Paylaş
Çocuğun geçirdiği gelişim aşamaları içinde, ana- babayı en fazla uğraştıran tuvalet eğitiminin kazandırılmasıdır.
Genellikle çocuklar, iki yaş sonunda dışkılarını, üçüncü yaş sonunda çişlerini tutmayı öğrenirler. Ancak 4-5 yaşına gelmiş çocuk hala altını ıslatıyorsa patolojik bir durumdan söz edilebilir. Örneğin aile içindeki olumsuz ilişkiler, çocukta alt ıslatmaya neden olabilir.
4 -5 yaşını geçmesine rağmen gece, gündüz altını ıslatıyorsa, bu durum organik kökenli ya da gelişme geriliğine bağlı olabileceği gibi büyük ölçüde ruhsal nedenlere bağlıdır. Bana karpuzdan sonra gelen Sinan ağabeyimin kazalarını aklıma getirdi hemen. Çok severdi karpuzu. Dayanamaz kaptırırdı kendini. Sonrası malum… Sevgili annem hep uyarırdı ama nafile. Şimdi geçti.
Bir de gelişme geriliği olan çocuklar yaşıtlarına göre daha yavaş gelişim gösterdiklerinden, idrar kontrolü ve tuvalet alışkanlığını da geç kazanırlar.
Alt ıslatma davranışında ruhsal nedenlerin önemli bir payı olsa da, tek başına bu davranış ruhsal uyumsuzluğun kanıtı değildir. Bu çocuklar içinde, ağır davranış bozukluğu gösterenler olduğu gibi, çok uyumlu olanlarda vardır. Bunun için, sürüp giden gece işemelerinden önce bedensel nedenler incelenip ayıklanmalı, daha sonra ruhsal nedenler araştırılmalıdır. Ruhsal nedenler çok çeşitlidir. Tek bir nedenden söz edilemez.
Erken ve baskılı bir tuvalet eğitimi, daha sık saptanan bir durumdur. Yine sıklıkla rastlanan bir özellik, çocuk-anne arasındaki gergin ilişkidir.
Kesinlikle ruhsal nedene bağlanabilen işemelerin en çok örneği, kardeş kıskançlığına bağlı olanıdır. Tuvalet eğitimi kazanmış bir çocuk, kardeşin gelişiyle yeniden altını ıslatmaya başlar. O güne dek yalnız onun üzerinde odaklanmış sevgiyi paylaşmak zorunda kalmak çocuk için çok zordur.
Eskiden olduğu gibi merkezde olmak, kardeşini dışlamak ister.” Benim canım kardeşim, seni çok seviyorum gibi sözel ifadelerle kamufle eder ya da altını ıslatma davranışı ile dışa vurur.
Ruhsal nedenlerin açık olarak görüldüğü başka durumlar da vardır. Korkulardan, örseleyici yaşantılardan, ameliyatlardan sonra gece işemeleri başlayabilir. Korku karşısında çocuğun altını ıslatması sıkça gördüğümüz olaylardandır. Örneğin, ebeveynin örselemesi bağırması karşısında, ilk yaptığı şey korkudan ağlama ve altına işemedir. Büyükler de bile aşırı heyecan karışışında (sınav öncesi ) alt ıslatması görülebilir.
Anne- babadan birinin ölümü, anne- baba arasındaki çatışmalar, anne- babanın ayrılmasında da işemeler sıklaşır. Tek başına alt ıslatma kaygı uyandırıcı bir durum değildir.
Ailenin sabırlı ve anlayışlı yaklaşımı, sorunun daha kısa sürede çözümünü sağlar.
Unutmayalım ki sevgi, sabır ve tutarlı bir yaklaşımla çözümlenmeyecek hiç bir problem yoktur. Alt ıslatma karşısında cezalandırma yerine, onun başarılarını desteklemeye çalışın.
Paylaş