Paylaş
Global bir köy halini almış dünyamızda, erişilemeyen bilginin kalmaması, akılalmaz derecede hızlanan yeni buluşlar, yapay zeka gibi kavramlarla birlikte, okullarda verilen bilgilerden çok, öğrencilerin sahip olması gereken becerilere ve içselleştirilmiş süreçlere odaklanılmaya başlanılmıştır.
Bu becerilerin temelinde ise evrensel etik değerlerin yatması, bizleri bütün insanlığı ortak paydada bir araya getirecek en temel değeri bulmamıza yönlendirmiştir. Bu değerin ise ‘Felsefe’ olduğu kanaatindeyiz. Bu bakış açısına göre felsefe, var olan alternatif yollar arasından mümkün olan en iyiyi sorgulama ve araştırma çabası olup, zihnin kendi içinde süreklilik arz eden tıpkı nefes almak gibi yaşamsal bir faaliyeti olduğunu göstermektedir.
İnsanların hayata dair bilgi, erdem, doğru, adalet, hakikat, iyi, güzel gibi konu ve kavramlara ilişkin en temel ve genel sorulara yanıt bulmak amacıyla felsefi düşünme ve tartışma eylemlerini kullanmaları, bizlere dünyayı anlama ve yorumlamada tek, mükemmel ve değişmez ‘tek’ bir yol olmadığını göstermektedir.
Bir diğer anlamı ile felsefe; ‘Bilgelik sevgisi’ olarak karşımıza çıkar. Bilgili olmaktan çok daha farklı bir anlamı içeren bu tanıma göre bilge insan; bilgiyi işleme sürecinde tüm etik yönleri ile değerlendirebilecek bir zihin yapısına erişmiş, özgür iradesi ile kalıpsızca karar verebilen ve bu kararı doğa ile uyum içinde, diğer canlılara zarar vermeden hayatına uygulamak için çabalayan, farklı yollardan edindiği bilgileri evrensel etik değerler süzgecinden geçiren ve yorumlayandır.
Bilge insan olmanın özünde, bireye etik değerler bilincinin aşılanması, yaşamın ilk yıllarında aile ikliminde ve ardından okul çerçevesinde, yapılandırılmış bir felsefe eğitimi ile mümkün ve yaşam boyu kalıcı kılacaktır.
Batıdan doğuya, antik çağlardan günümüze uzanan her daim kendini çağa göre yenileyen bu eylem neticesinde, soru kalıpları değişse de insanı anlama ve etik değerleri öğretme aşamasında arkhe (öz) sorununun kendini bilme, insanlığı tanıma ve kendini gerçekleştirme olduğunu hatırlatmadan geçemiyoruz.
Geleceğe hazırladığımız çocuklarımızın yaratıcı ve eleştirel zekalarının liderliğin ilk basamağı olarak düşündüğümüzde, ilk değinmemiz gereken noktanın bilge insan olma niyeti ile hayat boyu öğrenme olduğunu söyleyebiliriz.
Paylaş