Paylaş
Okullar kapanıyor...
Öğretmenlerimiz, çocuklarımız, velilerimiz, herkes yoruldu.
Ama hepimizden çok yorulan engelli çocuklarımız ve aileleri.
Okula ulaşmak, sınıfa girmek, tuvaletleri kullanmak... Hepsi sıkıntılı işler!
Pazarda, patik satan bir anne tanıdım ki; hala saklarım aldıklarımı. Sohbet etmeye başladık. Engelli çocuğunu okul çıkışında beklerken, patik ördüğünü söyledi, gülümsedi ve anlattı: ‘Çok sıkışmadıkça tuvalete gitmiyor, suyu da az içiyor, bana kıyamadığını söylüyor.’
Hepimizin "empati" dediğini, yavrucak önceden bilmiş. Annesi onun için, o da annesi için üzülüyor...
2012 verilerine göre yurdumuzda yaklaşık 23 milyon çocuk var. Sağlık ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, çocuklarımızın yine yaklaşık 850 bininin engelli olduğunu belirtiyor.
Sosyal bir devlet olarak, onların engellerini azaltmalıyız. Aşılabilecek kaldırımlar yapılsa, ulaşım araçları onlara da hizmet verecek şekilde tasarlansa, her kapıdan geçebilseler, onların kullanımına uygun tuvaletler her yerde bulunsa, daha iyi olmaz mı?!
Okullar kapanırken, bizler, kullanmadığımız yazlıkları, dinlenmeyi herkesten çok hak eden engelli ailelerine açsak... ‘Otellerimiz boş’ diyoruz. Belirli bir kontenjan, bu aileler için uygun fiyatlarla ayrılsa... Tatil yapabilmeleri için, bu özel ailelere yardımseverler de destek verse, ne güzel olur !
Kültür ve Turizm, Gençlik ve Spor, Milli Eğitim, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlıkları... Konunun tüm paydaşları dahil olsa meseleye, boş duran yazlıklar bu ailelere kiralansa... İki haftalığına da olsa, çocuklar ve aileler dinlense, yüzler gülse...
Tüm bunları, sadece engelli çocuklarımız için değil, kendimiz için de yapalım. İyiliğin, yardımlaşmanın, paylaşmanın sosyal medyadaki iletilerden ibaret olmadığını göstermek için yapalım ki; çocuklarımız da bizleri örnek alarak, merhametli, sevgi dolu ve paylaşımcı insanlar olabilsinler.
Nazım Hikmet gibi seslenmeli; ‘Bir günlük de olsa, dünya öğrensin arkadaşlığı’!
Paylaş