Paylaş
Sosyal medya artık gerçek hayatın bir yansıması olarak yaşamımızda yer etmektedir. İnsanlar hayatlarının çok önemli bir kısmını sosyal medya üzerinden yaşamaya başladı. Artık sosyalleşme reel hayatta değil sosyal medya üzerinden gerçekleşmektedir. Ülkemizde 40 milyon civarı Facebook kullanıcısı ile 20 milyona yakın Twitter kullanıcısı bulunmaktadır. Ayrıca WhatsApp ve benzeri anlık mesajlaşma programları ise artık mobil telefon kullanan kişilerin %99’u tarafından SMS yerine kullanılmaktadır. Sosyal medyanın bu kadar aktif hale gelmesi ile birlikte sosyal medya profillerini gizlemeyen kişiler neredeyse bütün özel hayatlarını milyonlarca kişi ile paylaşmaktadırlar. Bu hesaplarını gizleseler dahi kolaylıkla bu fotoğraflar ve diğer birtakım bilgiler kolaylıkla takip edilmektedir.
Boşanma davaları da bizzat hayatın içerisinde yer alan ve her türlü donenin (hukuka uygun olarak ele geçirilmek kaydıyla) delil olarak kullanılabildiği davalardır. Sosyal medyanın ve internet iletişiminin bu kadar yoğun olduğu bir dönemde sosyal medya paylaşımlarının da delil olarak kullanılıp kullanılmaması hususu oldukça ciddi bir önem arz etmektedir.
Ülkemizde sıklıkla karşılaşılan boşanma gerekçelerinden biri zinadır. Eşlerden biri zina yaptığında kimi zaman eşinin bunu görmeyeceği düşüncesi ile sosyal medya hesaplarından paylaşmaktadır. Bazen ise 3. kişi; ilişkisi olan kimsenin evi olduğundan bihaber şekilde fotoğraflarını sosyal medya hesaplarına yüklemektedir. İşte bu şekilde paylaşılan fotoğrafların boşanma davasında delil olması konusunda herhangi bir şüphe bulunmamaktadır. Ancak bu fotoğrafı paylaşan kişinin kim olduğu ve fotoğraf üzerinden herhangi bir montaj ya da photo shop olup olmadığı hususları oldukça önemlidir. Fotoğrafta bir oynama yoksa ve fotoğafı paylaşan kişi de ilişkinin taraflarından biriyse bu delil kolaylıkla boşanma davasında kullanılabilir. Bu husus yargıtay kararlarına da konu olmuştur. Ancak bu delil hukuka aykırı yöntemlerle ele geçirilmiş ie usul kanunumuza göre bu donenin delil olarak kullanılması pek mümkün değildir.
Sosyal medya siteleri üzerinden de kişiler mesajlaşabilmektedirler. Bu mesajların delil olarak kullanılabilmeleri ise pratikte pek mümkün değildir. Zira bu mesajların delil olarak kullanılabilmesi için mesajlaşılan site tarafından mahkemeye bildirim yapılması gerekmektedir. Yani Facebook, Twitter ve WhatsApp bu mesajlaşmaları mahkemelere sunmalıdır. Ancak pratikte bu durumun uygulaması olmadığı için mesajların delil olarak kullanılması pek mümkün değildir. Kimi zaman dava tarafları mesajların ekran görüntülerini alarak delil olarak kullanmaya çalışmaktadır. Ancak mesajlaşma fotoğraflarının delil olarak kullanılması mümkün değildir.
Açık profillerde yapılan paylaşımların delil değerleri için mahkemeler kimi zaman bilirkişi raporları aldırmaktadır. Bu raporlar neticesinde yapılan paylaşımlar delil olarak boşanma davalarına girmektedir.
Kimi zaman mahkemeler sosyal medya paylaşımlarının yapıldığı bilgisayarları da incelemekte ve bu bilgisayarların datalarında paylaşımlar duruyorsa bilirkişi raporu ile delil olarak kullanılabilmektedir. Ancak bilgisayar incelemesi için bilgisayar sahibinin rızası ile bilgisayarını yargılama makamlarına vermesi gerekir.
WhatsApp mesajlarının ise delil durumu henüz tam netlik kazanmamıştır. Zira karekod uygulaması ile Whatsapp’ın başka bir bilgisayarda yahut bir telefonda kurulması oldukça kolaydır. Yani size ait Whatsapp programını ve konuşmalarınızı basit bir karekod okuması ile başka bir bilgisayara veya telefona aktarıp sanki siz gibi sohbetlere devam etmek ve geçmiş sohbetlerinizi ele geçirmek oldukça kolaydır. O nedenle WhatsApp konusunda hala ciddi bir karar alınabilmiş değildir.
Tarafıma sıklıkla gelen sorulardan biri de WhatsApp’ın mesajlaşma içeriklerini mahkemelere verip vermeyeceğidir. Facebook ve Twitter için belirttiğim husus burada da geçerlidir. WhatsApp prensipleri gereğince konuşma içeriklerini herhangi bir kamu makamı ile paylaşmamaktadır.
Paylaş