Paylaş
Artık çevremizde çocuklu hayatta çocuklara etkinlik yaptırmaktan, sürekli bir oyun ya da oyuncak bulmakla uğraşır olduk. Bu durumu değerlendirilmesi gereken önemli bir konu olduğunu düşünüyorum.
Yetişkin hayatımızda bile tüketim tüm hızıyla devam ederken, gerçek bir sohbet ortamı sağlamayan, sohbet edemeyen pek çok kişi gözlemleyebilirsiniz. Peki, biz yetişkinler çocuklarla neler paylaşıyoruz?
Çoğumuz çocukların yaşamına sürekli bir bilgi ve deneyim katmak zorunda hissediyoruz. Ders alması ve öğrenmesi gereken çocukken kendi konumumuzu bir anda öğreten, öğretici kişiye dönüştürüyoruz. Halbuki paylaşım, sohbet, ortak alanlar ve eşit şartlarda gerçekleşebilir. Paylaşımın içerisinde hiyerarşik bir düzen, etiket ve ön yargılar barınamaz. Peki, çocuklara öğretmeye çalıştıklarımızın dışında birlikte sohbet edebileceğimiz bir ortam sağlayabiliyor muyuz?
Yaşamımızın her anını ekranlar, görevler ve yetişilmesi gereken yerler, yapılması gerekenler doldurmuşken, yetişkin olarak bizler kendi seslerimize sağırlaşmışken, çocukları gerçekten duyabiliyor muyuz? Bir çocuğun kendini ifade edebilmesi için sakin, huzurlu ve onu hevesle, istekle dinleye bir ebeveyne ihtiyacı vardır. Bu nedenle uyku öncesi çocukların günü değerlendirebilmeleri, kendilerini ifade edebilmeleri ve anlamlı, anlamsız konuşabildikleri uygun ortam ortaya çıkar. Uyku öncesi konuşmalar çocuğun sadece uykudan kaçmak için yaptığı bir davranış değil sakin, huzurlu bir ortama da sahip olması ile ilgilidir. Bu durumu gün içerisinde de başarabilir miyiz? Çocuklara bir yetişkin olarak bir şeylerin dersini vermek yerine onları dinlemeye, anlamaya çalışarak sakin bir ortam hazırlamak çocuklarla sohbet edebilmek için doğru bir adım olacaktır. Biz yetişkin olarak pasif olmayı kabullenip çocukları aktifleştirebildiğimiz zaman sağlıklı bir sohbet ortamı sağlayabiliriz.
Sohbet için bilgiye ihtiyaç duyarız
Bu yazıyı yazarken bir kafede oturuyorum. Sağ tarafımdaki masada ergen bir genç kız ile annesi oturuyor. Annesi ile ortak noktaları ise dedikodu… Sol tarafımdaki masada ise bir grup genç oturuyor. Sohbet malzemeleri ise kıyafet moda ve magazin… Biz yetişkinler ya da yetişkin adayları sohbet edebilmek için her koşulda paylaşabileceğimiz bilgiyi bulabiliriz ama bir çocuğun hayatına girmek istiyorsak yaşamla, doğa ile, çevreniz ile ilgili ilgi çekici bilgilere sahip olabilmeniz gerekir. Çünkü çocuğun ilgisini önce içinde bulunduğu dünya cezbeder. Bu merak insana, doğaya, yaşama aittir. Basit ve sadedir. Yalnız günümüzde çevremize, kendimize, doğaya ve bilgiye o kadar duyarsızlaşmaya başlıyoruz ki çocuklarla sohbet edebilmek için bile ortak bir paylaşım alanı oluşturamıyoruz.
Ritim dünyaya geldiğimiz andan itibaren bizi sakinleştirir ve yoğun dikkati her daim üzerine çeker. Bu nedenle bir çocukla iletişime geçmek istediğiniz ve sohbet açabilmek için şarkılardan, ritimden yararlanabilirsiniz. Bir çocukla iletişimdeyken ses tonunuz bile ritmik olabilir. Bu durum çocuğunuzun dikkati çok daha yoğunlaştırırken aynı zamanda sağlıklı bir sohbet alanı sağlar.
Çocuğunuzla iletişim fırsatını oluştururken yaşamınızdaki her durumu hikâyeye çevirebilirsiniz. Eskiye dair bazı fotoğraflar hala zihnimizdedir. Evin büyüğü, dedesi kendi hayatından ya da bildiği en güzel hikayeleri etrafında toplanan çocuklara anlatır. O fotoğrafta çocukların heyecanla anlatıcıyı dinlediğini görürsünüz. Sohbet edebilmek için hikayeler en değerli çıkış noktamızdır. Basit bir olayı ya da geçmişten bir hikâyeyi çocuklarla paylaşarak güzel bir sohbet ortamı yaratabiliriz. Konuyu açar ve çocuğun konu ile ilgili söylemek istediklerini dinleyebilir, birlikte hikâyenin yönünü değiştirebilir hatta etrafınızda olan nesnelerden birlikte yepyeni bir hikâye yazabilirsiniz.
Sohbet etmek, yaşamımızda olan kişi ile birlikte “anı paylaşabilmemiz” için iyi fırsatlardır. Kendi sesimize bile ağırlaştığımız bu zamanda çocukların bizlere duyurmaya çalıştığı sesleri fark edebilmek, duyabilmek, anlayabilmek daha fazla çaba sarf etmemiz gerekiyor.
Paylaş