Paylaş
Bu yüzden de bazı kelime algılarımızın değişmesi gerekiyor. Kısaca örneklendirmek istiyorum.
-Senin nasıl göründüğün bir başkasının yorumuyla anlam kazanmayacak.
-Senin nasıl göründüğün kimseyi ilgilendirmiyor.
-Her zaman iyi beslenip beslenmediğin kilondan anlaşılmıyor, anlaşılmayacak da.
-Herkes zayıfladığında daha sağlıklı olmuyor, olmayacak!
-Kilon değiştiğinde etrafında en fazla 5 kişi bunu fark edebilir, umursayabilir. Geri kalanına takılmamalısın.
-Etrafında başarısızlığınla mutlu olacak insanlar olabilir. Sana ‘’Yapamayacaksın!’’ dediklerinde umursama.
-“X gıdası diyette olmaz, aa sen bunu mu yiyorsun?” diye yorum yapanları umursamalısın.
-“Ben bu diyetleri biliyorum ya” ya da ‘’Bu diyet şu olmadan olmaz!’’ diyenler beslenmenin bilimsel gerçeklik taşıdığının farkında değiller.
-Diyet ‘’aç kalmak’’ demek değildir. Aç kaldığı(n) için doğru yolda olduğunu sanma.
-Diyetisyenlerin zayıf olma zorunluluğu da yok. İşin bilimsel kısmından sorumluyuz sadece.
-Mucize besin yok. Zayıflatan kür/ilaç/ot/bitki/kökü/sapı/çöpü/çayı olmaz. Beslenme bir bütündür. Bu önerilere kulak kabartmayın.
-Diyetisyenlerin sihirli değnekleri de yok. Aldığınız kiloları ne kadar sürede aldıysanız, vermeniz de bir o kadar zaman alabilir.
-Ne kadar sürede verdiğin tamamen kişisel, sana bağlı, bir başkasıyla kıyaslamamalısın.
-Başarı dediğin şey verdiğin kiloda değil, elde ettiğini korumanda. Bunun içinde beslenme alışkanlığı kazanmak zorundasın.
-“Ben kendime engel olamıyorum” diyen biri için çözüm bir başkasında değil sadece sende!
-Tüm yolculuk tamamen seni ilgilendiriyor, lütfen başkalarının senin diyetine ya da kilona karışmasına izin verme.
Paylaş