Paylaş
Korku, insanı özene sevk eder.
Eşini kaybetmekten korkan, ona daha özenli davranır.
Kilo almaktan korkan, yemek yerken daha seçicidir.
Daha önce eli yanan çocuk, sobanın yanından daha dikkatli geçer. Korku, kaygı ve öfke insana has duygulardır. Olmaları da gerekir.
Fakat; benim en sevdiğim ifadeyle, ‘Kararınca’ olması çok önemlidir.
Çocuklarda durum, yetişkinlerden daha farklıdır. Çocuğun sağlıklı büyüyebilmesi için, sevgiden önce “Güven” duygusuna ihtiyacı vardır.
Televizyon, basın, internet gibi sosyal medya araçlarında çoğu zaman çok belirgin, bazen de örtülü şiddet ve korku içeren davranışlar yer alır.
10 Yaş erkek çocuğunun (Arda Değirmenci) yapmış olduğu resim
Özellikle son günlerde, oyun parklarında ellerinde oyuncak silahlarla birbirlerine ateş eden çocukları çok sık görür oldum. Bu, görsel iletişim araçlarının çocuklar üzerindeki ciddi etkisinin bir sonucu olsa gerek.
İki yaşına kadar çocuklarımızı bu tip uyaranlardan kesinlikle uzak tutmalıyız. Daha sonra da; neleri izliyor, ne tür oyunlar oynuyor, yakından takip etmeliyiz.
Çocukların yanında kaygı ve korkuya neden olabilecek davranışlardan kaçınmalıyız. Çocuklar, belli bir vakte kadar bencildir ve her zaman güvende olmak isterler.
Kaygı durum bozuklukları, çocuklarda fiziksel ve duygusal tepkilere de neden olabilir:
Bu durumlarda mutlaka yardım alınmalıdır. Çocuk en çok, anne babasından etkilenir. Onun için, testi kırılmadan tedbir almalıyız.
Korku ve kaygılarını anlatabilmeleri için, iyi bir dinleyici olmalıyız.
Oyunlar, kendilerini de ifade ettikleri araçlardır. Oynarlarken, müdahale etmeden onları gözlemlemeliyiz. İsterlerse, oyunlarına da katılabiliriz.
Resim yapmaları için ortam hazırlayın ve sonra resimlerini anlatmasını isteyin. Göreceksiniz ki; çizdiklerinin dışında şeyler de anlatacaktır.
Hikaye okuyun. Okuma yazma bilmiyorsa, resimlere bakarak onun tamamlamasını sağlayın. Sonra kısa cümlelerle öyküdeki olumsuzluklardan, hatalardan söz edin; neler yapılabileceğini onunla tartışın.
Çizgi film ya da benzer görselleri, onunla birlikte seyredin. Oradaki olumsuzlukları da birlikte tartışın.
Onun yetişkin olmadığını unutmayın ve yaşına uygun, kısa cümleler kurun.
Soyut kavramlardan mümkün olduğunca kaçının. Çünkü; bu gibi olgular onların zihninde ancak, 12 yaşından itibaren oluşmaya başlar.
Korku ve kaygı hallerinde; size komik, abartılı gelen tepkiler gösterebilirler. Çocuk olduklarını, yetişkinlerle aynı davranamayacaklarını aklınızdan çıkarmayın. Kaldı ki; korktuğumuzda, endişelendiğimizde, bizlerin de nasıl tepki vereceğimizi kestirmek güçtür.
Korkusuz ve kaygısız bir dünya da dilemeyin! Çünkü bu duygular öğretici ve geliştiricidir. Tabii ki kararında…
Sevgiyle kalın…
Paylaş