Paylaş
1-2 yaş döneminde çocuğun hem bedensel hem de zihinsel gelişimi hızla ilerlemektedir. Çocuğunuza verdiğiniz yönergeleri anlar ve yerine getirir. Örneğin; “Bana kumandayı getir” dediğinizde, bu yönergeyi yerine getirebilecek zihinsel ve fiziksel donanıma artık sahiptir. Öğrenimin ve gelişimin yoğun olduğu bu dönemde çocuğun taklit becerileri ön plana çıkar ve ebeveynin her davranışını taklit eder, iyi ya da kötü! Buna en iyi örneklerden biri de çocuğun annenin toz alışını taklit etmesidir. Bu hızlı gelişim ile beraber anne-babanın, çocuğun bu değişimine eşlik etmesi beklenirken aynı zamanda çocuğun hayatında da bir rehber ve öğretici rolünü de üstlenmelidir.
1-2 yaş döneminde artık çocuklar çevresini, eşyaları, çekmeceleri karıştırıp prize parmağını sokabilecek kadar beceriklidir. Ve “Hayır bunu yapmamalısın, bu yanlış” dediğinizde bu engellemeyi yerine getiremeyecek kadar da küçüktür. Bu dönemde çocuğunuz keşfetme ve büyümenin getirdiği merak ve istekle her şeyi karıştırırken anne-baba olarak çocuğa nasıl sınır konulacağı bir soru işaretidir. Anne-baba olarak 1-2 yaşında çocuğumuza sınır koyarken yaşı ve gelişiminin getirdiği özelliklere göre davranmalıyız.
Çocuğunuz ile ilk önce iletişime geçerken onun dil gelişimini göz önüne almalısınız. Unutmayın o konuşmaya daha yeni başlarken aynı zamanda kurduğunuz uzun cümlelerden de anlamayacaktır. Cümlenin kısa ve net olması çocuğunuz ile iletişim kurmanızı kolaylaştıracaktır.
Bir çocuğun olumlu bir davranışı kazanırken ya da bir beceri, bilgiyi öğrenirken en değer verdiği şey anne-babasının onu desteklemesidir. Bu dönemde çocuğunuzu heveslendirirken yalnızca “aferin” demeniz yeterli olmayacaktır. Çünkü çocuğunuza “aferin” diyerek ödüllendirdiğinizde bu kelimenin iyi ya da kötü bir şey olduğunu anlayamaz. Mutlaka nesnel olarak çocuğunuzu ödüllendirmelisiniz ki anne-babası tarafından onaylandığını hissedebilsin. Çocuğunuzun yeni bir beceri kazandığını gördüğünüzde vereceğiniz tepki, ses tonunuz ve beden diliniz çok önemlidir. Çocuğunuza “aferin” derken, coşkulu, istekli bir durumda demeli, alkışlayarak ya da onu kucaklayıp öperek onu aynı zamanda ödüllendirmelisiniz.
Bu yaş çocukları her şeyi yapabilir, her yere girebilir. Bu noktada anne baba olarak sınır koymakta zorlanabilirsiniz fakat öncelikle ev kurallarınızı belirlemeniz size yardımcı olacaktır. Unutmayın ki bu ev kuralları toplu yaşama uyum sağlama ve hiç kimsenin zarar görmemesi için kabul edilemeyen davranışlar için geçerlidir. Örneğin, salonda kimin eşyası duruyorsa işi bittiğinde o eşyanın odaya götürülmesini ya da eşyalara zarar vermenin yasak olduğunu öğretebilirsiniz.
Çocuğunuza kurallar koyup hayatını sınırlandırırken onun öğrenmeye aç bir birey olduğu gerçeği de unutulmamalıdır. Bu nedenle onun keşfedip, öğrenebileceği alanlar yaratmalısınız. Evde ona zarar verecek ve hareket özgürlüğünü kısıtlayabilecek eşyalardan kaçınmalısınız. Bu dönemde çocuğunuzun özgürce dolaşabilmesi onun gelişimi için önemlidir. Bu nedenle evde çocuğunuza zarar verecek eşyalardan kaçınıp mümkün olduğunca sizin az müdahale edip çocuğunuzu engelleyeceğiniz, çocuğun zarar görmeyeceği bir alan yaratmalısınız ki çocuğunuz hem çevresini keşfedebilsin hem de zarar görmesin. Böylelikle siz de anne-baba olarak sürekli “hayır” diyerek engelleyen rolünüzden kurtulabilirsiniz.
Bu kelimeler çocuk için ilk önceleri hiçbir şey ifade etmez ama çocuk için önemli olan bu kelimeler söylenirken hissedilen duygudur. Unutmayın ki panik, sinir, öfke ile söylenen bu sözcükler çocukta bir süre sonra korku, öfkeyi doğurabilir. Çocuğuna sürekli “ayıp, hayır” diyen bir ebeveyn, çocuğu ile arasındaki ilk iletişim hatalarını yapmaya başlamış demektir. Endişelerinize yenik düşmeyin. Çocuğunuz birçok tehlikeli davranışlarda bulunuyor olabilir yalnız siz anne-baba olarak çevreyi düzenleyip onun yaşam alanını oluştururken kurallarınızı ve sınırlarınızı belirleyerek sürekli çocuğuna “hayır” demekten de kurtuluyorsunuz.
Paylaş