Paylaş
20'li yaşlarda dudak dolgusu aşırı ince ve asimetri sorunlarının giderilmesinin yanı sıra daha dolgun bir hale getirilebilir. Venüs ya da Afrodit tipi dudak dolgusu tasarımları rahatlıkla uygulanabilir.
30'lu yaşlarda vücudun kolajen ile elastin kaybının yanı sıra dudak çevresinde kırışık ve oluk oluşumu da ortaya çıkabilir. Botoks ve dolgu enjeksiyonları ile bu sorunlar tedavi edilebilir. Dudaklara hem daha genç hem de doğal bir görünüm kazandırmak için minimal iyileştirmeler yapılması gerekir.
40'lı yaşlardaki tedaviler kontur kaybı ve hacim eksikliğini gidererek daha genç bir görünüm hedeflenir. Gülme çizgileri daha belirgin hale gelir, dudakları çevresindeki oluklar açılır. Ve dudak şeklinin kendisi gibi dudakların etrafındaki alanlar da yapısal olarak değişmeye başlar. Ağız köşeleri zayıflayabilir, ağzı ve muhtemelen genel yüz ifadesi daha mutsuz görünmesine neden olacak bir hal alabilir. Dolgular, yaşlı görünümü gidermek ve dudakları çevreleyen derin olukları ve kırışıklıkları gidermek için uygulanabilir.
50'li yaşlarda dudaklarda daha fazla değişiklik gözlemlenir. Kollajen ve elastin kaybına bağlı olarak ciltte esneklik azalması, orta yüzde sarkma, burun ve dudaklar arasındaki boşlukta uzama ve dudaklarda sarkma oluşabilir. Dudak dolgusu tasarımında gençleştirme hedeflenir ve çok fazla hacim kazandırılmaz.
60'lı yaşlarda dudakların dolgunluğunu ve ağız çevresindeki yüz yapılarını restore etmek gibi hafif müdahalelerde bulunulur. Yüzün olduğundan daha genç görünmesi sağlanırken, yüzün geneliyle de uyumlu olmasına dikkat edilir. Aşırı dolgun dudaklar yüzün geneliyle uyum sağlamaz.
Dudak dolgusu tasarımında geniş çaplı kriterler uygulanmalıdır. Çok sayıda kriter göz önünde bulundurulmalıdır. Doğal bir görünüm elde edilebilmesi için tüm bu kriterlerin hepsi bir arada değerlendirilmelidir.
Kaynak: Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Güncel Öztürk
Paylaş