Paylaş
Ne yapmalı?
Davranışsal değişimi oluşturabilmek için öncelikle zihinsel farkındalık yaratmak gerekiyor. YAVAŞ YEMEK, bu yüzden çok önemli. Hızlı yediğimizde hem doyma sinyali için fırsat tanımıyoruz, hem de porsiyonlar büyümüş oluyor.
Bu dönemde kişi kilo almış olabilir, kilo vermiş olabilir ya da kilosu aynı kalmış da olabilir. Özellikle tam kapanma ile beraber stres yükünüzün arttığının farkındayım. Ancak şunu kabul etmek gerekiyor. Bu süreç öyle ya da böyle geçecek. Önemli olan bundan sonrasına odaklanmak!
Kendinizi her gününü dolu dolu geçirmek için sıkmamalısın. Bu tarz dayatmalar stres yükünü daha da artıracaktır. Kendi ihtiyacını belirlemelisin. Aç mısın? Tatlı mı istiyorsun? Yoksa canın mı sıkkın? Bu gibi ayrımlara dikkat etmek gerekir. Çoğu kişide gözlemlediğim canı sıkkın olan birey yemek yemeye yönelebiliyor. Manevi açlık, fiziksel doyum ile karşılık bulmaya çalışıyor. Çözüm ne olacak?
Ne yediğinden çok nasıl ve neden yediğine odaklan. Örneğin; sevdiğin bir yemeği yerken önce durup bir düşünmek, hangi aşamalardan geçtiğinin farkına varmak, o ana odaklanmak gibi farkındalıklar sizin daha kontrollü olmanızı sağlar.
Aynı zamanda yapılan çalışmalar da gösteriyor ki stres, öfke, kaygı, can sıkıntısı, üzüntü gibi durumlar daha fazla karbonhidrat tüketimine yöneltiyor. Dolayısıyla da doğru orantılı olarak anksiyete, huzursuzluk, düzensiz beslenme ve beraberinde düzensiz yaşamı da tetikliyor.
Bu yüzden yemek yerken farkına varmak, dinlenmek, durup lezzetin kokusu, tadını almak sizi fazla yemek yemekten kurtarabilir. Bu dönemde (ramazan ayında) danışanlarımdan dinlenerek yediğinde ciddi anlamda porsiyonlarda küçülme ve sadece ihtiyaç duyduğunda tatlı yeme isteği oluştuğunu söylebilirim. Siz de deneyin…
Sağlıklı aydınlık günler dilerim.
Paylaş