Paylaş
Tabağın kenarı kırıksa yemeğin de tadı kaçar.
Evet, çocuklarımızın yaşamda edineceği başarı ve mutluluk düzeyi, bizim onları yetiştirme tarzımızla doğrudan orantılıdır.
Sevgi dolu, adaletli bir ailede büyüyen çocuğun ileride mutlu ve başarılı birey olma olasılığı çok yüksektir.
‘‘Çocuklarımız, bizim aynalarımızdır’’. Bize, bizi gösterirler.
Beden dili hareketlerimiz ve sözlerimizle çocuklarımızın öz benliğini destekleyelim ki ileride güçlü ve kendine yetebilen, önemli ve değerli insanlar olsunlar.
Öz benlik oluşumu çok büyük bir kabı damlalıkla doldurmaya benzer. Her gün yaşanan olaylarda o kaba bir damla daha düşer. Bizler her yaşanan güne, her anımıza özen göstermeliyiz. Yine, kaba bir damla daha düştü.
Çocuklarımızda benlik sayfasını oluşturmak için;
Sözlerinizi özenli seçin.
‘‘Hiç dinlemiyorsun!’’
‘‘Aptallık etme!’’
‘‘Yeterince çaba göstermedin!’’
‘‘Yeter büyü artık!’’
Parmağınızı çocuğunuza ok gibi uzatmayın.
Bunun yerine;
‘‘Beni dinlemeni umuyorum’
‘‘Benim akıllı kızım’’
‘‘Çabanı takdir ediyorum’’
‘‘Büyüyorsun, seninle gurur duyuyorum’’
Gibi sözler çocuklarımıza daha iyi gelecektir.
Olumlu düşünce becerisini geliştirin.
Tartışmanın, farklı düşüncenin, farklı seslerin önemli bir zenginlik olduğunu vurgulayın. Tartışma sonrasında çıkan sonucun heyecanını yaşayın – yaşatın. Bunun ilk adımını da aile içinde başarın.
Çocuğunuzun iyi özelliklerini ortaya çıkarın.
Çocukların yetenekli ve güçlü olduğu alanlar vardır. Hayatı kocaman bir tiyatro sahnesi olarak görürsek;
Kimi sahneyi kurma,
Kimi sahne kostümleri hazırlama,
Kimi sahne müziği yapma,
Kimi sahnede rol alma,
Kimi sahnelenen oyunu pazarlama becerisine sahiptir.
Ebeveynlerin sevgi dolu sözleri ve davranışlarıyla var olan yetenekleri kuvvetlenir ve güçlenir. Öpme, kucaklama, övme, göz kırpma, takdir etme davranışlarını bol bol gösterin. Bu davranışlarla çocuğun benlik saygısı artar. Çocuğunuz, yeni bir şey denediğinde onu yüreklendirin, devam etmesini sağlatın. Başarının tadını, heyecanını yaşasın!
Çocuğunuzu başarılarından dolayı değil, kişiliğinden dolayı sevdiğinizi anlatın.
Takdir edin, yüreklendirin.
‘‘Gereğinden fazla övme’’ diye saçma bir söz söylendi bizlere. İnanmayın! Övgü ve takdir çocuğunuza sunacağınız çok güzel bir ödüldür. İçimize, çocukluğumuza yani ana vatanımıza hep iyi gelir.
İçten dinleyin
Dinlemek, konuşmaktan çok beceri gerektirir. Sabırsızız! Hemen konuşmak, bir yorum yapmak, yargıda bulunmak isteriz. Akıl vermeyi de pek severiz. Sadece dinleyin, kendinizi onun yerine koymaya çalışın.
Onları dinlerken;
Kendimiz gibi dinleriz.
Hemen öneri ve fikir sunarız.
Bol bol nasihat ederiz. Ne olur yapmayın! Dinlediğinizi ve anladığınızı ona uygun sorular sorarak ‘’Evet’’, ‘’Hay Allah’’ gibi pekiştireçlerle yol alın. Duygularını, endişelerini anlamaya çalışın.
‘’Üzülme’’, ‘’Boş ver’’, ‘’Unut gitsin’’ gibi anlamsız sözleri asla kullanmayın. Onları yargılamayın ki kendilerini net ifade etsinler. Mükemmeli oynamayın ki rahat ve doğal olsunlar. Kusurlar da güzeldir.
Çocuğunuzla birlikte aynı yöne bakın, onu karşınıza almayın. ‘‘Gel bakayım, karşıma bir otur’’ sözü beni hep rahatsız etmiştir. Medeni gibi görünen, hesap sormanın yapıldığı bir ortamdır. Allah'tan ailem hiç yapmadı.
Biz kendi yolumuzu bulduk. İyi ya da kötü.
Başarılar dilerim.
Paylaş