Paylaş
D vitamininin özellikle kuzey bölgelerindeki sanayileşmiş ülkelerde yetersizliğinin yaygın olduğu bilinmektedir. Tüm ülkelerin sağlık sistemleri ve ekonomileri için tehdit haline gelen koronavirüs pandemisinden korunmak ve bu hastalığı yönetmek için güçlü bir bağışıklık sistemine sahip olmak önemlidir. Vitamin ve mineraller, güçlü bir bağışıklık yanıtının oluşturulmasında etkin rol oynayan ve vücudun enfeksiyonlara karşı olan direncini arttıran önemli besin ögeleridir. A, C, D ve E vitamini gibi vitaminler ile çinko, selenyum ve demir gibi minerallerin sağlıklı bir immün yanıtın sürdürülmesinde önemli rolleri olduğu bilinmektedir.
Yapılan araştırmalarda Güney Yarım Küre’de Covid-19’a bağlı ölüm oranının Kuzey Yarım Küre’ye göre daha düşük olması, benzer şekilde D vitamininin kış aylarında yeterince sentezlenemediği Kuzey Yarım Küre’deki ülkelerde ölüm oranının yüksek olması D vitamini eksikliği ile ilişkili olabileceğini düşündürmüştür.
D vitamini ve Covid-19 arasındaki ilişkiyi incelemek üzere İsviçre’de yapılan bir çalışmaya göre plazma 25-hidroksivitamin D düzeyleri değerlendirilmiştir. Yapılan bu çalışmada PCR ile Covid-19 tanısı doğrulanmış hastalarda D vitamini düzeylerinin PCR negatif hastalara göre daha düşük olduğu bildirilmiştir. D vitamininin Covid-19 ile ilişkili olarak gündeme gelmesi bu etkilerinin yanı sıra özellikle T hücre cevabı üzerine olan etkisi ile ilişkilidir. Tüm bu önemli etiklerine karşın D vitamini yetersizliği tüm dünyada yaygın olarak görülmektedir.
D vitamini vücuda üç temel yol ile alınır. Birincisi; diyetle alımı sınırlı olmakla beraber ya besinlerden direkt olarak alınır ya da besinler D vitamini ile zenginleştirilerek alınır. İkincisi, D vitamini ihtiva eden maddeler, öncül molekül halinde ultraviyole ışığa maruz bırakılarak D vitamin içeriği bakımından zenginleştirilirler. Son olarak, direkt olarak derinin güneş ışığına maruz bırakılmasıyla D vitamini eksikliği önlenebilir.
Normal koşullarda D vitamininin yüzde 90-95 kadarı güneş ışınlarının etkisi ile sentez edilir. Morina balığının karaciğer yağı, D vitamini bakımından oldukça zengindir. Bununla beraber, diğer yağlı balık türleri (somon, uskumru, sardalya vb.), süt, yumurta sarısı, tereyağı, tatlı patates, yulaf, brokoli, maydanoz, yosun ve mantar gibi besinler yüksek miktarda D vitamini içerir. Ancak hiçbir gıda maddesi günlük D vitamini ihtiyacını karşılayacak oranda vitamin ihtiva etmez. En önemli kaynak güneş ışınlarının etkisiyle sentezlenen D vitaminidir
Paylaş