Paylaş
Okul kavramı, içinde yüzlerce çocuğun aynı anda bulunduğu, tek tip sınıflarda, standart eğitim modeli ile düşünülen bir kavram olmaktan sıyrılıp, yeni nesil bir yapıya bürünüyor. Eğitim yöneticilerinin bir anda kendilerini buldukları bu değişim sürecine ayak uydurmaları veya uyum sağlama yolunda verdikleri mücadeleler öğretmenlerin ve ailelerin dikkatlerinden kaçmıyor.
Gündeme gelen hibrit model eğitim anlayışı, bugüne kadarki tüm öğretmenlik ve eğitim liderliği becerilerini aktif biçimde gösterebilmek için de bir fırsat niteliğinde düşünebiliriz. Eğitim teknolojilerinden bireysel eğitim planlamasına, proje ödevlendirmelerinden öğrenci merkezli yaklaşımlara, iletişim tekniklerinden ebeveyn mentorlüğüne, psikososyal müdahalelerden öğrenci koçluğuna kadar daha birçok konuda her öğretmenin, öğretmenlik becerilerini en yaratıcı biçimde aktarabilmesi artık mümkün.
Bildiklerimizi hatırlamaya bu hafta “Farklılaştırılmış Öğretim Modeli”nden başlamak istedim.
Farklılaştırılmış öğretim; bir öğretim yöntemidir. Öğrenme ve düşünme farklılıkları taşıyan çocuklar için ideal yaklaşımdır. Aynı öğrenme hedefine sahip öğrenciler için öğretmen, öğretme yaklaşımını öğrencinin öğrenme tarzına göre yapılandırır. Bir sınıfta onlarca öğrenci ile tek tip öğretim yaklaşımı kullanmak yerine, çeşitli öğretim tarzlarını barındıran bu sistem az sayıda öğrenci grupları veya birebir olarak uygulanabilir. Fakat her öğrenci için bireyselleştirilmiş eğitim planı gerektirmemesi akran temelli veya proje bazlı çalışabilmesi yeni nesil öğrenme için geçiş aracı kılar. Bu süreç, öğretmen rehberliğinde ve akran temelli proje çalışmaları ile inovasyon dünyasına büyük katkılar sağlayabilir.
Çocuklar ilgilerine, yeteneklerine ve öğrenme tarzlarına göre gruplandırıldıklarında, öğretmenler gruplar ile daha etkin çalışabilir, aynı zamanda gruba yönelik spesifik hedefler ve projeler belirleyebilir. Fakat bu eğitim modelinin en önemli ayrıntısı; öğretmenlerin öğrenme seviyesini en üst düzeye çıkarabilmesi için, hayat boyu öğrenmeyi amaç edinmesi, disiplinler arası ve interdisipliner çalışmalara hakim olması, geleceğin mesleklerini takip etmesi, alanına göre yenilikçi bilgiler sunması, dersi çocuklar için eğlenceli kılarken, düşünmeye ve üretmeye teşvik etmesi gibi birçok özellikle kendini donatması, her öğrencinin ihtiyaçlarını analiz etmesi ve kendi yollarını bulmaları için çaba içerisinde hareket etmesi gerektiğidir.
Etkin bir biçimde hazırlanmış farklılaştırılmış eğitim modeli, aynı zamanda çocukların proksimal öğrenme süreçlerindeki hedefleri karşılayan bir yöntemdir.
Farklılaştırılmış öğretim modeli, şu 4 unsurun farklılaştırılması ile ilgilenir. Bunlar:
1. İçerik (Girdi) - Öğrencilerin ne öğrendikleri. Bu konuda Güncelleştirilmiş Bloom Taksonomisi’ni kullanabilirsiniz.
2. Süreç - Öğrencilerin öğrendiklerini, bildiklerini ve düşüncelerini nasıl anlamlandırmaya devam ettikleri. Her öğrencinin farklı öğrenim tarzı olduğunu hatırlayarak, çoklu zeka kuramı ve öğrenme stillerini dikkate alabilir, rehber öğretmelerin müşavirliği ile birlikte öğrenciye ve aileye yönelik yaklaşım sergileyebilirsiniz.
3. Ürün (Çıktı) - Öğrenilen bilgilerin öğrenciler tarafından nasıl yapılandırıldığı (Projeler, teknolojinin etkin kullanımı, yeni nesil infografikler gibi).
4. Öğrenme ortamı - Esnek sınıf düzeni ve esnek öğrenme süreçleri, içinde bulunduğumuz yeni eğitim normaline uyum sağlarken daha kolay bir geçiş olarak da düşünülebilir.
Farklılaştırılmış eğitim modelinin pozitif yönlerinden en önemli iki nokta; Öğretmenlerin, öğrencilere rehber olarak yol gösterici olduğu, eğitim materyallerini nasıl kullanacakları konusunda yardımcı olduktan sonra, öğrenciler kendi eğitim sorumluluklarını kendileri üstelenecektir. Farklılaştırılmış eğitim yapılan sınıflarda daha az disiplin sorunu yaşandığı bilinmektedir. Tüm bu öncüllerin gerçekleşebilmesi içinse okul yöneticilerinin sahaya inerek, lider ve öncü olduklarını hatırlamaları gerekmektedir.
Bu eğitim modeli, öğretmenin daha fazla detay çalışmasını, öğrenci tanıma kriterleri konusunda daha dikkatli ve planlı bir hazırlık sürecini gerektirir.
Öğretmenlerin, su misali öğrencilerinin zihin dünyalarının şekillerini alarak onlarla aynı frekanstan konuşması ve anlaşıldıklarını göstermesi, onlarla birlikte sürekli öğrenen rolde olup, hayat boyu öğrencilerinden ilham almayı öğrenmeleri gerekmektedir.
Paylaş