Paylaş
Bu süreçte iş temposunun yoğunluğunun azalması ve çalışan ebeveynlerin ev ortamında çalışmaları, yıllardır bizlere söylenen "Çalışmıyor, çalışsa yapabilir, çok zeki ama aklını kullanmıyor" cümlelerimizi test etme, anlama ve aksiyon alma imkânı doğurmuştur diyebiliriz. Birçok velim ile yaptığım online seminerlerde, pandemi, okul, öğretmen ve online öğrenme ile ilgili sorulara aldığım cevaplar ebeveynlerin geçen dönem ve bu dönem ile alakalı 2021 güz dönemi için hiç de iyimser olmadığı yönünde.
Okulların fiziki imkanlarının, konumunun ve öğretmenlerin sınıflarında hakimiyet kurmaları, çocukların derslere ilgilerinin çekilmeleri, merak duygusunun uyandırılması, ders esnasında anda kalma gibi etmenlerin gözlemlemelerine olanak sağladı. Akademik başarı için, doyurulmayan duygusal ve sosyal ihtiyaçlar olduğu sürece de bir başarının sağlanamayacağı ne yazık ki gün yüzüne çıkmış oldu.
İnsan yapısı gereği sosyal varlık olmak zorundadır. Bireyselliğin ön plana çıktığı günümüz şartlarında ise, gönüllülük esasına dayalı, sosyal yardım projeleri, grup çalışmaları veya gün içinde geçirilen kalabalıklar içindeki minik saatlerin bile önemini birçok uluslararası yayında okuyabilecekken, okulların yönetici kadrolarının liderlik özelliklerini ön plana çıkartarak RPDH (Rehberlik ve Psikolojik Danışma Hizmetleri) servislerinin koordinatörlüğünde yeniden yapılandırmaları ve çocuklarımızı bir ortak paydada yeniden buluşturmaları gerekmektedir.
Hafta sonu sokağa çıkma yasağını ele aldığımızda, gün içinde belirli saatlerde çıkma izinleri olan öğrencilerimizin, bu zamanlarını da ekran başında geçirdiklerini düşünürsek, dersler için güdülenmelerini, şevk ile ekran başına geçmelerini nasıl düşünebiliriz? Unutmayınız ki, onlarda birer yetişkin ve bizlerden daha fazla ihtiyaçları var. Farkında olmasak da onlar da bizler gibi sistemi ve süreci sorgulamakta. Okullar olarak, neler yapabileceğimize gelirsek eğer;
- RPDH servisini ve sınıf rehber öğretmenlerini ivedilikle bireysel rehberlik saatleri oluşturmaları, süreç ile alakalı çocuklarla güvenli bağlanma ve empati temelli koşulsuz kabul edildiklerini hissettirici ortamlar sağlanmalıdır.
- Çocukların dikkat süreleri göz önüne alındığında, ders içeriklerinin daha çok keşfetmeye, ilgi ve yeteneklerine göre yeniden yapılandırılması ve etkin geri bildirimlerle desteklenmesine yönelik eylem planları çıkartılmalıdır.
- Veliler ile etkin bir şekilde irtibat halinde olunup, evde oluşturulan konfor alanlarına yönelik çalışmalar, sığınılan bahanelere yönelik ise farklı davranış örüntüleri planlanmalıdır.
- LGS sürecinde olan öğrencilerimizde artan kelime miktarına bağlı olarak bir sayfayı bulan sorulara yönelik oluşan korkularının önüne geçilmeli, sınıf dinamiklerine ve öğrencilerin öğrenme hızlarına göre grup dersleri ile takviyeler yapılmalıdır.
- Ara sınıflarda olan öğrencilerimizin, artan sosyal medya kullanımı veya ekran başında geçirilen sürelerin tespit edilip bu zamanların kabul edilebilir miktara düşmesi için aileler ile iş birliği yapılmalı ve etkinlikler paylaşılmalıdır. Bu süreçte veliler gibi eğitim camiasında olan yöneticilerin, eğitimcilerin de kendilerini sorgulamaları, günceli takip etmeleri ve samimi bir şekilde yeni eylem planlarını sunmaları beklenmektedir.
Paylaş