Paylaş
Önce öğrenme güçlüğünü tanımlayalım. Öğrenme güçlüğü iletişim becerileri, bilişsel beceriler ve iki becerilerin etkin kullanımını gerektiren akademik becerilerde zorlanma olarak tanımlanabilir. Birey dil ve konuşma becerileri ile bilişsel kapasitenin etkin kullanımını gerektiren problem çözme, mantık yürütme ve hesaplama yapma gibi becerilerde zorlanmakta ve kendi yaş grubunun gerekliliklerini yerine getirmekte güçlük yaşamaktadır. Tüm süreçler öğrenmenin temelini oluşturmakta bu sebeple bu becerilerin etkin kullanılamaması sonucunda birey öğrenme ve kazanım sağlamada zorlanmakta ve bu durum öğrenme güçlüğü olarak tanımlanmaktadır.
Erken çocukluk döneminde (2-6 yaş) belirtiler genellikle dil ve konuşma becerilerinin etkin kazanımı ve kullanımın sağlandığı 2,5-5 yaş arasında kendini göstermeye başlamaktadır. Birey, dil ve konuşmaya ait becerilerin kazanımında gecikebilir, konuştukları anlaşılmıyor olabilir veya belirli konuşma seslerini sık sık karıştırarak üretiyor olabilir. Örneğin “kedi” yerine “tedi” diyerek “k” ve “t” seslerini sık sık karıştırarak kullanıyor olabilir. Tabii bu şekilde sesleri karıştıran her çocuk için öğrenme güçlüğü var demek yanlış olmaktadır. Süreçte konuşma ve dile ait kazanımda zorlanma ve bu becerileri etkin kullanmada yaşanan sorunlar öğrenme güçlüğünün ilk belirtileridir. Fakat dediğim gibi bu işlemleri yapan, konuştukları anlaşılır olmayan ve dil gelişiminde gecikmeleri olan her çocukta öğrenme güçlüğü vardır demek hatalı olur; bu durum tek başına veya birçok farklı dil ve konuşma sorunları ile de ilişkili de olabilmektedir. Fakat genel olarak bu kazanımları sağlayamama ile birlikte ince motor becerilerde örneğin düğme ilikleme, ayakkabı bağlama gibi görevlerde zorlanmada erken çocukluk döneminde gördüğümüz diğer belirtilerdir.
İlköğretim döneminde (6+ yaş) ise okuma, yazma ve sayıları öğrenmede güçlük, matematik işlemlerini karıştırma, kelimeleri tersten okuma, yüksek sesle okumada zorlanma, saati öğrenmede güçlük yaşama, yön kavramlarını ayırt edememe ve ince motor becerilerde zorlanma genellikle karşılan belirtiler olarak karşımıza çıkmaktadır. Fakat bu durumlar bireyseldir ve her çocukta farklı şekilde görülebilmektedir.
Öğrenme güçlüğünün nedenleri nedir? Neden öğrenme güçlüğü meydana gelir?
Nedenleri tam olarak bilinmemekle beraber beyin yapısındaki işlevsel farklılıklar ile ilişkili olduğu son dönem yapılan çalışmalar ile ortaya konmaktadır. Bu farklılıklar doğuştan gelmekte ve kalıtımsal olarak geçiş sağlamaktadır. Genellikle ebeveynlerde de benzer öykü bulunmaktadır. Doğum öncesi ve doğum sürecinde yaşanan sorunlarında nedenler arasında olduğu belirtilmektedir.
Bu tip şikayetler ile başvuran aile için uzman tarafından çocuğun doğum öyküsü, gelişimsel özellikleri ve okul performansı değerlendirilerek klinik gözlem yapılır. Tanı konması için sözcük okumada zorlanma, okuduğunu anlamada güçlük çekme, dikte etmekte zorlanma ve sayısal becerilerin etkin kullanımında güçlük yaşama belirtilerinin en az birinin bulunması ve bu durumun en az 6 ayda sürüyor olması gerekmektedir.
Peki tedavide ne yapılır?
İlk olarak bireyin zorluk yaşadığı durumlar tam olarak değerlendirilmeli ve aileye ilgili bilgi ve eğitim verilmelidir. Bireyin kendini tanıması, zorluk yaşadığı durumları anlaması ve mücadele için çözüm sürecinde farkındalığı sağlanması ciddi öneme sahip olmakta ve ilgili akademik beceriler bireysel terapi süreçleri (dil ve konuşma terapisi, psikoterapi vb.) ile desteklenmesi gerekmektedir. Erken farkındalık ve başvuru sürecinde doğru yönetiminde ciddi önem taşımaktadır.
Aileler ne yapmalı?
Olumlu yaklaşım kritik öneme sahiptir; yetersizlikler sık sık dile getirilmemeli, okul başarı ile birey sınırlandırılmamalı, basit ve anlaşılır açıklamalar ile okul ödevleri kolaylaştırılmalı, başarılı olduğu yönler desteklenerek başarı duygusu bireyde pekiştirilmelidir. Bu dönemde akademik becerilerin dil ve konuşma terapisi süreciyle desteklenmesi de ciddi öneme sahiptir.
Paylaş