Paylaş
İlişkilerin sağlıklı olabilmesi için; karşı tarafa güvenme, yakınlık kurma, kendini güvende hissetme en temel gerekçeler arasındadır şüphesiz. Bağlanma korkusu olanlarda bu gibi duygu ve davranışlar eksik ve yapılandırılmamış olmasından kaynaklı ne yazık ki sağlıklı bir ilişki gerçekleşemiyor. Birçok kişi de bu durumun farkına varamayıp ilişkiyi sürdüremeyeceklerine dair yoğun kaygı içerisine giriyor.
Bağlanma korkusunun temelinde; kaybetme korkusu (terk edilme korkusu) vardır. Terk edilme korkusu yaşayan bireylerin çocuklukta özellikle annesiyle olan ilişkisinde bu tarz deneyimler yaşamış olma ihtimali çok yüksektir. Çocuklukta anne-babanın aşırı kontrolcü ya da aşırı ilgisiz olmasından da kaynaklanan sorunlar kişinin ilerleyen yaşlarda problem yaşamasına sebep olmaktadır. Çocuk bu anne-baba tutumlarından dolayı kaçmayı öğrenir ve ilerleyen yaşlarında da bu öğrenmeyle devam edip yaşadığı yoğun kaygıdan kurtulmaya çalışır.
Bağlanma korkusu yaşayan kişiler genellikle ilişkilerinde karşı tarafın kendisini olduğunu gibi kabul etmesi, ne yaparsa yapsın kendisiyle birlikte olmasından mutlu olabilecek biraz pasif bireyler ararlar. Kendilerini sürekli ilişki yaşanılan kişi tarafından baskı altında hisseder, karşı tarafında sürekli ilgi istediğinden şikayetçidirler. En büyük eksiklikleri ise yeterli duygusal aktarımı karşı tarafa verememektir. Çünkü karşı tarafa duyguları belli etmek teslimiyet demektir. Bu durum onları kaybetme korkusuna tekrar götürecektir.
Bağlanma korkusu yaşayan kişiler İlişki yaşadıkları kişiye yönelik yoğun kaybetme korkusuyla karşı karşıya kaldıklarından ve kaygıdan kaçmak için uzak kalmayı seçip, kendilerine duygusal anlamda ket vururlar. İleri dönemlerde acı çekeceğini de düşünerek kaygılarını iyice desteklerler. Yaşadıkları bu tarz sıkıntılardan dolayı, bu kişiler uzun süreli ilişkilerden kaçarak daha çok yüzeysel ve kısa süreli ilişkiler yaşama taraftarı olurlar. Bu tarz düşünce, davranış ve beklentiler karşı tarafı da dolayısıyla belli bir süre sonra olumsuz etkilemeye başlar. Kısaca; bir ilişki aslında sadece korkuların kurbanı olmaya başlar.(Burada Çağan Irmak’ın filmi Issız Adam ‘da bağlanma korkusu yaşayan bir adamın yaşadığı aşk hikayesini örnek olarak vermek istiyorum).
Bağlanma korkusu yaşayan bireyler sağlıklı bir kadın-erkek ilişkisi sürdüremiyor. Çünkü yaşadıkları ilişki normal kadın-erkek ilişki statüsünden çıkıp ebeveyn-çocuk ilişkisi yönünde seyir ediyor. Elbette kişiler bunu bilinçli bir şekilde yapmıyor ve farkına varamıyor. Yani kişiler seçtikleri partnerlerini ebeveyn yerine koyup, çocuklukta yaşadıkları deneyimin, yanlış öğrenmenin sonucuyla kaygılar yaşamaya, kaygılardan kaçmak içinde çeşitli yollara başvurmayı deniyor.
Duyguları bastırmak ve yaşayamamaktansa, korkularınızın sebeplerini bulup çözüme kavuştuğunuz mutlu ve duygu dolu ilişkiler yaşamanız dileğiyle…
Paylaş