Hüseyin Gürkan Solmaz
Hüseyin Gürkan Solmaz
Hüseyin Gürkan SolmazYazarın Tüm Yazıları

Üstün potansiyelli çocuklarda sosyal ve duygusal boşluklar

Üstün potansiyelli çocukları, üst düzey bilişsel kapasitelerinden dolayı ihtiyaçları genel olarak anlaşılmakta güçlük çekilen ve bu sebeple zamanında farklılık gösteren ihtiyaçlarına karşılık bulunamayan, ortalamanın üzerinde zeka veya yeteneklere sahip bireyler olarak tanımlayabiliriz.

Haberin Devamı

Bazı araştırmacılar, okul ortamlarında öğretmenleri tarafından anlaşılamayan üstün potansiyelli çocukların sosyal ve duygusal ihtiyaçlarında boşluklar oluşturduğuna inanırken, bir diğer inanç ise sosyal ve duygusal boşlukları olan çocukların okul ortamında kendilerini belli etmesidir. Öğretmen yetiştirme politikalarının önemi ise burada devreye girmektedir. Tüm gün süren, ailelerinden daha fazla zaman geçirdikleri okul ikliminde anlaşılmak için kendini farklı şekillerde ifade etmek zorunda kalan öğrencilerimizin sayısı azımsanamayacak kadar çoktur.

Sosyal duygusal sıkıntıların bir kısmı iç kaynaklı bir kısmı ise dış kaynaklı olarak yaşanırken bu sıkıntılar potansiyeli daha da yüksek çocuklarımızda keskin bir şekilde hissedilmektedir.

Aileler ve öğretmenler tarafından üstün potansiyelli öğrencilerden her konuda yüksek ve mükemmel performans beklentisi, ne yazık ki bu tarz çocuklarda olağandan daha fazla sorumluluk hissi, beraberinde ise baskı ve özgüvensizliğe yol açmaktadır. Etik olarak asla tavsiye edilmemesine rağmen çocukların mevcut durumları çevreleri ile aleni bir şekilde paylaşıldıktan sonra, arkadaşları tarafından üstün potansiyelli olarak etiketlenmek, sınıf ortamlarında grup dışı bırakılmaya hatta akran zorbalığına dahi yol açabilmektedir. Bu sebeple, arkadaşları arasında kabul görme, gruba dahil edilme adına onları memnun edecek eylemlerde bulunma zorunluluğunda hissetmeleri kimi zaman kaçınılmaz olurken, akran zorbalıklarını ise içselleştirme ve normal görme gibi istendik olmayan süreçleri kalıcı hale getirebilmektedir.

Haberin Devamı

Bu durum okul öğretmenleri tarafından ihmal edilirse, sağlıksız ilişkiler kurma, depresyon, dürtüsellik, içe kapanma veya zorunlu eğitim hayatlarına son verme gibi sonuçlar doğabilir. Akabinde ise, iyice karmaşık hale gelmiş iç dünyaları ile hayata atılmaları kaçınılmaz olmaktadır.

Üstün potansiyelli çocukların bir diğer ötekileştirilme durumları, üstün yetenekli öğrencilerin daha popüler ve gözde olmasıdır. Okul ortamlarında yaşanan bu ayrım üstün potansiyelli çocukları yalnızlığa itmekte ve narsistlik gibi olumsuz eğilimlerin tetiklenmesini de sağlamaktadır.

Haberin Devamı

Bilinmelidir ki her çocuk biriciktir, üstün potansiyelli bir çocuk matematik alanında çok iyi olabilirken, okuma ve yazma konularında zayıf olabilmekte, voleybol alanında harikalar yaratırken, yüzme konusunda başarısız olması gayet normal karşılanmalıdır. Asenkron gelişen beceriler üstün potansiyelli çocukların üzerinde durulması gereken en önemli durumlardan bir tanesidir.

Ailenin, öğretmenlerin veya danışmanların, her çocuğun kendi içine farklı gelişmişlik düzeylerine sahip yetenekleri, bilgileri ve yaşam deneyimleri olduğunu kabul etmesi gerekmektedir.

Mükemmeliyetçilik, üstün potansiyelli çocuklarda görülen bir özelliktir fakat bu güdüyü nasıl yöneteceğini bilemeyen veya bu konuda yeterli rehberliği almamış üstün potansiyelli bir çocuk, yeme problemlerinden, takıntılı davranışlara, düşük benlik saygısından, aşırı hassasiyete, yüksek egodan, aşırı benmerkezci eylemlere kadar birçok konuda zararlı risk faktörlerini yaşıtlarına nazaran daha hızlı yaşamaktadırlar. Aileler ve öğretmenler bu güdünün doğru tanımını ve doğru yönlendirmeleri konusunda birer rehber olmaları çok önemlidir.

Haberin Devamı

Okul ortamlarında yeterli düzeyde anlaşılamayan ve ihtiyaçları karşılanmayan, ardından yaşanan çevresel olumsuz faktörlerin de getirdiği düşük benlik saygısı, akademik başarının önüne geçerek zayıf notlar, derse ilgisizlik ve hatta okul bırakmaya kadar giden süreçleri beraberinde getirmektedir. Görülüyor ki, sosyal duygusal gelişimin sağlıklı ilerlemesi ile okul süreci arasında anlamlı bir ilişkinin mevcudiyeti böylece karşımıza çıkmaktadır.

Üstün potansiyelli öğrencilerin psikolojik ve gerçek yaşı arasındaki farktan doğan kimi sorunlar uyum problemlerini de artırmıştır. Bu sebeple sınıf öğretmenlerinin, sınıf ve okul ortamlarında yaşanan krizleri çözme konusunda diğer branş öğretmenleri, okul yöneticileri ve aileler ile iş birliğine gitmesi ve süreçleri sürekli yapılandırarak çocuklara özel yaklaşımlar sunması gerekmektedir.

Haberin Devamı

Üstün olarak tabir edilen ve doğru işlendiği takdirde adete gelecek için bir cevher olan özel çocuklara, kümülatif ve hoşgörülü tutum sergilendiği takdirde, potansiyelini en üst düzeye çıkarmak için mücadele etmekten kaçınmadıklarını ve konfor alanlarını rahatlıkla feda edebildiklerini görebileceksiniz.

Üstün zekalı çocukların potansiyellerini en iyi şekilde kullanmaları isteniyorsa ilk önce sosyal duygusal yönlerini öğrenmeleri konusunda girişimlerde bulunulmalıdır. Bilgiye kolay ulaşım sayesinde aileler eskiye oranla daha bilinçliler ve teorik bilgilerden ziyade, uygulama ve sonuç odaklı eğitimlere yönelmektedirler. İmkanları çerçevesinde birçok ebeveyn, çocuklarının gerek içsel gerekse dışsal etkenli yaşanılan sorunları ile baş edebilecek ebeveynlik faaliyetleri eğitimlerine katılarak kendini daha donanımlı kılma çabasına girmeleri sayesinde daha mutlu bir aile iklimi oluşturma mücadelesinde büyük bir adım atılmış olacağını da belirtmek isterim.

Haberin Devamı

Hayat boyu öğrenmeyi önce kendimizde başlatmalıyız.

Yazarın Tüm Yazıları