsetmiştir. Borderline kişilik bozukluğu olan kişilerde çok ani duygusal dalgalanmalar, şiddet, öfke, kimlik sorunları, çabuk sıkılma, aceleci davranma ön plandadır.
Bu bireyler ilişkilerinde, benlik duygularında aşırı tutarsızlık yaşarlar. Bir gün sevgisinden göklere çıkartıp yücelttiği insanı ertesi gün dibe vurabilir veya bir gün kendisiyle gurur duyarken diğer gün kendisinden nefret edebileceği bir davranış gösterebilirler. İlişkileri oldukça tutarsızdır, çünkü sevgiden nefrete çok çabuk geçebilirler ve dürtüleriyle hareket ederler. Ayrıca, öfkelerini kontrol etmekte çok zorlanırlar.
Bu öfkeyi ya kendilerinden intihara teşebbüsle ya da etrafındaki kişilerden çıkartabilirler.
Bu bozukluğa sahip olan bireyler aşırı derecede terk edilme korkusu da yaşarlar bu yüzden aslında ne kadar sevip nefret etseler de sahip olduğu ilişkiden de çok fazla uzaklaşmak istemezler. Bununla beraber cinsel ilişkileri de fırtınalıdır ; kontrolsüz cinsel ilişki isteği, sık eş değiştirme, aldatma, aldatılma, hemen orgazm olamama veya aşırı bağlandığı kişiden bir anda nefret etme bu kimliğe uygun bir açıklama olabilir. Çoğu zaman ilişkilerinde sağdık kalamazlar ve zorlu ilişkileri seçerler. Diğer bir deyişle bu bireylerin birlikte olmak istediği kişilerin de psikolojik geçmişi kabarıktır. İlişkinin verdiği doyum ve kendisini iyi hissetmek önemli olduğu için o kişiyle bir süre beraber olup bir anda aklında çıkartabilirler.
İnsanoğlu olanları, olayları anlamaya yönelik bir sisteme sahiptir. Belirsizlik bizleri rahatsız eder. Bundan dolayı ister istemez kendimizi veya insanları belirli kategorilere sokmak isteriz. Bu bize o kişiye veya kendimize nasıl davranacağımızı belirler. Bundan dolayıdır ki psikolojik etiketlemeleri de çok sık duyarız ; depresifim; manik depresifim; o bir psikopat; şizofren resmen gibi. Bunları söylediğimde genel anlamda bir çerçeve oluşur aklınızda ve kişiyi anlama süresini kısaltır ancak eğer bu etiketleri fazla benimsersek işin seyri değişir. Bundan dolayı bu sınırda kişilik bozukluğu hakkında biraz daha detaylı bilgi vermek istiyorum. Borderline kişilik bozukluğunun dört farklı tipi vardır:
1) Bezgin Borderline bağımlı kişilik bozukluğuna benzer. Ne olursa olsun asla kazanamayacaklarına inanırlar ve böylelikle insanlardan kaçmaya eğilimlidirler. Diğer taraftan da değerlerini anlayabilecekleri birilerini bulmayı hayal ederler. Biraz depresiflerdir.
2) Dürtüsel Borderline ise çapkın, çekici ama güvenilmez tiplerdir. Çabucak sıkılırlar ve yüksek derece enerjiklerdir. Bu insanlar tahmin ettiğiniz gibi düşünmeden hareket ederler ve çoğu zaman başlarını belaya sokarlar. Bu tarz bir insandan çabuk etkilenme söz konusu olabilir.
3) Asabi Borderline kişiliğe sahip olanlar hem öngörülemez, öfkeli ve sabırsız olarak tanımlanırken aynı zamanda hoşnutsuz, kötümser ve meydan okuyan olarak tanımlanır. Bu insanlar karşısındaki kişiye güven duymak isteyip duymaya çalışmakla hayal kırıklığına uğrama korkusundan dolayı bir duvar örme arasında gidip gelirler. Bu tarzda aynı zamanda yoğun bir öfke de görebiliriz.
4) Kendine zarar veren Borderline kişiliğine sahip olan bireylerde ise daimi bir karamsarlık söz konusudur. Kendilerinden çok nefret ederler ve kendilerine zarar verici davranışlara eğilimlilerdir.
Borderline veya sınırda kişilik bozukluğu daha çok kadınlarda görülmekle beraber erkeklerde de oldukça görülür ancak cinsiyet farklılıkları vardır; kadınlar daha çok kendilerini suçlamaya eğimliyken erkekler karşısındaki kişiyi suçlar veya cezalandırmaya çalışır. Sınırda kişiliğe sahip olan bireyler anlayışlı, dingin bir partner ararlar ancak mutlak suretle yardıma ihtiyaçları vardır çünkü her ne kadar bu kişiler aslında çok renkli, eğlenceli ve etkileyici olsa da bedeli oldukça ağırdır.
Yukarıda bahsettiğimiz özelliklere sahip birisiyle sağlıklı bir ilişki kurmak kolay değil. Eğer yazının burasına kadar geldiyseniz eminim ki ‘ay evet’ler havada uçuşuyordur. Herkes geçmişten bir yerden bu özelliklere sahip birisiyle olmuştur. Bir Issız Adam misali. Ancak her ne kadar benzer özellikler çıksa da borderline kişilik bozukluğu toplumun %2’sinde görülmektedir. Bu bozukluğa temel hazırlayan nedenlerin içerisinde geçmişte yaşanan fiziksel ve duygusal taciz veya şiddet, çocuklukta yaşanan travmatik yaşantıları sayabiliriz. Hatta terapi odasında bile bir Borderline kişilik bozukluğunu teşhis etmek çok zor olabilmektedir.
Tedavisi zorlu ve uzundur. Bazen ilaç kullanmak gerekir. Bu kişiyle de yaşamak daha önce dediğim gibi zordur. Olabildiğince bu konuda kendinizi geliştirmeli, hastalığı anlamalı ve olayları öyle değerlendirmelisiniz.
İlişkiler konusuna gelince de artık biliyorsunuz ki Borderline kişiliğe sahip olmak o kadar kolay değildir. Sevin, aşık olun ve sağlıklı bir birliktelik yaşayın. Yanlış bir ilişki içindeyseniz bunu herhangi bir hastalığa atfetmeden veya içinde bulunduğumuz çağı sorumlu bulmadan çözüme odaklanın. Çözüm gelmiyorsa eminim ki o ilişkiden öğrenebileceğinizi öğrenmişsinizdir. Bir sonraki sefere daha güzelini bulma şansına sahipsiniz.
Paylaş