Paylaş
Çalışan kadın, kariyer de yapar, çocuk da bakar, kocasına da tapar demek isterim. Ama zor... Ancak şarkılarda mümkün.Çalışan anne, çocuk sahibi olduğunda annelik çemberi genişler, bu da çok doğaldır. Bebek bakıma muhtaçken annelik ağır basar.
Toplantılar terkedilir, koca ihmal edilir, arkadaşların davetleri geri çevrilir.
Bebek bakım sürecinden çıktıktan sonra çemberler tekrar ayarlanır. Bazen de o kimliğe yapışıp kalırız. Çocuğunu askere uğurlayan annenin tek annelik çemberiyle yaşaması gibi. Ne yazık ki sayısı çokça var.”Yemedim yedirdim, giymedim giydirdim” sözleriyle yitip giden yaşamlar.
Kendini de,
Anneliğini de,
Kadınlığını da doya doya yaşa.
Bu kimlikler her zaman eşit olmaz. Yere, zamana, ihtiyaca göre büyür ya da küçülür.
Çalışan anne bebek sahibi olunca, bebeğine istediği gibi iyi bakamadığını düşünür. Yeteri kadar zaman ayıramadığı için tedirgin olur. Ancak sorun, çalışan annenin kaygılanmasını gerektirecek boyutta kötü değildir. Önemli olan çocukla geçirilen sürenin uzunluğu değil, ilişkinin sürekliliği, niteliği, güvenirliğidir.
Bebeğin doğuşuyla çalışma hayatını bırakan annenin huzursuzluğu çocuğa daha da olumsuz yansır.” Kaş yapalım derken göz çıkarmaya” benzer.
Bazen de anne çalıştığı için bebeği büyüklerine bırakır. Bebek, her akşam anne ve babasıyla bir araya gelirse burada da hiç problem yoktur.
Anne, büyük anne, bakıcı kim büyütürse büyütsün esas olan çocuğa dengeli, tutarlı, sevgi dolu bir yaklaşımda bakım sunmaktır.
Çocuklarınızı keyifle büyütmeniz dileğiyle.
Paylaş