Paylaş
Doktor Robert Atkins tarafından ilk olarak 1972’de geliştirilen Atkins diyeti temelde karbonhidrat tüketimini kısıtlayan ve yüksek yağ ve protein içeren bir diyettir. Diyetisten İdil D. İmamoğlu, 4 aşamalı bu diyetin nasıl yapıldığını anlattı.
Dr. Atkins’in beslenme programı Amerikan Diyetisyen Birliği’nin “yüksek karbonhidrat, az protein ve az yağ” yaklaşımının tersine %55-56 yağ, %20 karbonhidrat veya % 25 proteinden oluşmaktadır. Dr Atkins‘in tezi yüksek yağ tüketiminin vücutta yağ üretimini engelleyeceği yönünde. Ancak yüksek yağ tüketimi aynı zamanda kişinin kolaylıkla kilo almasına da neden olacaktır.
Atkins diyetinin sıklıkla tercih edilmesinin sebebi kısa sürede hızlı kilo kaybı vaadetmesidir. Ayrıca kolay uygulanabilir olması ve kişilerin tüketmekten keyif aldıkları yiyeceklere bol bol yer vermesi de diğer sebeplerdendir. Yasaklarının net olması da uygulanabilirliğini artırmaktadır. Proteinler ve yağlar mideyi geç terk eden yiyeceklerdir. Bu nedenle Atkins diyeti kişilerin ortalama 4 saat gibi uzun bir süre tok kalmalarını sağlar.
Atkins diyeti veya ona benzer diğer protein ve yağ ağırlıklı diyet yaklaşımları ayrıca başka birtakım sağlık sorunlarına da zemin hazırlamaktadır. Öncelikle beynimizin temel enerji kaynağı karbonhidratlardır. Uzun süre karbonhidratlardan fakir bir beslenme düzeninin benimsenmesi zihinsel bulanıklık, dikkat eksikliği, unutkanlık, öfke kontrolü ve uyku sorunlarına yol açabilir. Ağız ve diş sağlığı olumsuz yönde etkilenir ve ağız kokusu gelişebilir. Kas yorgunluğu ve yüzde çökmeler oluşabilir. Kemik erimesi riskinde artışa ve kabızlık sorunlarına neden olabilir.
2003 yılında bir hekim grubu, yüksek proteinli diyetlerin böbrek fonksiyonları azalmış olan kişilerde kalıcı böbrek kaybına neden olabileceği konusunda uyarıda bulunmuştur. Ayrıca bu gibi diyetlerin kanser ve osteoporoz riskini artırabildiği de belirtilmiştir. Bu nedenlerle Atkins diyeti kesinlikle bir uzmana danışılmadan uygulanmamalıdır. Özellikle kalp-damar hastalıkları ve tansiyon sorunları olanlar, gut hastaları, karaciğer yağlanması olanlar, sindirim sistemi hastalıkları olanlar, insulin kullanan diyabetliler, çocuklar ve hamileler böylesi bir beslenme rejimini uygulamamalıdırlar.
Paylaş