Paylaş
Mesleğim gereği ülkemizin birçok yerinde eğitimler verme, seminerler düzenleme ve öğrenciler ile çalışma imkânım oldu. Okullardaki öğretmenler ile konuşmalarımda, öğrenciler ile yaptığım etkinliklerde yoğun çalışan aileleri olan çocuklarımdan gelen en büyük serzeniş; “Eve geç geliyorlar”, “Hala pc/telefon başındalar” ve “Bizimle kaliteli vakit geçirmiyorlar” gibi cümleler oldu. İletişimin bu denli yoğun olduğu dönemde bizlerin bu noktada eksik kalması ve çocuklarımızı ihmal ediyor oluşumuz ise geleceğimizi şekillendirecek yarınımızın teminatı çocuklarımız için kendi ailelerine, kendi çalışma ortamlarına ve kendi dünyalarında farklı davranmasını ne yazık ki bekleyemeyiz.
Yeni normalle birlikte okullarımız açılırken, özel okulu ya da devlet okulu fark etmeksizin, aile, okul ve öğrenci üçgeninin yeniden kurgulanması, ebeveynlerin tıpkı bir eğitmen gibi eğitilmesi ve ev ikliminde çocuklarına özel bir şekilde neler yapabileceğinin anlatılması gerekmektedir. Akademik başarıya odaklanırken, sosyal, duygusal, zihinsel ve fiziksel gelişimi ihmal ettiğimiz her an telafisi ileride çok zor olacak süreçlere çocuklarımızı, aile iklimimizi ve sosyal yaşantıları hazırlamaktayız. Kısacası öğretmen ve aile iş birliği ivedilikle yeniden canlandırılmalı, ihmal edilmesi dahi düşünülmemelidir.
Bu ikili ilişkinin yalnızca öğrenci tarafından faydalı olacağını düşünmek eksik olur, öğretmen açısından ebeveyn katılımı ve desteği, öğrenciyi daha iyi tanımanın yanında ebeveyn açısından pozitif öğretmen bilinci ile motivasyonlarının yükselmesine de etki edecektir. Bu süreçte evden eğitimin olduğu her gün siz artık evin bir öğretmeni, eğitmeni, müdür yardımcısı veya müdürüsünüz.
Bazı ebeveynler, çocuklarının sorunlarını anlatmaktan çekinirler ve kimi zaman saklarlar. Bunun sebebini genellikle suçu üstlenmek veya baş etmesi gereken kişinin kendileri olduğunu düşünmeleridir. Aynı zamanda, öğretmen ile olumsuz bir konuda paylaşımda bulunduklarında ise ebeveynlik becerileri yönünden eleştirilmekten korkarlar. Bu da aileleri dışlanmış hissetmeye ve okul programlarından, seminer ve toplantılarından uzaklaştırmaktadır. Diğer yönden öğretmenlerin ise aile ile olan iletişimini neredeyse kopma noktasına getirmektedir.
Oysaki, yardım edilmesi ve desteklenmesi gereken bir öğrenci vardır ortada, öğretmen ile ne kadar bilgi paylaşımı gerçekleşirse öğrenciye o denli fayda sağlayacaktır. Çünkü aileler, öğretmenlere güvenilebileceğini bu şekilde göstererek çocuklarının da güven duymasını sağlamalılardır. Çocuklar yüz yüze veya online eğitim sürecinde günlerinin önemli saatlerini öğretmenleri ile diyalog içinde geçirecekler. Çocukların mutlu ve motivasyonları yüksek biçimde eğitimlere katılmasını sağlamak ve ileride yaşanabilecek olumsuz tutumların önüne geçilmesi için de ebeveyn ve öğretmen iletişimi önleyici olacaktır.
Öyleyse, eğitim yöneticilerinin, ailelerin ve öğretmenlerin atacakları adımlar neler olmalıdır, işte öneriler:
- Ebeveynler, sınıfta neler olup bittiğinden ziyade, çocuklarının katılımını, davranışlarını ve becerilerini merak ederler. Bu sebeple düzenli iletişim ağında öğretmen seçeceği birkaç başlık altında öğrenci hakkında kısa detaylandırmalar yaparak, e-posta yöntemi, konferanslar, ev ziyaretleri veya telefon görüşmelerinde aktif olmalıdır.
- Ebeveynler için düzenlenecek atölye çalışmaları, aile bültenleri, okul internet sitesi, sistemli düzenlenen sınıf toplantıları, pandemi sürecinde video konferansları vb. yöntemler de diğer stratejileri içermektedir.
- Eski kuşaklardan gelen bir söz vardır; “Bana okuldan telefon getirtme” veya “Bana öğretmenini aratma” gibi. Bu yargıyı yıkmak ne yazık ki öğretmenlerin elindedir. Öğretmenlerin, öğrencilerin sadece olumsuz davranışlarını değil, olumlu yanlarını ve davranışlarını da veliye iletmeleri son derece önemli olacaktır. Okuldan gelen pozitif ve mutlu bir telefon görüşmesi, ev okul ilişkisi açısından güçlendirici bir bağ kuracaktır.
- Bazen yeni başlayan bir öğretmen için veli iletişimi zor geçebilir. Neler anlatacağını, nereden başlayacağını ve konuşmayı nerede bitireceğini bilemeyebilir. Okul yönetiminin öğretmenler için sunacağı veli iletişim kılavuzunda veliler ile konuşulması gereken maddeler yer almalıdır. Fakat bu maddelerin 5 veya 6 civarında olması makul olandır. Standart bir görüşmenin dışındaki veli görüşmeleri konunun hassasiyetine göre düzenlenerek, maddelerden bağımsız düşünülmelidir.
- Her kurumun kendine has özellikleri ve hedefleri doğrultusunda ebeveyn öğretmen iletişim teknikleri ve standartları mevcut olmalıdır. Herkese uyan tek bir yaklaşım olduğunu söylemek yanlış olur.
- Ebeveynler olarak çocuğunuzu eğitim dönemi başında öğretmene açık bir şekilde tanıtın. Tanısı veya dürtüsel davranışları varsa okul açılmadan mutlaka önce de paylaşın. Veli öğretmen toplantılarına katılın. Düzenli iletişim kurun.
Öğretmenlerin bu mesleği seçmelerindeki en büyük sebep, çocukları seven, özverili, öğretme gayreti içerisinde olan insanlar olduğunu belirtmek isterim. Çocuğunuz hakkındaki olumsuz yorumlar karşısında yapıcı ve çözüm üretici olmaya özen gösterin. Öğretmenlerin de bir insan, bir anne veya bir baba olduğunu unutmadan, gayretlerine ortak olduğunuzda çocuklarınızdaki değişikliklere şaşırabilirsiniz.
Paylaş