Paylaş
Doğum sonrası vücut, hamilelik ve doğumun etkilerini geride bırakmaya çalışırken, birçok kadın bu dönemde çeşitli değişiklikler yaşar. Bu değişiklikler, doğumdan sonraki haftalar ve aylar boyunca devam edebilir.
Hormonal dengesizlikler yorgunluğa sebep olabilir
Doğum sonrasında vücutta östrojen ve progesteron gibi hamilelik hormonlarının seviyeleri hızla düşer. Bu ani hormonal değişim, duygusal dalgalanmalara, yorgunluğa ve doğum sonrası depresyona neden olabilir. Aynı zamanda prolaktin hormonu artışı ile birlikte süt üretimi başlar. Bazı kadınlar, bu dönemde doğum sonrası depresyon (postpartum depresyon) belirtileri gösterebilir.
Ciltte birçok değişiklik meydana gelir
Hamilelik sırasında hormonal değişimlere bağlı olarak ciltte bazı farklılıklar yaşanabilir. Doğum sonrası ise bu değişiklikler yerini kuruluk, akne, çatlaklar ve cilt lekelerine bırakabilir. Hamilelikte oluşan melazma (cilt lekeleri), doğum sonrası hafiflese de tamamen kaybolması zaman alabilir. Çatlaklar ise özellikle karın, kalça ve göğüs bölgelerinde yaygın olarak görülür. Zamanla rengi açılarak daha az belirgin hale gelseler de, tamamen yok olmazlar.
Hamilelik döneminde ortaya çıkan cilt lekeleri, doğum sonrasında lazer tedavileri ile hafifletilebilir. Lazer tedavisi, cilt tonunu eşitlemeye ve lekeleri azaltmaya yardımcı olur.
Çatlakların tedavisi için mikroiğneleme, fraksiyonel lazer ve PRP tedavileri kullanılabilir. Bu yöntemler, cildin yenilenmesini sağlayarak çatlakların görünümünü azaltabilir.
Vücut şekli toparlanabilir
Doğumdan sonra çoğu kadın, doğumun getirdiği fazla kiloları vermek ve eski vücut şekline dönmek için çaba gösterir. Doğumun hemen ardından bebek, plasenta ve amniyotik sıvının kaybı ile bir miktar kilo verilir. Ancak hamilelik boyunca biriken yağ dokusu daha uzun süre kalabilir. Vücudun hamilelik öncesi görünümüne dönmesi birkaç ay alabilir ve bu süreçte düzenli egzersiz ile sağlıklı beslenme önemlidir.
Doğum sonrası inatçı bölgesel yağlar soğuk lipoliz (kriyolipoliz) ile azaltılabilir. Bu yöntemle yağ hücreleri dondurularak parçalanır ve vücut doğal yollarla bu hücreleri atar. Vücut şekillendirme ve selülit tedavisinde kullanılan bu yöntem, doğum sonrası toparlanma sürecinde sık tercih edilir. Cildin elastikiyetini artırır ve vücudun yeniden şekillenmesine yardımcı olur.
Saç dökülmesi en sık görülen sorunlardan biridir
Hamilelik sırasında hormonların etkisiyle daha az saç dökülürken, doğum sonrası hormon seviyelerinin normale dönmesi ile saç dökülmesi artabilir. Doğum sonrası saç dökülmesi genellikle geçici bir süreçtir ve birkaç ay içinde normale döner. Ancak bu süreçte saçların incelmesi ve dökülmesi birçok kadın için moral bozucu olabilir.
Saç köklerini güçlendirmek ve dökülmeyi azaltmak için PRP (platelet rich plasma) tedavisi uygulanabilir. Bu tedavi, saç köklerini canlandırarak yeni saçların çıkmasını teşvik edebilir.
Mezoterapi ile saç dökülmesini önlemek için vitamin, mineral ve büyüme faktörlerinden oluşan karışımlar saç derisine enjekte edilerek saçların güçlenmesi sağlanabilir.
Emzirme meme şeklini değiştirebilir
Emzirme sürecinde meme dokusunda büyüme ve hassasiyet sık görülür. Süt üretimi arttıkça göğüslerde dolgunluk ve bazen de süt kanallarının tıkanması nedeniyle ağrı oluşabilir. Emzirme sona erdikten sonra memeler küçülür ve eski haline dönmeye çalışır, ancak bazen cilt elastikiyeti kaybedildiği için sarkmalar meydana gelebilir.
Emzirme sonrası memelerde oluşan sarkmaların düzeltilmesi için meme dikleştirme operasyonu yapılabilir. Bu operasyonla fazla deri alınarak meme dokusu yeniden şekillendirilir. Meme hacmi kaybı yaşayan kadınlar için silikon protezler veya yağ enjeksiyonu ile meme büyütme işlemi tercih edilebilir.
Paylaş