Paylaş
Sarkma olarak bildiğimiz durum aslında ciltte bağ dokusunun zayıflaması anlamına gelir. Aşırı veya hızlı kilo alma ciltte ve kollajen liflerde bozulmalara neden olabilir. Hızlı kilo verme de deride gevşeme ve sarkmalara neden olmaktadır. Kolajen, vücuda dayanıklılık veren protein maddesidir. Kolajen lifleri ağı cildin, kemiklerin damar duvarlarının bağ ve destek dokusunu oluşturur. Kolajen azalınca deri incelir, sarkar ve kurur. Hızlı kilo kayıpları ve sağlıksız diyetler başta yüz olmak üzere kol, göğüs, bacak içi, kalça ve karın sarkmalarına neden olmaktadır.
Sarkmaların en önemli nedenleri
Genetik faktörler, stres, güneş, uykusuzluk, zor çalışma koşulları ve hatalı beslenme alışkanlıkları bir bütün olarak yaşlanmayı ve dolayısıyla sarkmaları hızlandıran etkenlerdir. Hastalık ya da dış etkenler deri altı dokularının erimesine ve zayıflamasına neden olur. Bu da ciltte sarkmaya yol açar. Ancak sarkmaların en önemli nedeni tek tip veya çok kısıtlı diyetler, kan grubu diyetleri, isveç diyeti - atkins diyeti gibi sağlıksız diyetler ve hatta bilinçsiz yapılan spordur.
Kas kaybı ve cilt sarkmalarını önlemek için nelere dikkat etmeli?
Diyetinizde mutlaka yeterli oranda protein ve karbonhidrat olmalıdır. Diyette kaliteli proteinlerin yanı sıra mutlaka bitkisel proteinlerin de olması gerekiyor. Diyetten karbonhidratların tamamen çıkartılması son derece yanlış bir yöntemdir. Günlük karbonhidrat gereksinimi karşılanmadığı takdirde vücut, karbonhidrat gereksinimi için proteinleri, yani kaslarını kullanmaya başlar. Bu da kas kayıplarına sebep olmaktadır. Benzeri durum, spor ile birlikte sağlıklı bir beslenme programı uygulanmadığında da gerçekleşmektedir.
Monoton, tek tip - tek besin diyetlerinden uzak durun. Besin tüketiminizi olabildiğince çeşitlendirmenizde ve sağlıklı yiyecekler tercih etmenizde fayda var. Kilo vermek için acele etmeyin. Haftada 0,5 – 1 kg’lık kayıplar yeterli ve sağlıklı kilo kayıplarıdır. Bunun üzerindeki kayıplar kas dokusu kayıplarını artırır ve cilt sarkmalarına sebep olur.
Sebze ve meyveleri düzenli tüketmeli
Kivi, portakal ve maydanoz gibi C vitamini kaynağı besinlerle cildinizin kollajenini artırın. Yapılan bilimsel çalışmalar C vitamininin kolojen yapımı üzerinde etkili rol oynadığını gösteriyor. Çalışmalar, bağ dokusunun bir elemanı olan kolajen ile bağ dokusunu güçlendirme görevi gören C vitamini arasında bir bağ kurmaktadır. E vitamini de kollajen sentezini artıran bir vitamindir. B grubu vitaminlerinden panthenol de doku yenileyicidir.
Üzüm çekirdeği de, yine bağ dokusunu güçlendiren, aynı zamanda antioksidan özelliği yüksek olan bir üründür. Antioksidanlar vücudumuzda normal metabolik işlemler sırasında serbest radikaller oluşturur. Bunlar nötralize edilmezlerse tüm hücrelere zarar verirler. En fazla zararı da kolajen görür. Yaşlanmaya karşı savaşta serbest radikallerin zararını antioksidanlarla (vitamin A, vitamin E, vitamin C, meyve asitleri, beta – karoten) önlemek çok önemlidir.
Yağlı tohumlar, somon ve keten tohumu gibi omega–3 kaynağı besinler de cilt yapısını destekler. Omega–3 yağ asidi cildin nemli kalmasını, parlak ve genç görünmesini sağlar.
Kas kaybını önlemek için diyette hindi tercih etmek de fayda sağlayacaktır. Hindi, glutamin içerir. Glutamin ise büyüme hormonu salgılanmasına yardımcı olur.
Paylaş